**Memlekette o kadar sorun var ki hangisini öncelikle yazalım bilemiyoruz. Bırakın genel sorunları, bireysel sorunları bile ulaştıran öyle bir çevre var ki sormayın gitsin. Komşu illerin üniversiteleri Tıp Fakültesi mi, Sağlık Bilimleri Fakültesi mi almış onlar için önemli değil…

**Özelleştirilen bazı kurumlarla başı dertte olanlar Tüketici Hakem Heyeti ve ilgili merciler dururken, bireysel sorunlarını yerel medyaya aktarıyor. Alacak-verecek meseleleri ve GSM operatörlerinin hizmetlerinden memnun olmayanlar bile sorunlarını yerel medyaya iletiyor.

İLGİNÇ SORUNLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Bu şehirde sorunlar bitmek bilmez…

Genel sorunlar bitse de bireysel sorunlar neredeyse ‘memleket meselesi’ haline getirilecek.

Son günlerde özelleştirilen kurumlardan DEDAŞ ve Telekom’a bazı nedenlerden ötürü sitem edenler var…

Özelleştirilen bazı kurumlarla başları dertte olanlar, telefonlarımıza ulaşıp tepkilerini anlatıyor; “Neden yerel medya karşılaştığımız sorunlara yer vermiyor?”

Tepkisini dile getirenlere anlatıyoruz; “Bireysel hakkınızı aramak için Tüketici Hakem Kurulu başta olmak üzere ilgili merciler hakkında suç duyurusunda bulunabilirsiniz…”

Ne anlatırsanız anlatın nafile…

Mağdur olduğunu iddia eden vatandaşlar, hep yakınıyor. Neredeyse görevini yapan yerel medya mensuplarını suçlayacaklar.

Ne ilginç bireysel sorunlarla karşı karşıya kaldığımızı size anlatmaya kalkarsak kitap bile olur…

Geçenlerde DEDAŞ’ın faturalarından yakınan bir vatandaş anlatıyordu; “Hak etmediğimiz uygulamalara yerel medyamız yer vermiyor…”

İlgili kurumlara sitem edeceklerine yerel medyaya verip veriştiren vatandaşa, bireysel sorunlardan çok genel sorunlara yer verdiğimizi hatırlattık ama boş!

Bizden hatır isterken de yakına yakına ayrıldı…

Bu şehirde her olumsuzluğu yerel medya giderecek diye bir algı oluştuğundan herkesin umudu olabilmek ne kadar da güç…

YAKINAN YAKINANA…

Vatandaş ilgili kuruma veya kuruluşa yakınacağına en rahat ulaştığı yerel medya mensubuna yakınıyor.

Dün öğle saatlerinde telefonumuz çaldı. Telefonun ucundaki vatandaş, özelleştirilen Telekom’la ne sorunu varsa başladı anlatmaya…

“Kameraman arıyorum, gazeteci arıyorum. Bizi dinleyen kimse yok mu?” deyip başladı yakınmaya…

Muhatap durduğu halde vatandaşın yakındığı kişi nedense gazeteci…

Oysa özelleştirilen bazı kurumların halkla ilişkiler birimleri ile şikayet edileceği diğer merciler var. Fakat vatandaş, kolaya kaçıp medyaya odaklanmış.

Memlekette ‘Gazete yazarsa sorun hallolur’ düşüncesi hakim ya…

Vatandaşın haklı olduğu gerekçeler elbette var, ancak muhatap öncelikle ilgili kurumlar.

KAÇAK YAPILARDA DA SORUN AYNI
Son aylarda belediyenin kaçak yapılara yönelik yıkım kararını tüm kamuoyu biliyor.

Bu işte kararlı olan yöneticilerin çalışmaları her gün yerel medyanın manşetlerinde. Yine geçen hafta söz konusu yapıların sahiplerinden telefonla ulaşanlardan bir yakınma daha aldık. Hem de ne yakınma; “Neden yerel medyamız bizi dinlemiyor. Borçlandık, sıkıntıdayız. Bizi de bir dinleyin…”

Kaçak yapı meselesinin yerel medyanın işi olmadığını hatırlattığımızda maalesef o çevreden de tepki dolu sözlerle karşılaştık…

Düşünün, kaçak yapılarla gazetecilerin ne işi olabilir?

İlla da gazeteci yazacaksa neden kanuna aykırı yapı inşa ettiğini yazmalı…

Rant elde edenleri ifşa etmeli…

Tabiri caizse memlekette sorun içinde sorun var.

TOPRAKLARI SU ALTINDA KALINCA
Ilısu baraj gölü seviyesi yükselince Batman-Diyarbakır il sınırındaki köylerin bir bölümü de sular altında kaldı. Zillek, Köpeli ve Encoline köylerinin bir bölümü su altında kaldı.

Önceki gece geç saatlerdi. Cep telefonumuz çaldı…

Komşu il’e ait bir köyde oturan bir vatandaş anlatmaya başladı; “Günlerden bizi dinleyecek gazeteci arıyoruz. Neden bizi dinlemiyorsunuz? Topraklarımız su altında kaldı. Binlerce ekili dönem alanımız baraj suyu altında. Yakında köyümüze de su ulaşacak. Neden gazeteciler görevlerini yapmıyor?”

Telefonun ucundaki vatandaşa DSİ’nin topraklarının istimlak bedellerinin ödeyip ödemediğini sorduk. Aldığımız yanıt ilginçti; “Evet DSİ’den istimlak paralarımızı aldık ama bu yıl bizi idare etsinler. Ekili alanlarımız su altında kalmasın…”

Parasını aldığı halde o toprağı ve köyü terk etmemekte direnen vatandaşa ne demeli?

Sözün kısası; Yerel gazeteler neredeyse vatandaşın şikayet bürolarına dönüşmüş. GSM operatörlerinin hizmetlerinden yararlanmayan vatandaşın bile şikayetini alır hale geldik...

Gelin bireysel sorunlarınızdan vazgeçin. Bakın komşu il Siirt önceki gün Siirt Üniversitesi’ne bağlı Sağlık Bilimleri Fakültesi’ni de bünyesine kazandırdı. Geçen yıl da Siirt’e Tıp Fakültesi verilmişti. Keşke bazı okurlarımız ‘Neden Batman’a Tıp Fakültesi ile diğer fakülteler verilmiyor’ diye sorsalar.

Varsa yoksa bireysel sorunlar…

Kalın sağlıcakla.