Dünden devam

Konya’da mevsimlik emekçilerin trafik kazasında can vermeleri ve 7 tabutun sıraya dizilmesi üzerine yaptığım eleştiriler, tespitler ve önerilerin kamuoyunda gereken karşılığı bulmasını dilerim.

Duyarlı olmak zorundayız. Çünkü çok ciddi bir toplumsal sorundan söz ediyorum.

Çocukları, yeğenleri mevsimlik emekçi olmayanlar için belki de böyle bir sorun yoktur. Ancak dünkü yazımda da ifade ettiğim gibi şu anda Batman’dan binlerce emekçi Malatya’ya kaysı toplamaya gitmiştir.

Yarınlarda Karadeniz illerine fındık toplamaya gideceklerdir…

Nice çocuklarımız, gençlerimiz Karadeniz’e fındık toplamaya gidiyor. Bu emekçilerimiz, çocuklarımız Karadeniz’in muhteşem doğasını görmek için turistik geziye gitmiyorlar…

Karadeniz’in ücra dağlarında, vadilerinde, derme çatma barınaklarda, soğukta, yağmurda, çamurda, siste düşük ücretle, sosyal güvencesiz olarak çalışmak zorunda olan insanlarımızdır…

**

**

BİR DÖNEMİN ÇALIŞMA BAKANI DİNÇER’İN TESPİTLERİ…

Bakınız 2010 yılında dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, mevsimlik tarım işçileri konusunda göç veren ve göç alan illerin vali ve belediye başkanlarının katıldığı toplantıda, eylem planını açıklarken durumu nasıl özetlemiş: “Dinçer, işçilerin yoğunlukla ulaşım, barınma, eğitim, sağlık, güvenlik, sosyal çevre ile ilişkiler, iş ve sosyal güvenlik konularında sorunlar yaşadığını ifade etti. Bakanlık olarak, diğer bakanlık, kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin katılımı ile bir eylem planı hazırlattıklarını
bildiren Bakan Dinçer, mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı sorunlardan bazılarını şöyle sıraladı:

-İşçiler uygun olmayan araçlarla ailenin tamamı ile kullandıkları
tüm eşya, araç ve gereçlerle yolculuk yapmakta.(2010 yılı tespiti, dikkat 10 yıl sonra aynı yerdeyiz.)
-Yaklaşık 300 bin kişi göç etmekte ancak 60 bininin barınma imkanı işverenlerce sağlanmakta. İşçiler 6-8 metrekare büyüklüğünde 4-12 kişinin yaşadığı derme çatma çadırlarda elektrik, su, tuvalet ve banyo gibi imkanlardan mahrum, her türlü bulaşıcı hastalığa açık sağlıksız mekanlarda barınmakta.
-Çocukların çoğunluğu ailenin göç ve çalışma zamanına bağlı olarak 3-6 ay eğitimden yoksun kalmakta. Okula devam edenler, yılda 3-4 kez okul değiştirmekte.
-Barınma yerleri ve çevrelerinde tuvalet, banyo, çamaşır ve bulaşık yıkama yerleri bulunmamakta, çöplerin düzenli toplanmaması sivrisinek ve diğer haşerelere karşı düzenli ilaçlama yapılamaması temizlik ve sağlık açısından ciddi tehlikeler oluşturmakta.
-İş kazası ve tarımsal ilaç zehirlenmeleri sıkça görülmekte.
-Sağlık kurumlarına erişim yetersiz kalmakta. Gebe ve bebek takipleri
ile de aşı uygulamaları aksamakta.
-Kimi ihtiyaçların ormandan ve çevreden temini huzursuzluğa ve yasal
sorunlara neden olmakta.
-İşveren-aracı-işçiler arasında ücret ve alacak verecek anlaşmazlıklarından kaynaklanan kavgalar olmakta.
-Siyasi istismar ve provokasyon çabaları görülmekte.
-Kültür, eğitim, dil, etnik kimlik farklılıkları, gidilen yörelerde (öteki) olarak algılanmalarına ve uyum sorunlarına sebep olmakta.
Gezici mevsimlik tarım işçiliği uygulamasının, benimsedikleri ve onay verdikleri bir çalışma yöntemi olmadığını vurgulayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, şöyle konuştu:
'İçinde bulunduğumuz bu yüzyılda koşullarını ne kadar düzeltirseniz düzeltin mevsimlik tarım işçileri gerçeği sorun üreten ve çalışma hayatımızın kalitesini düşüren bir uygulamadır. Bu tür uygulamaları ve çalışma yöntemlerini orta ve uzun vadede tümüyle ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalarımız da devam etmektedir. Ancak gezici mevsimlik tarım işçileri de ülkemizin bir gerçeğidir, ne kadar görmezden gelinirse gelinsin uzun yıllardır fiili bir durum olarak çalışma hayatının içinde yer almaktadır. Alacağımız tedbirlerle mevsimlik tarım işçilerinin insan onuruna yakışmayan yaşam ve çalışma koşullarını iyileştirmeyi amaçlıyoruz. Ancak bu tedbirler, bir anlamda uygulanmakta olan gezici mevsimlik tarım işçileri ile ilgili genel anlayışı da ortadan kaldıracaktır.''

Sayın Dinçer, 10 yıl önce bu çok çarpıcı tespitleriyle soruna dikkat çekmişti. Uzun bir konuşma metni olsa bile bilginize sunmak istedim.

Aradan 10 yıl geçmiş, hala emekçilerin hayatında bir değişiklik yok…

Hala yollarda ailece can veriyorlar…

Hala çocukları eğitimsiz. ..

Hala çocuk işçiler çalıştırılıyor…

Hala Valilik bünyelerinde İzleme Kurulları oluşturulmadı…

Hala bu konuda STK’larla toplantılar düzenlenmiyor…

Devamı yarın