Dünden devam

Değerli Okurlar, ‘sahipsiz’ olarak nitelediğim mevsimlik tarım emekçileriyle ilgili değerlendirmemi ilgililerin okumaları umuduyla bugün de sürdürüyorum.

24 Mart 2010 Tarih ve 27531 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ‘Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi’ konulu 2010/6 Nolu Başbakanlık Genelgesinde bu emekçilerin zorlu yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik önemli ifadeler vardı.

http://www.alomaliye.com/2010/03/24/mevsimlik-tarim-iscilerinin-calisma-ve-sosyal-hayatlarinin-iyilestirilmesi-hakkinda-basbakanlik-genelgesi-20106/

Yukarıda linkini verdiğim söz konusu genelge 2017 yılında yürürlükten kaldırıldı, ancak yerine 19 Nisan 2017 tarihli 30043 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2017-6 nolu Başbakanlık Genelgesi yürürlüğe girdi.

Binali Yıldırım’ın Başbakan imzasıyla yayımlanan yeni genelgeye herkes ulaşabilir. Lütfen okuyun.

Son genelgede de bütün ilgili bütün bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına, valiliklere düşen görevler açıkça ifade edilmiştir. Herkes eylem planını hazırlayarak üzerine düşeni yerine getirmekle emrolunmuştur.

Ne yazık ki mevsimlik işçilerin hak ve hukuklarını, eğitim, sağlık, ulaşım, sosyal hizmet, konaklama vs tüm sorunlarının çözümü için verilen talimatlar yerine getirilmemektedir. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın duyarsızlığı ortada iken, kağıt üzerinde kalan talimatlar pek bir anlam ifade etmediğinden emekçilerimiz dram üstüne dram yaşamaya devam etmektedirler…

**

**

Mevsimlik işçiler sorununu her zaman önemsedim. Çünkü Batman, ne yazık ki Şanlıurfa gibi yoğun mevsimlik işçi veren kentlerden birisidir.

Urfa’da feodalite egemen. Toprak ağaları hala yüz binlerce dönüme hükmederken, emekçiler GAP projesine rağmen göç yoluna çalışmaya gidiyorlar…

Toprak Reformu hiçbir zaman yapılmadı, yoksul köylüler ırgat olarak yaşamlarını sürdürmeye devam ediyorlar…

Bununla hukukçu dostum Sayın Mehmet Ali Devecioğlu’nun yaptığı değerlendirmeyi de bilgilerinize sunmak istiyorum:

BU DA HUKUKÇU DEĞERLENDİRMESİ…

“Mevsimlik işçi aileleri ; topraksız ve yoksul köylülerdir. Onlara, yaşamlarını sürdürmeye yetecek kadar toprak verilmelidir. İmkansız öneri değildir bu söylediğim. Bölgede hem hazine arazileri çok geniştir, hem de 100 köy sahibi aileler bile vardır. Devlet -Toplum işbirliği ile bu yara tedavi edilebilinir.
Tarım sektöründe çalıştırılmak üzere Mevsimlik işçi adı ile iş verilen ve emekleri ile beraber hayatları da kiralanan işçilerdir bunlar. Genelde sendikasız, günü birlik ve temel ‘sosyal haklar’dan dahi mahrum bir durumda çalışırlar.Yaşadıkları yerlerde iş bulamadığından, uzak illerde iş bulurlar. Kamyonların kasalarına doldurulup, istif şeklinde taşınırlar ve çadırlarda kalırlar. Gittikleri yerlerde köylüler ve yöre sakinleri tarafından genellikle kendi yaşadıkları ortamların içine de kabul edilmezler.

Söke’ye pamuğa, Ordu’ya fındığa giderken diye başlayan haberler de, sayıları duyup geçeriz .Mevsimlik tarım işçilerini taşıyan araçta bilmem kaç kişi hayatını kaybettiğini diye duyarız. Hem de isimlerini kah okur kah okumazlar. Onlar Toprağın ve hasadın isimsiz kahramanı işçileridirler. İşgücü göçünün birinci biçimini “mevsimlik tarım işçiliği” oluşturmaktadır. Urfa ve Adana’da pamuk; Akdeniz’de ve Ege’de yaş sebze, meyve, üzüm, zeytin ve tütün; Marmara’da sebze, meyve ve fındık; Karadeniz’de fındık, çay ve tütün; İç Anadolu’da sebze toplayıcılığında ihtiyaç duyulan ucuz tarımsal emek içerisinde Mevsimlik tarım işçilerinin emeğinin payı çok büyüktür. Her iki mevsimlik işçiden biri doğduğu andan itibaren mevsimlik tarım işi için seyahat ediyorken, Türkiye’de 48 farklı ilde mevsimlik tarım işgücü çalıştırılıyor. Bunlardan On kişiden biri nüfusa kayıtlı değil, Kız çocuklarının dörtte biri okulla bile tanışmıyor. Yaşam ve doğumlar sağlıksız şartlarda olduğundan Anne ölümü riski on; bebek ölüm riski beş kat fazladır.
Çünkü hala kamyon kasalarında işçi taşınmaya ve hayatlarını kaybetmeye devam ediyor. Çünkü hala işçiler barınmak için bulundukları yerlerde gayri insani ve gayri nizami yaşam şartlarında yaşamaya devam ediyorlar. Çünkü hala ulaşım, barınma, eğitim, sağlık, güvenlik, çalışma ve sosyal güvenlik bakımından mevcut sorunlar devam etmektedir. Çünkü Şanlıurfa’da, yaklaşık 20 bin çocuk, her yıl eğitim döneminin önemli bir kısmını tarlada geçiriyor ve eğitimsiz bırakılan çocukların da telafisi zor sonuçları olduğunu biliyoruz.”

Sayın Devecioğlu’nun tespitleri önemli. Basit sorundan söz etmiyorum. Hepimizin yakınları Mevsimlik işçi olarak çalışmaya gidiyorlar. Az önce öğrendim ki çok sayıda tanıdığım yoksul aile fertleri Malatya’ya Kaysı toplamaya gitmişler. Üniversitede öğrenim gören bir kız öğrenci olan yeğenlerimden birinin de aile bütçesine katkı sunmak için gittiğini öğrenince yüreğim sızladı…

Yazıya nokta koyabilirim. Ancak duyarlı bir kamuoyu oluşturulmazsa, mevsimlik işçilerimizin kaderi değişmeyecektir. O nedenle bu mevzuya devam diyorum

Devamı yarın