Farkındayım yorumun başlığı klişe

Kaçıncı değiştir 'Sahipsiz Batman' söylemi.

Bir kent düşünün ki varlık içinde yokluk yaşasın.

Petrolü bol…

Maliye Bakanı var…

Diğer illerin aksine TPAO, TÜPRAŞ gibi dinamiklere sahip…

Sadece bu artılar bile bir kentin, birçok arenada boy göstermesine yeterli.

Ancak gelin görün ki 550 bin nüfuslu petrol kenti, futbolda 3. ligde temsil ediliyor. Her yöneticinin veya her vatandaşın ağzından 'Batman'a 3. lig yakışmıyor' ifadelerini 'spor'un konuşulduğu her ortamda duyuyoruz/diyoruz.

Peki üst liglere çıkmak için kim ne yapıyor?

Cevap çok basit; hiç bir şey

Önümüzdeki hafta play-off maçları oynanacak ama kentin hiçbir dinamiğinden 'tık' yok…

Ne valilik, ne belediye, ne işadamları ne de diğer unsurlar…

Kentin tanıtımında büyük rol oynayan Petrolspor'a nedense Batman kamuoyu sadece 'pankart' desteğinde bulunuyor. O da basının yönlendirmesiyle…

Önceki gün Petrolspor Kulüp Başkanı Gökhan Akın'ın düzenlediği basın toplantısındaydım. Başkan, camianın hiçbir maddi sıkıntı yaşamadığını ifade ederek, manevi desteğe ihtiyaç duyduklarının altını çiziyordu… Ancak Akın, Alanya'daki maçlara taraftarların götürülebilmesi için kentin dinamiklerini işaret ediyordu.... Serzenişi de yerindeydi: "Play-off'a kaldığımız günden beri kimse ne yapabiliriz diye bile sormadı. Biz, başarımızı Batmanlılarla paylaşmak istiyoruz. Sonuçta Petrolspor, Batman'ın takımı."

Açıkçası 8 ay önce Batman’a atanan Vali Yılmaz Arslan'ın spora olan ilgisinden umutluydum. Balıkesirli meslektaşlarımızla görüştüğümüzde: "Çok şanslısız. Tecrübeli ve sportif faaliyetlere büyük önem veren bir Valiye sahip oluyorsunuz. Balıkesirspor'a çok büyük destekleri oldu" görüşlerini almıştım

Ne yazık ki Vali Arslan’ın Petrolspor konusunda aynı hassasiyeti gösterdiğini söylemek mümkün değil. 

Henüz görev süresinde bir yılını doldurmayan Vali Arslan'ın yönetim anlayışına, demokrat duruşuna ve halkla iç içe olan görüntüsüne şimdilik diyeceğimiz yok. Sonuçta bir yıl, 'eleştiri' için erken bir süre olabilir. Fakat, bazı konular vardır ki bir ay bile yeter analiz için. Bu konulardan biri de Vali Arslan'ın Petrolspor'a olan ilgisizliği.

Bir süre önce de Balıkesirli gazeteciler Batman'daydı. Vali Arslan'ın ağırladığı Balıkesirli gazeteciler, Arslan’a Balıkesirspor forması hediye ediyordu. Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti Başkanının konuşması dikkat çekiciydi; “Takımımızın 1. lige çıkmasında Valimizin büyük emeği vardır...”

Balıkesirspor'un maçlarını neredeyse kaçırmayan (Balıkesirli gazetecilerin ifadesi) ve büyük destekler sunan Vali Arslan'ın 2. lig kapısındaki Petrolspor'a hiç bir destek vermemesi düşündürücü değil mi?

Ya da Arslan'ın bu sezon Petrolspor’un sadece 2-3 maç izlemesi ve kulübe sadece bir ziyaret gerçekleştirmesi de bir o kadar manidar değil mi?

Sahipsizlik konusunda durumu sadece Vali beye yığmak elbette doğru değil…

Bakan, vekiller, belediye ve diğer kurumlar da bu eleştirilerden pay almalı.

Taraftar Alanya'ya gitmek istiyor ama yöneticilerimizin kulağı tıkalı. Basın aracılığıyla yöneticilere seslenen taraftara cevap veren bile yok.

Sahipsizlik dedik… Sadece Petrolspor konusunda sahipsiz bir memleket değiliz elbet…

Geçen yıllara oranla iyi de olsa yatırımlarda isteği payı almayan,

Açlık sınırında 3 bin vatandaşı olan,

Aylarca bitirilemeyen, milyonlar harcanmasına rağmen düzgün bir refüjü bile olmayan,

Trafik sorunu her geçen gün büyüyerek can alan,

Polis merkezine 30 metre mesafedeki Cumhuriyet meydanında bile gelişi güzel provokatif eylemlere önlem alınamayan,
İl olma tarihi bile zaman zaman unutulan bir Batman…


Karamsar bir tablo çizdiğimin farkındayım ama gerçekler de bunlar. Her şeyi toz pembe görmek hiç de zor değil. Ancak yöneticilerimizin de kentin dinamiklerinin de artık değişen Türkiye'ye ayak uydurması şart.

KORODA NEDEN KÜRTÇE YOK?...
Çok tezat bir duruma daha dikkat çekmek istiyorum…

Ülkenin 30 yıllık en büyük sorununun çözüldüğü şu zamanlarda Tüpraş Batman Rafinerisi ile Milli Eğitim Müdürlüğü’nün oluşturduğu korolardaki tutuma ne demeli?

Bu kurumları öncelikle sosyal yönden Batman’a kattıkları değerden ötürü kutlamak gerek. Sosyal faaliyetleri sınırlı olan bir il'de bu tür etkinlikleri yapmak önemlidir. Ancak dar kalıplarda kalmak, ülkenin değişen yüzüne ayak uydurmamak ise garip bir tutum. Bu kurum ve kuruluşlar yıllardır oluşturdukları korolarda sadece Türkçe şarkılara hatta yeri geldiğinde Azeri müziğine bile yer verirken, tek bir Kürtçe ezgi bile seslendirilmiyor. Salondaki vatandaşlar Kürtçe müziğine yakın tınıları bile çılgınca alkışlarken, repertuara Kürtçe şarkıların eklenmemesi değişen ülkenin fotoğrafıyla uyuşmuyor.

Yönetenleri ve dinamikleri daha duyarlı bir Batman dileğiyle.