Batman’da yaşayanların sıklıkla kullandığı ve bir durum tespiti içermesinin yanı sıra ‘eleştiriyi’ de içinde barındıran bir terime dikkat çekmek istiyorum.

Son zamanlarda da sıklıkla işittiğimiz ‘Batman’ın sahibi yok’ terimine değinelim.

Bu terim nereden geliyor?

Neden kullanılıyor?

Kimler kastediliyor?

Bu soruların üzerinde durmakta yarar var.

Birçok Batmanlı bu terimi daha çok kamu yatırımlarında, hizmetlerde ve diğer alanlarda hak ettiğini alamadığı zamanlarda kullanıyor. Her ne hikmetse de eskimeyen ve birçok dönemde kullanılan bir terim. 

Özellikle potansiyel, nüfus ve gelişmişlik düzeyi açısından Batman’ın gerisinde kalan bazı kentlerin, hak etmedikleri halde birçok yatırımdan yararlanması dönemsel olarak bu terimin daha çok kullanılmasına neden oluyor.

‘Kimler kastediliyor?’ sorusuna gelirsek…

Cevap net; seçilmişler ve atanmışlar

Elbette buradaki söylemde belirtildiği gibi aranan bir şahıs değil.

Memleketin ‘sahipleri’ yani halkın ‘vekil’ tayin ettikleri seçilmişler kastediliyor… 

Sadece onlar mı? Elbette değil.

Kamu kurumlarının başında olan idareciler de vatandaşın ‘hizmetkarları’ olduğundan bu tabir, hem seçilmişler hem de atanmışlar için kullanılıyor.

Bazı siyasetçilerimiz, Batman’ın sahipsiz olduğuna dair söylemleri eleştiriyor. Eleştirilerinde haklılık payları var. Çünkü onlara göre de bu şehirde yaşayan herkes birer sahip…

Kabul edilebilir bir eleştiri…

Ancak vatandaşın ‘bürokrasiyi’ aşacak ya da ‘yatırımları’ çekecek bir makamı-mevkisi bulunmuyor. En büyük gücü olan ‘seçme’ yetkisi kendisinde olsa bile talep ettiği yatırımları/hizmetleri isteyecek ‘seçilmişini’ yetkilendirmekle mükellef…

Hal böyle olunca seçme yetkisinin verdiği haklı gerekçeyle ‘vekilinden’ veya ‘atanmışlardan’ şehir adına taleplerde bulunmak en doğal hakkı…

ŞEHİR ADINA BİRLİKTELİK OLMAYINCA
‘Sahipsiz kent’ meselesine değinmemdeki asıl neden şu sıralar, Batman’ın hava yolu ulaşımında ciddi düzeyde mağdur edilmesi gerçeğidir.

İlk olarak Batman Çağdaş’ın gündeme getirdiği İstanbul seferlerinin THY tarafından düşürülme kararı sonrası ne yazık ki kentin seçilmişlerinden ve dinamiklerinden beklenen tepkiler istenilen düzeyde olmayınca meşhur terim yine kullanıldı. Neyse ki bazı girişimler sonucu THY kararından geri adım attı ve seferler düşürülmedi. Bu gelişmede kimin emeği varsa teşekkürler.

Yanlışı durdurmak ve ses çıkmak elbette kıymetlidir ama bu tür durumların yaşanmaması için Batman’a yönelik her yanlış kararda bu reaksiyonlar daha gür şekilde karşılık bulmalıdır.

Bu tür durumlarda haklı olarak başta yanı başımızdaki şehirlere ve ülke genelindeki ortalamaya bakarız…

Kimsenin diğer illere verilen yatırım ve hizmetlere diyeceği yok. Sonuç da her şehrin insanları kıymetlidir.

Mesele şurada; birçok parametrede kendisinden geride olan şehirlere oranla yatırımları/hizmetleri alamıyorsa bir şehir, burada sorun var demektir. 

Komşularımız ve bölgemize yakın bazı şehirlerdeki tabloya göz atalım;

Siirt… Hem nüfus hem de potansiyel olarak Batman’ın çok gerisinde. Yıllardır Batmanlıların Tıp Fakültesi talebi vardı. Ancak bu talebi birçok kriteri komşusundan iyi durumda olmasına rağmen Batman değil de Siirt aldı…

Diyarbakır… ‘Büyükşehir’ olması hasebiyle almadığı hizmet yok. Açıkçası hak ediyorlar da. Her yönüyle kentleşmiş bir şehir. Fakat Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün tüm yatırımlardan aslan payını da alan bir şehir. Batman gerçeğinde ise 20 yıldır bitirilemeyen ve yeni projelendirilen şehir girişi yolu meselesi ortada… Tamam, Diyarbakır yatırımlarda büyük payı alsın da 7 kilometrelik bir Batman giriş yolu da 20 yıl sürmesin.

Mardin… Son dönemlerde hava yolu seferlerini kapan şehir oldu. Turizm destinasyonunda kaptığı pastaya bile değinmeyelim. Turizm potansiyelinde ‘dipte’ olan bir şehir olduğumuzdan sadece Mardin’i izlemekle yetinelim. Büyük potansiyeline rağmen turizmin bu denli ihmal edildiği kaç şehir vardır acaba?

Muş… Uçak sefer sayısında Batman’ı geride bıraktılar. Hava yolu ulaşımında Bursa’ya aktarmasız gitmek isteyenler Muş’u tercih edebilir.

Elazığ… Komşumuz olmasa da 3 saatlik mesafede ve nüfus olarak Batman’ın gerisinde bir kent. Haftalık uçak sefer sayısı 108… Batman’ın ise Haziran itibariyle 36…

Çevremizdeki kentler, meselenin anlaşılması açısından iyi bir özet…

Petrolün başkenti Batman’a gelelim;

-Her ne kadar son iki yılda 500 yatak kapasiteli olarak planlanmış olsa da 7 yıldır yapımı gündemde olan bir şehir hastanesi gerçeğini kimse değiştiremez… Mevcut kamu hastanelerinin yetersizliği nedeniyle haftalar sonra randevu alabilen ve aylar sonrasına verilen MR-ultrason çekimleri yapabilen vatandaşların sorunları neredeyse her gün gazetelerde.

-Bölgede Diyarbakır’dan sonra en eski havalimanına sahip şehir olsa bile son 5 yılda neredeyse uçuşu kalmayacak bir kenttir Batman. Koskoca Batman Havalimanı’nda sadece iki kente uçuş var. Biri İstanbul diğeri de Ankara… Bu illere ulaşım da sınırlı. Ankara’ya haftanın 4 gününde uçuş var. 630 Bin nüfusa verilen uçak sefer sayısı tam bir trajedi…

-Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün uzun yıllardır gündeminde olan OSB ve Hasankeyf yolu... Yıllardır gündemdeydi, çalışmalar nihayet başladı. Ancak aradan geçen süre zarfında o yollarda nice canlar yitirdik.

-Petrolün başkentine iki yıl önce en yetkili makamın başındaki isim olan Bakan tarafından ‘Petrol Müzesi’ söz verilmesine rağmen projelendirmesi yeni yeni start alabilen müze durumu.

-Son dönemlerin gündem maddesi; Petrolspor… 62 Yıllık koca çınar ne yazık ki her yıl ekonomik sıkıntılarla gündemde. Sadece bir yıl ekonomik sorunlar aşıldı onda da şampiyonluk geldi. Bir süredir TPAO’ya devriyle ilgili tartışmalar vardı. Fakat bu tartışmalar sürerken takımın şampiyonluk kadrosundan futbolcu kalmadı. 2. Lig’e çıktığına neredeyse pişman olunacak. Sadece Petrolspor’da yaşananlara bakılması bile Batman’ın nerelerden kaybettiğinin bir örneği. Neyse ki sezon hazırlıkları hız kazandı.

Maddeleri birçok alanda çoğaltabiliriz.

Şehirde iyi şeyler olmuyor mu?

Elbette oluyor ama ne yazık ki kaplumbağa hızıyla…

*** 

‘Sahipsiz il’ meselesine biraz da yukarıda saydıklarımdan bakmak lazım.

İşte meselenin kaynağı bu.

Elbette mesele sadece seçilmiş ve atanmışlarda değil. 

Onları harekete geçirecek bilinçli vatandaş, STK ve Oda temsilcileri gerçeğini de unutmamak gerek.

Burada en büyük eleştiriyi, seçilmiş-atanmış kadar; yüzlerce üyesi olan ve 300 aşkın dernek ve diğer sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de hak ediyor. 

‘Batman’ adına birçok platformda yer edinen ama şehre sahiplenmeyi sadece ‘basın açıklaması’ndan ibaret sanan STK ve Dernek yöneticileri de artık şapkayı önüne bırakmalı.

Kendi mesleki menfaatleri ve talepleri olduğunda birçok etkinlik yapabilen ve duruş gösteren bazı STK temsilcileri ne yazık ki mevzu, Batman’ın kazanımları olunca sessizliğe bürünüyor. Bu tavır artık son bulmalı.

Sözün özü; Şehirde birlik ve beraberlik sağlanması adına herkesin çuvaldızı önce kendisine, ardından da iğneyi başkasına batırması gerekiyor. Kişisel menfaatlerin yerini ‘kentin menfaatleri’ aldığı vakit Batman ‘sahipli il’ olur.

****

Bugün mübarek Kurban bayramı arifesi…

Kentin sorunlarını ön palana çıkararak belki karamsar bir tablo çizdim. Fakat bu şehir hizmetlerin en iyisini hak ediyor. ‘Batman’ ortak payda kabul edildiğinde çözülmeyecek sorun da yok kanaatimce. Yeter ki şehir adına hassasiyetlerimizi ön plana çıkaralım.

Ekonomik tablonun iyi olmadığı süreçlerden geçiyoruz.

Fakat umudun olduğu her yerde çözüm vardır.

Enseyi karartmadan, umudun peşinden koşarak nice bayramlara ulaşmayı diliyorum.

Kurban bayramınızı kutlarım.