Yaz aylarındaki sıcak Ramazanlara da alışmıştık.

Bu kez Nisan ayında Ramazan’a ‘merhaba’ dedik.

Ramazan, rahmet, bereket, bolluk ayıdır.

Yoksulların, yetimlerin, zorda kalanların daha çok gözetildiği bir aydır Ramazan…

Sosyal yardımlaşma ve dayanışma, rahmet, merhamet ve şefkat duygularımızın kabardığı mübarek aya ulaşmanın sevincini yaşıyor ve Allah’a hamd ediyorum.

Değerli Okurlar, Koronavirüs pandemisi olmasaydı, Ramazan ayında yoksulların yerine boynu kalınların ağırlanacağı iftar sofraları olacaktı…

Bu köşenin acizane yazarı yıllarca böylesi iftar yemeklerine karşı çıktım, temsilcisi olduğum STK adına basın açıklaması yaparak görüşümü kamuoyuna ilan ettim.

**

**

Bu kez korona pandemisi nedeniyle iftar yemekleri yasaklandı.

Gösteriş için iftar yemekleri verenler için bir rahmet vesilesi olabilir.

Haydi iftar yemekleri ücretini yoksullara aş olarak dağıtsınlar derim…

Evet, sık sık toplumumuzu ilgilendiren sorunlar hakkında değerlendirmelerde bulunuyor ve sorumluluğumuzu hatırlatmaya çalışıyorum.

Toplumumuzun iyi bir geleceğinin olması için mutlaka kendimizi değiştirmemiz gerektiğine dair görüşümde ısrarlıyım.

Halkı Müslüman bir ülkeyiz. İnandığımızı söylediğimiz yüce değerler var.

Ancak Ramazan ayında sorumluluk bilinciyle hareket edenlerimizin sayısının hayli az olduğu gerçeğini gözlemliyorum.

**

**

Değişim nefsimizde olmalıdır.

Toplumsal değişime giden yol nefisle mücadeleden geçer.

Ramazan ayının nefisle mücadelede önemli bir vesile olduğu gerçeğini unutuyoruz.

Ramazan ayında yanı başımızda aç yatanların durumuyla ilgilenmiyorsak, bunun nedeni kendimizi, nefsimizi değiştirmememizdir…

Toplumsal sorunlara duyarsızlaşmış, Ramazan ayını fırsat bilip çıkarımız peşinde koşmuşsak, bunun nedeni nefsimizle mücadeledeki zaaflarımızdır.

Sakarya Yenihaber Gazetesi’nin değerli köşe Yazarı Sayın Beytullah Önce’nin yazılarını zevkle okuyorum.

Duyarlı bir insan hakları aktivisti olarak da tanınan ve bilinen Beytullah Önce’nin, “Kendi halimizi değiştirmeyecek miyiz?” başlıklı yazısını milyonların okumasını isterdim…

Ramazan ayı ve değişim dönüşümümüz üzerine olan yorumunu olduğu gibi köşeme taşıyarak, bilginize sunmak istiyorum. İşte Sayın Önce’nin mükemmel yorumu;

**

**

“HER RAMAZAN BİR MUHASEBE ÇAĞRISIDIR”

“Her Ramazan, bir muhasebe çağrısıdır.
Gelin görün ki, her suresinde akletmeye, düşünmeye çağrı yapan bir kitaba inananlar; bu muhasebeden kaçınıp durmaktadır.
Akletmedikçe anlamayan, anlamadan yaşayanlarsa; bu ayı sadece fiziksel bir açlık ile geçirip gitmektedir.
Ramazan, işte bu hali değiştirmemiz için bir imkândır; nefsimizde olanı ıslah etmek için…
Bu şarttır; çünkü biz özümüzdekini değiştirmedikçe; ne yaşadığımız zamana, mekâna ve topluma karşı vazifelerimizi hakkıyla yerine getirebiliriz ne de inandığımız ilaha.
Toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirmedikçe de, ne nefsimizi ıslah edip, düzeltebiliriz; ne de sorundan ibaret hale gelmiş toplumsal, siyasal ya da iktisadi düzenleri…
Peki, bugün İslam ümmetinin böyle bir derdi var mıdır gerçekten?
Yaşadığı çağın sorunlarına karşı bir çözüm arayışı var mıdır?


 

Devamı yarın