Dünden devam

Değerli Okurlar, Batman’da hayvan hakları konusunda farkındalık oluşturma ve halkımızı bilinçlendirmeye yönelik etkinlik kentte ses getirdi.

Korona pandemisi nedeniyle sorumluluk bilinciyle hareket ederek kamuoyuna çağrıda bulunmadan yürüttüğümüz çalışmada en büyük emeği, Bir Kalp Bin Umut Platformu Başkanı Sayın Veysi Mercimekçi gösterdi. Doğadaki kanatlı ve diğer hayvanlar için et, kemik ve buğday temin ederek, toplanma alanımıza getirdi.

Toplum yararına hayırlı her çalışmada bir gönüllü olarak yer alan ve öncülük eden, mütevazi kişiliğiyle de takdir ettiğim Sayın Mercimekçi ile son yıllarda güzel çalışmalarda birlikte hareket ediyoruz. Kendisine özellikle emekleri için teşekkür ediyorum.

Evet, Raman Dağı’ndaki etkinliğimizin yerel basında ve sosyal medyada haber olmasından, duyulmasından sonra çok sayıda duyarlı insanımızdan sitemler işittim.

Etkinliğimize katılmak isteyen tüm duyarlı insanlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten günler sürecek bir kampanya yürütseydik, belki bin kişiyi hayvan hakları konusunda doğaya yem bırakma etkinliğine katabilirdik.

Korona nedeniyle sorumlu davrandık, kimsenin sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle herhangi bir cezai müeyyideyle karşılaşmamasını istedik.

**

**

Emniyet Müdürlüğüne bağlı HAYDİ ekibinden üç güvenlik görevlisi de etkinliğimize katıldı. Raman Dağı gibi yüksek rakımlı yere hiçbir güvenlik endişesi duymadan katılan biri amir üç polis memuru bizimle doğaya yem bıraktı.

Geçmişte bu tür etkinliklerimiz Emniyet ve Jandarmanın asayiş, istihbarat, güvenlik vs tüm birimleri tarafından izlenirdi.

Çoğu duyarlı hayvan hakları savunucularının hafta içinde çalışmaları nedeniyle Cumartesi gününü etkinlik için tercih ettik.

Etkinliğimizde Sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle bir sıkıntı yaşanmasın diye bilgilendirdiğimiz Emniyet Müdürümüz Sayın Köroğlu Kıraç, zaten asli görevleri hayvanların durumlarını izleme olan üç görevlinin bize eşlik etmesini önerdi.

Sivil etkinliğine emniyetin gölgesinin düşmesi farklı algılara neden olabilirdi.

Emniyet bünyesinde hayvan hakları konusunda bir birimin oluşturulması bile olumlu bir gelişme olduğundan, bize eşlik eden güvenlik mensuplarıyla tereddütsüz doğaya birlikte çıkmadan memnuniyet duyduğumu belirteyim.

Bu birim biz istemesek de zaten bizleri izleyebilirdi. Ancak onlar da bizim gibi duyarlı ve hayvan hakları için çabalayan şahsiyetlerdi. Keşke bütün kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde hayvan hakları birimleri oluşturulsa diyorum.

**

**

“HAYATIMIZ DOĞADAKİ EN KÜÇÜK VE ZAYIF CANLIYA BAĞLIDIR”

Saygıdeğer Okurlar, Batman’da hayvan hakları konusunda memnuniyet verici olumlu gelişmelerin yaşandığı malumunuzdur. Bu tür farkındalık ve bilinçlendirme etkinlikleri sayesinde Batman’da hayvanlar daha fazla güvendedirler.

Eskiden sokaklarda başıboş dolaşan köpekler kuytu köşelere kaçar, çocuklarca taşlanırdı. Günümüzde ise her sokak başında, parklarda güvenle yatan köpekler görüyorsunuz.

Doğadaki etkinliğimize katılan STK’ların geçmiş yıllarda Batman’da hayvan haklarına dikkat çekmek için kitlesel yürüyüşler düzenledikleri de malumunuzdur.

“Her avcı potansiyel birer katildir” pankartını taşıyarak az yürüyüşlere katılmadım. İnsanlarımızın hemen avcılıktan vazgeçmelerini beklemiyorum. Ancak onları duyarlı olmaya, vicdanlı olmaya davet ediyorum. Halkımızın bilinçlenmesi için de geçmiş yıllarda hayvan hakları savunucuları olarak kamuoyuna yaptığımız ve tarafımca hazırlanan basın açıklamasından bazı satırlarla yazımı bitirmek istiyorum:

“Bilimin, teknolojinin geliştiği ve başka gezegenlerde hayat olup olmadığının araştırıldığı bir zaman dilimindeyiz. İnsanlık ailesi olarak böylesine önemli bir zaman diliminde ve 21. yüzyıla yelken açan dünya gemisinde yüzlerce çeşit hayvanla birlikte yaşam sürerken, ne yazık ki hayatımızla doğrudan iniltileri olan hayvanların yaşama hakları konusunda gerekli duyarlılığı göstermiyoruz. Bugün dünyanın dört bir yanında duyarlı insanlar alanlara inip, hayvan haklarını savunuyor, farkındalık oluşturmaya çalışıyor, içimizdeki zorbalara karşı seslerini yükseltiyorlarsa, demek ki ortada sorunlar vardır…

Biliyoruz, bazıları insan haklarının güvencede olmadığını ileri sürerek, hayvan haklarını savunanları aşağılamaya bile çalışacaktır. Cehaletten kaynaklı bu tür söylemler bizi hak savunuculuğundan vazgeçirmemelidir. Hayvan haklarına duyarlı olmayanların, insan haklarına duyarlı olacaklarına inanmıyoruz. Hayvan haklarını savunanlar, başta insanlar olmak üzere bütün canlıların haklarını da savunurlar.

Maalesef dünya genelinde hayvanların doğal yaşam alanları yok ediliyor. Hayvanların doğal yaşam alanlarını anız yangınları örneğinde olduğu gibi ateşe veriyoruz. ‘Ormanları, kutupları, denizleri mahvediyoruz. Bu bölgelerdeki yaşam çeşitliliğini azaltıyoruz, hayvanların canlarına kastediyoruz ve doğanın dengesini bozuyoruz. Çünkü dünyanın yalnızca bizlere ait olduğunu düşünüyoruz. Böyle de bencil ve kibirliyiz.

Duyarlı bilim insanları yıllardır uyarıyorlar. Bilim insanlarının feryatlarına duyarsız kalmıyor, bilimsel verileri de dayanak göstererek bizler de uyarıyoruz; ‘Hayvanlar da bu evrenin bir parçası. Bütün canlılar biyolojik denge kavramı içerisinde var olmak bakımından eşit haklara sahiptir. Farkındalık çalışmalarıyla doğanın tüm canlılara ait olduğunu, insan soyunun varlığının doğada yaşayan en küçük ve zayıf canlıya bile bağlı olduğunu hatırlatmayı bir görev biliyoruz. Yaşam için gerekli olan hemen hemen her şeyin karşılanmasında doğaya ve onun çeşitliliğine muhtacız. Yaşamımız, bitkilerin ve hayvanların olağanüstü değişkenliği, onların yaşadıkları yerler ve içinde bulundukları ortamlara bağlı. Ancak doğal kaynaklara yönelik talebimiz sürekli arttığı için bu çeşitlilik tehdit altında. Bugün, yeryüzünde 7 milyar insan yaşıyor. 2050 yılında ise bu rakamın 10 milyara yaklaşacağı öngörülüyor. İnsanlar çoğalıyor ama bizim dışımızdaki canlı türleri için durum, bunun tam tersi. Hızla artan nüfus, yapılaşma, doğal alanların tahribatı, avcılık ve ticaret, yaban hayatın dengesini bozuyor ve yaban hayatın canlıları bir yok oluşa doğru sürükleniyor. Özetle, biz çoğalırken dünyamızı paylaştığımız diğer canlıların sayısı hızla azalıyor.
Gezegenimize ve barındırdığı çeşitliliğe dair henüz keşfedilmemiş pek çok tür var. Ancak açık olan bir şey var: mevcut değerlerimizi hızla kaybediyoruz.

Bugün vesilesiyle diyoruz ki; hayvanların hayvanseverlerce, STK’larca değil, bizzat kanunlarla korunması ve hak ettikleri şekilde yaşamaları için gerekenler yapılmalıdır.’

Enam Suresi 36. Ayet: “Yeryüzünde yürüyen bütün hayvanlar ve kanatlarıyla uçan bütün kuşlar da ancak sizin gibi birer ümmettir"

Kızılderili Atasözü: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, insanoğlu paranın yenilmeyen bir şey olduğunu ne zaman anlayacak?”