Batman Çağdaş’ın

 Manşeti ve

 Sayın Başyazar

 Arif Arslan yazısı:

 Güzel simaları kaybediyoruz!

https://www.batmancagdas.com/m/guzel-simalari- kaybediyoruz-makale,15408.html

   Kısaca;

 Ölüm kavşağı

 denilen yer.

 Koçero’nun oğlu Nuri Kilit trafik kazasında,

 Peşin sıra;

 Faysal Altan ağabey.

 Batman Siirt Çevre yolundaki o ‘ölüm güzergahı”nda trafik

 kazası.

 Her iki güzel sima

 hayata veda etmiş!

 Allah’tan rahmet dilerim!

 Yakınlarına, sevenlerine taziyelerimi sunarım!

 Sayın Arslan

 isyanında haklı!

 “İnsan ölümü bu kadar ucuz olmamalı...

 Yazık çok yazık... İki değerimizi kaybettik.”

 diyerek.

 İNSANA BİRAZ SAYGI

 1970 li yıllar.

 İlk yurtdışı seyahat

 otostopla Avrupa.

 Avusturya, Almanya.

 O yıllar gençler

 güvenle otostop çekebiliyordu.

 Caddelerde,

 sokaklarda

 dikkatimi bir şey çekmişti.

 İster yaya kaldırımı,

  İsterse başka bir noktadan ayağını kaldırımdan yola

 uzattığında gören arabalar zınk diye

 hemen durduğunu

 tanık olmuştum.

 Bulunduğum şehre özel mi diye başka yerlerde deneme

 yapmıştım!

 Durum aynıydı.

 Yıllar içinde Avrupa kültürü değişmedi.

 Her gittiğimde aynı.

 İnsan mı önemli,

 araç mı?

 Varın memleketimizi

 siz değerlendirin!

 Avrupa görmüş insanlar

 Türkiye’ye gelince istisnalar dışında

 sanki hiç Avrupa görmemiş gibi davranıyorlar.

 Ortama uyuyorlar.

 “Medeniyet tek dişi kalmışsa...” şayet,

 onu almak

 ülkümüz değil mi idi?

 YAŞANABİLİR BİR ŞEHİR

 Yaşanabilir şehirlerin yolu araçlardan,

 otoparklardan,

 kaldırım işgallerinden geçmez!

 Öncelik yayaların olmalı,

 Daha az otomobil olmalı.

 İnsanların yaşadığı mahallelerde trafik azaltılmalı.

 Yayalar için sokaklar caddeler güvenli olmalı.

 Şehirler araç trafiğine konforlu hale getirilirse sonuç

 ortada; kaldırımlardan,

 trafik güvenliğimizden ve bir araya gelebileceğimiz

 mekanlardan feragat!

 ARAÇSIZ GÜZERGAHLAR

 Batı ülkelerinde şehir merkezine araç alınmayan

 pek çok şehir var!

 Hasankeyf’i düşünelim.

  Araçsız bir mekan söz konusu bile değil!

 Oysa koruma bölgesi.

 Kentlerde trafikten şikayet etmeyen yok.

 Egzoz dumanı,

 araç gürültüsü,

 korna sesi!

 NE YAPMALI?

 Bunun sonucu

 Mümkünse

 otomobil geçişsiz

 yollar yapılmalı.

 Kent içi sokak ağı içerisine fiziksel engeller yerleştirilebilir!

 Bu engellerden yayalar,

 bisikletliler kolaylıkla geçebilmeli,

 araçlar geçememeli.

 Tabii bu özgürlükleri kısıtlama anlamına gelmez.

 Herkes kendi evinin önüne arabasıyla

 sadece belli güzergahlardan gidebilmeli.

 Mantık meselesi:

 Kent içinde araçlara

 hareket etmeyi zorlaştır, yayalara ve diğer kullanıcılara

 kolaylaştır.

 Yaşanabilir, güvenli bir kent için çok mu zor?