*Batman Çağdaş’ın nostalji köşesinde çok kıymetli kareleri okurlarla paylaşıyoruz. Geçen hafta içinde hem ‘Batman’ın fotoromanı’ ile hem de ‘Sporda nostalji’ köşesinde 30-35 yıl öncesinde tanıdığım, bildiğim bazı simaların artık aramızda olmadığını görünce içim acıdı.

*Nostalji köşelerini derleyen arkadaşlarımızın çalışmalarını izlerken, o güzel simaların ‘ölüm’le ne kadar barışık olduğunu gördü. Yıllar öncesinde bu şehrin güzel insanlarının dayanışma ve dostlukları takdire şayandı.
 

ONLAR GÜZEL İNSANLARDI

Bu şehrin ilk günlük gazetesi; Batman Çağdaş, petrol kentinin belleğidir. 70 Yıllık şehrin yarısına tanık olan Çağdaş’tır. Bir çok çevre, bu gazetenin bu şehre yaptığı hizmeti takdir ediyor. Hemen her gün Çağdaş hazırlanırken ‘nostalji’ köşelerini incelediğimde, bazı karelere baktığımda içim acıyor.
O güzel insanları karelerini yıllar önce dondurduğum an “ölüm”le ne kadar barışık olduklarını da yeni fark ediyorum.
Evet o simaların güler yüzlülüğü, yüz ifadelerindeki tebessümleri insanın içini ferahlatırdı.
Evet, bir yazarın dediği gibi; “Ölüm son değildir…”
Gerek iş dünyasından gerekse de spor camiasında aramızdan ayrılanlar; sadece sohbetleriyle değil, yaşamlarıyla-duruşlarıyla da ders veren güzel insanlardı…

ACİL’DE AĞABEYİNİ KURTARAMIŞTI

Batman’ın henüz ‘İlçe’ yıllarıydı. 1997 Yılından sonra kapatılıp ‘Kadın Doğum ve Çocuk hastalıkları’ hastanesine dönüştürülen SSK hastanesinin emektar doktorlarından biri de merhum İzzet Sütçü idi. Bir gün nöbetçi olduğu gün Acil’e gittiğimde beni o hep gülen yüzüyle karşıladı. Çay ikram etti. Sonra bir şeyler atıştırıp ikindi namazını kıldık.
Bir anda SSK’nın acil’inde ağlama sesleri…
Dr. Sütçü’nün yakınları karşısındaydı…
Meslek Yüksek Okulu’nda çalışan ağabeyi Yusuf,  kalp krizi geçirmişti. Dr. Sütçü’nün müdahalesi yetersiz kalıyordu.
O dönemlerde de SSK hastanesi dışında ne Devlet ne de özel hastaneler vardı…
Ambulans, Diyarbakır’a yol almıştı ama Dr. Sütçü, ağabeyini kurtaramamıştı.
Kalp krizi geçiren doktorun ağabeyi Yusuf’un,  vefat haberi kısa sürede şehirde duyulmuştu.

KADERE BAKIN!

Sütçü ailesinin saygın isimlerinden Dr. İzzetin Sütçü, 1998 yılında tatilini geçirmek için gittiği Yalova’da geçirdiği kalp krizi sonucu aramızdan ayrılmıştı ama o gitmeden Site camisinde Cuma namazında karşılaştığımızda; çok yakın çevresindeki dostlarından hatır istiyordu.

Dr. Sütçü’nün hatır alırken söyledikleri aklıma geliyor.

Ve “Bir insan kendi ölümünü bu kadar özetler” diye düşünüyorum.

“Nasipten öteye yol yok. Her şey kader ile takdir edilmiştir bilirim. Son nefesi almadan, son yudumu içmeden, son lokmayı yemeden gitmem bilirim. Her şey senin. Her yer senin. Ben de senin bir aciz kulunum.”

Yalova’da tüm müdahalelere rağmen kurtarılan Dr. merhum Sütçü’nün cenazesi uçakla Diyarbakır’a, ardından karayoluyla Beşiri-Zilan türbe mezarlığına getirildiğinde 15 kilometrelik bir araç konvoyu oluşmuştu, çok büyük bir kalabalık katılmıştı. Ve son yolculuğuna dualarla uğurlanmıştı Dr. Sütçü…

HAYAT ÇOK KISA…

Bu şehrin tarihi karelerine baktığımda, aramızda ayrılan o güzel simaların, bazı sözleri beynimin bir köşesinde.

O fotoğrafları görünce sanki dakikada bir beynimde bu söz şimşek gibi çakıyor…
Örneğin Batman’ın eski muhtarlarından Kazım Arıca, Osman Seven ve Eşref Akın’ın, sık sık kullandıkları sözlerden biri;

“Arzular çok, hayat kısa…”

Bu şehrin spor kamuoyunda da yer edinen bazı sporcuların aniden aramızdan ayrılmasını da unutmadık.

Onların da güzel temennileri vardı.

Petrolspor’lu Basir Can, Bedrettin Balcı, Belediyespor’lu Adnan, kaleci Kadir ve daha 15 günce yakalandığı amansız hastalığa yenik düşen Dr. Ziya Arık’ı, bu şehir unutmadı.

Eskilerin güzel bir duası vardı; “Sana bir çocuğun zafiyeti, bir mübarek ihtiyarın acziyeti ile iman ederim. Sen yarattığın her şeyden büyüksün. Dualarımı kabul eyle.”
Evet… Ölüm son değildir…
Bu dünyada iken ölüme hazırlanmak gerekir…
Bu şehrin her alanında hizmet verip aramızdan ayrılan o güzel insanları; Allah rahmet eylesin…