Cehalet karanlığıyla mücadelede bize ışık tutacak yegâne şey eğitim meşalesidir.

Karanlıkla mücadele etmek için bu meşaleyi sürekli gür tutmalıyız.

Hayata atıldığımızda uğradığımız ilk mekan eğitim yuvalarıdır.

Bu eğitim yuvalarında bizi güler yüzle ilk karşılayanları da hepimiz biliriz.

Öğretmenler…

Çocuklar anne ve babalarından ayrılırken ilk onlara, yani öğretmenlere emanet edilirler…

O nedenledir ki bütün çocukların zihinlerinde her zaman ilk idol olarak öğretmenler yer tutar…

Çocukluğumuzda en sevdiğimiz ifade “Öğretmenim” kelimesinden başka bir şey değildir…

Çocukluğumu hatırlıyorum; öğretmenimizin çevresinde birer pervane gibiydik...

**

**

Değerli Okurlar, 24 Kasım bu yıl Pazar gününe denk geliyor. Malumunuz Pazar günleri gazetemiz çıkmıyor.

24 Kasım geldiğinde mutlaka öğretmenler hakkında bir değerlendirme yapma gereğini duyuyorum.

5 Ekim esas Öğretmenler Günüdür. Ancak ülkemizde uzun yıllardır 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.

Pazartesi günü 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olduğundan o gün inşallah kadın haklarından söz edeceğim.

Pazar günü gazetemiz çıkmayacağına göre bir gün öncesinden Öğretmenlerimiz ve 24 Kasım hakkındaki görüşlerimi arz etmek istiyorum.

**

**
24 KASIM VE EĞİTİM SENDİKALARI…

Sorumluluk bilinciyle hareket eden ve gerçekten cehalet karanlığıyla mücadele için çocuklarımıza eğitim hizmeti veren öğretmenlere büyük saygı duyuyor ve değer veriyorum.

Öğretmenler bu ülkenin aydınlarıdır…

Çocuklarımıza okuma yazmayı öğreten, aydınlık geleceği taşımak için çırpınan tüm öğretmenleri saygıyla selamlıyorum.

Ancak hiçbir zaman 24 Kasım gününü Öğretmenlerimiz için bir önemli gün olarak kutlanmasını doğru bulmuyorum.

Bu yanlışa aydınlarımız olarak gördüğüm öğretmenlerin ve onların örgütlü oldukları eğitim sendikalarının karşı çıkması gerektiğine inanıyorum…

Ülkemizde çok sayıda eğitim sendikası var.

Yüz binlerce öğretmeni çatısı altında örgütleyen, onların özlük hakları için mücadele eden eğitim sendikaları nedense bir türlü 24 Kasım’ın yanlışlığına karşı bir çalışma yürütmüyorlar…

Herkes kanıksamış, benimsemiş gibi…

**

**

Bu doğru bir yaklaşım olamaz.

Eğitim sendikaları darbecilerin eseri, askeri darbe ürünü bir günü kabullenmemelidirler…

Bakınız ülkeyi idare eden siyasi iktidar 12 Eylül ürünü Anayasa’yı değiştirmeye çalışmıştır. Bunun için verilen mücadeleyi her zaman savundum, benimsedim. Ancak 12 Eylül ürünü 24 Kasım kutlamasının da tarihe karışması gerektiğine inanıyorum.

Bu bilinç gelişinceye kadar tekrar tekrar olsa bile bakış açımı ifade etmek istiyorum.

12 Eylül askeri darbesini gerçekleştiren 5 generalin, toplumun değişik kesimlerine şirin görünme hamlesidir Öğretmenler Günü…

Her beş general de hak aleme göçtü. Ancak hala onların Anayasası tam değiştirilemedi. Bari Öğretmenler Günü’nü değiştirelim. 5 Ekim Öğretmenler için yeterlidir diye düşünüyorum.

Yaklaşık 30 yıldır eğitim camiasının durumunu yakından takip ediyorum. Hak arayışında bulunan eğitimcilerin haklarına ve hukuklarına hep duyarlı oldum. Bu duyarlılığım inşallah sürecektir.

**

**

Öğretmenlerimizin sorunları çok...

Başta özlük hakları kapsamındaki maaş ve ek ders ücretlerinin iyileştirilmesi gerekiyor.

Eğitimcilerin idareci olarak atanmalarında bazı sıkıntılar var.

‘Liyakat’ yerine ‘Mülakat’ın esas alınması kadar vahim yanlış olamaz…

En sıkıntılı başlıklardan ikisini hatırlatmak isterim;

Ücret Karşılığı görevlendirilen, ancak çok düşük ücretle çalıştırılan öğretmenler…

Ve bu ülkede bunalım yaşayan, intihara bile başvuran ‘Atanamayan Öğretmenler’ gerçeğine dikkat çekmek istiyorum…

Asgari Ücret civarında ücretle çalıştırılan ücret karşılığı öğretmenler gerçeği bu ülkenin en büyük ayıbı ve eksikliğidir. Bu ayıba son verilmesi halinde şahsımın bir maddi kazancı olmayacak. Ancak ülkemiz bir ayıptan kurtulacak.

Sorunlar çok. Bu kadarla iktifa edeyim. Dileğim hepimizin ‘Öğretmenim’ diyerek değer verdiğimiz eğitimcilerimizin sorunlarıyla ilgilenilmesidir.