Dünden devam

Değerli Okurlar, lisans ve yüksek lisans mezunu nice insanlarımızın işsizliğin girdabına kapıldıkları gerçeği üzerine aslında bir kitap yazılabilir. İki günlük değerlendirme ile bakış açımı özetlemek istiyorum.

Dünkü yazımda YKS sınavına katılanlar hakkında bilgi sunmuştum. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün, 2022 YKS’ya 3 milyon 243 bin 425 aday ile rekor başvurunun yapıldığı bilgisini vermişti.

Bunların arasında hepimizin yakınları bulunuyor.

YKS’nın, 3 milyonu aşkın öğrencinin katılımıyla, kaç bin okulda, kaç bin salonda, kaç bin öğretmenin gözetiminde yapıldı bilgisinden çok, bu insanlarımızın sınavlardan beklentilerine bakmamız gerekir.

Bu üç milyon öğrenciye sorun bakalım, gelecek endişesi yaşamayanların oranı nedir?

Üç milyonu aşkın öğrenciyi bir yana bırakın, tıp fakülteleri için ilk 50 bin, diş hekimliği fakülteleri için ilk 80 bin, hukuk ve eczacılık fakülteleri için ilk 100 bin, mimarlık programları için ilk 250 bin, mühendislik programları için ilk 300 bin ve öğretmenlik programları için ilk 300 bin içine girilmesi gerekiyor.

İlk üç yüz bin öğrencinin arasına girme başarısını göstermeyenler öğretmen olma şanslarını kaçırırken, diyelim ki hukuk fakültesini kazanmış birine gelecek endişesi ile ilgili soru soralım, kesinlikle onlar da endişelidirler…

Şu anda nice avukatlar, mühendisler, mimarlar, jeologlar vs geçinemiyorlar…

**

**

YOKSULLUK SINIRI 20 BİN TL…

Neden geçinemiyorlar?

Çünkü ülkemizde enflasyon canavarı almış başını gidiyor. TUİK’in resmi verilerine kimse inanmıyor ama o bile inanılmaz boyutlarda.

Hayat pahalılığı nedeniyle her gün bunalıma düşüp intihar edenler, kendilerini yakanlar var…

Devlet memurları, yoksulluk ve açlık sınırının çok altında bir ücretle yaşama mücadelesi veriyorlar…

Yaygın medyada bir habere bakalım: “TÜRK-İŞ 2022 Mayıs ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının sonuçlarını yayımladı. Buna göre mayısta 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 19.602 liraya yükseldi. Açlık sınırı ise 6.017 lirayla asgari ücretin 1.764 TL üzerine tırmandı. Mayısta bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 7.836 TL’ye yükseldi. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Mayıs ayına ilişkin açlık ve yoksulluk sınırlarını açıkladı. Yapılan söz konusu açıklamaya göre, ‘açlık sınırı’ olarak da adlandırılan, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için aylık gıda harcaması tutarı 6 bin 17 TL'ye yükseldi. Rapora göre, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) da 19 bin 602 TL’ye çıktı. Aralık 2021 verilerine göre açlık sınırı 4 bin 097 TL, yoksulluk sınırı ise 13 bin 348 olarak belirlenmişti. Mayıs 2021 verilerine göre ise açlık sınırı 2 bin 896 TL, yoksulluk sınırı ise 9 bin 434 TL olarak kaydedilmişti.

"Üretim ve tedarik maliyetlerinin artmasıyla arz etkisi ve her gün düşen alım gücünü korumak için öne çekilmiş talep etkisi nedeniyle başta gıdada olmak üzere fiyat artışlarının önü alınamıyor. Bunların ek olarak düşük faiz oranları ve kredi genişlemesi sonucu fiyatlama dengesi bozulan piyasada temel gıda maddeleri ve bazı temel ihtiyaç maddelerinde yapılmış olan KDV indirimleri fiyat artışlarının çok gerisinde kaldı, fakat bunun yanında vergi gelirlerinin düşmesine neden oldu. Değerlendirme metninde ayrıca, Türkiye'de enflasyonun yavaşlamadığı, alım gücünün yükselmediği ve Kur Korumalı Mevduata (KKM) rağmen Türk Lirası'nın değer kaybetmeye devam ettiği vurgulanarak, ‘İşçi, memur, emekli, öğrenci, esnaf nefes alamıyor. Yüksek enflasyon, sürdürülebilir güçlü büyümenin önündeki en büyük engellerden olduğundan işsizliğin büyümesine yol açıyor’ denildi.”

https://www.dw.com/.../t%C3%BCrk-i%CC%87%C5%9F.../a-61951146

**

**

Saygıdeğer Okurlar, açlık ve yoksulluk sınırının çok altında ücret alan milyonlarca memur gerçeği ortada iken, YKS’ya katılan 3 milyonu aşkın öğrencinin gelecek endişesi yaşamamaları hiç mümkün mü?

Evet, 3 milyonu aşkın öğrenci YKS’ya katıldı. Üniversiteye girmeye hak kazananlar ise devletin burs beklentisinde olacaklar.

Ancak yüz binlerce dar gelirli üniversite öğrencisine burs değil, geri ödemeli kredi çıkıyor. Yıllardır mezun olan ve burs kredi borçlarını ödeyemeyen yüz binlerce gencin bunalımda olduğunu biliyor musunuz?

Burs kredi borçları faize endekslenerek artan öğrenciler, iki yıl sonra ödemeye başlamazlarsa borçları katlanıyor. Devletin ilgili birimleri burs kredi borcu olanların hesaplarına bloke koyuyor, icraya veriyor…

Bu ülkede nice patronların milyarlarca lira tutan vergi borçlarının affedildiğini hepimiz biliyoruz ve bunun haberleri yaygın medyada duruyor.

Yıllardır kredi borçlarını ödeyemeyen dar gelirli öğrenciler için bir adım atılamaz mı? Öğrencilerin borçlarının faizleri en azından silinebilir ve silinmelidir. Faiz karşıtı açıklama yapan siyasi iktidarın bu konuda bir çalışma yürütmesi gerektiğine inanıyorum.

Hülasa; YKS umut vermiyor. Öğrenciler bunalımda. Hayatı zorlaştırmaya değil, kolaylaştırmaya yönelik politikalara geçilmelidir. Kitlelere rahat nefes aldıracak ekonomik adımlar, hamleler için duyarlı olunması dileğimle.