*Batman, son 40 yılda hızlı bir değişim yaşadı. Şehrin fiziki yapısının yanı sıra düğün gelenek-görenekleri de değişti. Yer yüzünün en güzel düğünlerinin yerini artık kısa sürede tamamlanan nikah törenleri aldı. Salonda verilen yemekle düğün törenleri bitiyor. Mahallelerde 3 gün 3 gece süren düğünler de tarih oldu…

*İlk diplomalı petrol mühendislerinden Abdurrahman Durukal, ömrünün üçte ikisinin geçtiği Raman Dağı’nda, 60 yıl önce yöredeki düğün törenlerini unutamadığını anlatıyordu: “Raman Dağı’na giderken kaval, def ve davul-zurna sesi duyduğumuzda konuk olduğumuz düğünlerde bizleri iyi ağırlarlardı. Düğünlere gittiğimizde mutlaka yanımızda takı götürürdük…”

DÜĞÜN GELENEĞİ HIZLA DEĞİŞTİ

50 Yaşın üstündekileri dinlediğinizde; bu şehrin ne kadar değiştiğine dair gözlemini gözler önüne seriyor sohbet ortamlarında…

Geçenlerde bir düğün töreninde arkadaşlarla sohbet ediyoruz…

Bir düğün salonu işletmecisi arkadaş, eski düğünler ile şimdiki düğünlerin tespitini yapar gibi analiz yaptı:

“Daha önceki yıllarda düğünlerde her zaman davetli sayısı, düğün sahibinin siparişinin çok üstünde olurdu. Bin kişilik düğüne, mutlaka fazladan insan gelir, biz ilave yapmak durumunda kalırdı. Şimdi ise bin kişilik düğün anlaşması yapıyor. 500 kişi bile gelmiyor. İnsanlar toplanan parayla salonun kirasını bile ödeyemiyor. Öyle saatler süren takı merasimi falan yok. Birinci derece yakınlar dışında altın takılmıyor. 5 dakika bile sürmüyor bu işler.”

Batman’da bazı düğün salonları ile akaryakıt istasyonları iç içe. Düğün salonundan çıkan bir kişinin istasyondaki gözlemini anlattı bize o yakıt istasyonunda çalışan tanıdık bir sima:

“Hiçbir dönem bu kadar limiti dolmuş kredi kartı görmedim. Her gün en az birkaç müşteriyle aracının deposunu doldurduktan sonra kredi kartının limitinin yetmemesi nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz. Geçenlerde batıdaki bir il’e ait plakalı lüks bir cip yanaştı. 50 liralık benzin istedi. Verdiği 7 kredi kartının hiçbirinde yeterli limit yoktu. Hemen müdahale ettim. Siz gidin sonra, verirsiniz dedim. Adam 1-2 saat sonra gelip borcunu ödedi. Düşünün, lüks bir araçla gelen bu durumdaki bir davetli sizce düğüne takı ile gider mi?”

İşte günümüz düğünlerin özeti böyle.

Ya yıllar öncesinin düğünleri nasıldı? Geçmişe tanıklık yapanları bir dinleyelim…

YA ESKİ DÜĞÜNLER NASILDI…

Kim ne derse desin, bu coğrafyada 50 yıl öncesindeki düğünler çok ama çok farklıydı.

O gelenek hızla değişti…

Yaklaşık 15 yıl önceydi. Vefatından önce MTA’nın ilk petrol uzmanlarından Abdurrahman Durukal ile Ankara’da görüşmüştük. Ömrünün 3’te ikisi Raman Dağı’nda geçen merhum Durukal, İluh köyü ile Raman Dağı çevresindeki düğünleri dün gibi anımsıyordu. “Keşke sağlığım el verseydi de bir daha o yörenin düğün törenlerini görebilseydim” diyordu Durukal…

Yaşı epeyce ilerlemişti ama petrol Dağı Raman’ın çevresini unutmamıştı Durukal… Batman’da görev yaparken katıldığı düğünlerin sahiplerini adlarını bir bir anlatıyordu:

“50 Yıl öncesinde ne güzel düğünler vardı. Petrol kuyularına giderken, çalgı sesleri kulağımıza bir başka hoş gelirdi. Kaval, def ve davul-zurna eşliğinde köy meydanındaki düğünler bir başka güzeldi. Şimdi ki salon düğünleri, o köy meydanındaki düğünlerin yerini asla tutmaz. Petrolde çalışan işçiler bizleri düğünlere davet ederdi, tabii elimiz boş gitmezdi. Yanımıza mutlaka takı alır giderdik düğünlere. Binatlı (Bileyder) köyündeki bir düğünü hiç unutmuyordum. Köy meydanında müthiş bir düğün vardı. Tanık olduğum en güzel düğün Binatlı köyündeydi. Bizim için kurban kestiler, davul-zurnacıya bahşiş verdik. Gelin-damada takı takıp ayrıldık o düğünden…”

Bu coğrafyada eski düğünlerin ne kadar güzel olduğunu böyle özetlemişti ilk petrolcü Durukal…

BATMAN’IN ESKİ DÜĞÜNLERİ…

Batman’ın eski kuaförlerinden Hasan Öz, 70 ve 80’li yılların Batman’ın renkli düğünlerinde yüzlerce damada tıraş yaptıran emekçi bir esnaf. Eskiden evlerin dam ve bahçelerinde yapılan düğünlerin şimdi ki düğünlerden çok daha renkli geçtiğine dikkat çekiyor Öz:

“1990 Yılına kadar Batman’da nişan ve düğün törenleri, daha çok mahalle aralarındaki sokaklar ile evlerin damlarında olurdu. Kimse salon arayışına girmezdi. Her evin aşçısı da vardı. Çünkü her sokak ya da evlerin bahçe ve damları düğün etkinliğinin yeri olurdu. Damat tıraşı için damda gölgelik kurulurdu, damadın tıraşı yapılırken, konuklar da tıraş parasını havluya takardı. Bir de gelin eve getirilmeden önce damda damat için ağaç bırakılırdı. Ağaca kesilmiş horoz, şekerlerin için de bol olduğu testi de asılırdı. Geçmişteki düğünler o kadar güzeldi ki, hangisini anlatayım… Şimdilerde salona giriyorsunuz, bir yemekten sonra herkes dışarı çıkıyor. Düğün mü yemek daveti mi anlamıyorsunuz…”

Kısacası, eski düğünler ile günümüzün düğünleri arasındaki üç ayrı görüşü siz değerli okurlarımıza anımsatmak istedik.

Kalın sağlıcakla…