Korona virüsle mücadeleye odaklandık.

Günlük test sayısı, vaka sayısı, yoğun bakımlık, entübe hasta sayısı, tedavi olanlar, o gün hayatını kaybedenler.

Okullar, ligler, alış-veriş merkezleri, sanayi, tarım, ticaret.

Normal yaşama ne zaman döneceğimize dair varsayımlar.

Bütün bu telaş arasında gözden kaçırdığımız çok önemli bir konu var.

Belki de bunu bilerek es geçiyoruz.

Yeni tip korona virüsünün yayılması sürecinde insan kusuru var mı yok mu?

Yeşil alan sayısını azalttık.

Son 40-50 yılda üç Van gölü kadar sulak alanları kuruttuk.

Tarım ilaçlarıyla kuşu, kertenkeleyi, yılanı, yararlı böceği zehirledik.

Amerikan beyaz kelebeği belası, bu zararlının larvalarından beslenen kuşların yok olmasıyla ortaya çıkmadı mı?

Kısacası kendini dengeleyen ve başta insan olmak üzere canlı yaşamının sigortası konumundaki ekosistem bozuldu.

MEYDAN ARTIK ONLARIN…

İnsanlar evlerine kapanınca yaban hayvanlar işgal edilmiş yurtlarını geriye aldılar gibi.

Yaban hayvanlarının daha önce gece ziyaret ettikleri alanları şimdi insanların evlerine çekilmesiyle gündüzleri de ziyaret ettikleri görülüyor.

Birçok yaban hayvanı yoğun trafik olan yollardan geçmeye çekiniyor.

Ancak trafiğin durma noktasına geldiği bu dönemde tilki, çakal, vaşak, yaban domuzu, tavşan ve sırtlan gibi birçok yaban hayvanı yeterli yiyeceği ulaşabilmek için her gün çok geniş alanları dolaşmak zorunda.

İnsan baskısı nedeniyle girmeye çekindikleri birçok alan artık onlar için yeni beslenme alanları haline geldi.

Geçenlerde Raman ile Batı Raman Dağı eteklerinde tavşan, tilki ve vaşak gören bazı köylüler anlatıyor:

“Uzun süredir görmediğimiz yaban hayvanlarla buluşuyoruz artık.”

Buradan hareketle; bu bahar mevsiminde insanların fazla çıkamayacağı bir zamanlar piknik alanı olan Raman, Batı Raman ve Kıra Dağı çevrelerinde daha çok yabani hayvan göreceğiz demektir…

Özetle kendimiz ettik, kendimiz bulduk.

Şimdi de bu illet salgından kurtulacağımız günleri iple çekiyoruz...