** Avrupa’dan gelen konuklar, Beşiri Belediye Başkanı Sait Karabulut ve çevredeki köylüler, Garzan çayı kıyısındaki ‘Şeyh Evinda’ ziyaretindeydi. O ziyarette tabiri caizse ‘kültür mozaiği’ oluştu.

**Avrupa’daki Ezidilerin kalbi o ziyarette atıyordu. Batman’a gelemeyenlerin yakınları, o anları cep telefonlarıyla görüntüleyerek yakınları ile paylaşıyordu. 50 Yıl sonra bir ziyaretin yolu ulaşıma açılmıştı.

FARKLI MANZARA…
Önceki gün saat 15.30’u gösterdiğinde yolumuz Beşiri ilçesinin Ilıca (Zuhur) köy yolu güzergahına düştü.

Garzan Çayı’nın sessiz ve derin aktığı masmavi sularına komşu yeni yol güzergahındaki Şeyh Evinda ziyaretine doğru yol aldık.

Öyle zengin bir coğrafyadayız ki…

Raman dağından sonra kara altının bulunduğu Garzan sahasına varmadan TPAO’nun ‘atbaşları’ karşılıyor sizi…

Mekanı cennet olsun hayırsever ve sulh insanı merhum Necat Nasıroğlu’nun meyve-böğürtlen bahçesine dönüştürdüğü Yunuslar köyü çevresindeki binlerce dönümlük yeşil örtünün manzarası da insanın içini açıyor.

Ilıca (Zuhur) köyünün kayalık alanlarında çok sayıda iş makinesi o biçilmeyen-ekilmeyen alanları, ‘fıstık bahçesine’ açıyor. Katma değeri yüksek ürünü kayalık alanları sevdiği için de Batman-Siirt il sınırındaki üreticilerin çoğu fıstığa yönelmiş…

Daha önce kaderine terk edilen ovada alternatif ürünlere yönelen çiftçi, boş durmuyor.

MUHTEŞEM MANZARA…
Kimi 40 kimi ise 50 yıl öncesinde Avrupa’ya göç eden Ezidi aileleriyle karşılaşıyoruz. Aralarında bazı güzel dostlarla da karşılaşıyoruz.

Kesin tarihi bilinmemekle birlikte rivayetlere göre 1000 yıllık geçmişi olan Şeyh Evinda ziyaretine Almanya’dan ağırlıklı gelen 50 aile arasında Beşiri Belediye Başkanı Sait Karabulut, Bahçeli köyünden Eşref Tarhan ve Reşkotan ovasında yaşamlarını sürdüren bir grup Ezidi de Garzan çayı kıyısındaydı…

Süryani din adamı Serop Çiçek de Midyat ilçesinden gelip, ziyaret alanında dua eden konuklar arasındaydı.

Almanya’dan gelen bazı konuklar, yıkılan taşlar arasında yürümekte zorlanıyordu ama yüz ifadeleri görülmeye değerdi. Bazı konuklar çok eski yapıdan düşen taş parçalarını alıp beraberinde götürecekti belki de…

Avrupa’dan gelen konuklar çok heyecanlıydı…

O ANLARI ÖLÜMSÜZLEŞTİRDİLER
Avrupa’daki konuklar, Almanya’daki yakınları ile o anları paylaşmak için cep telefonlarına sarılıyordu.

Güzel bir organizasyona imza atan Beşiri-Kuşçukuru köyünden Cemil Ekinci, Garzan çayı gölgesinde müthiş bir etkinliğe imza atmıştı. Konuklarını yemekte ağırlamıştı ama bizim yemeğe kalacak vaktimiz yoktu. Gün batımı öncesi Batman’ın yolunu tutmuştuk.

HEYECAN DORUKTAYDI
Yaklaşık 1 ay öncesinde Vali Hulusi Şahin’in talimatıyla Özel İdare Genel Sekreterliği’nin ziyaret için açtığı 3 kilometrelik yol tamamlanmıştı.

Yaklaşık 50 yıldır Almanya’nın Celle şehrinde oturan Cemil Ekinci, günler öncesinde ‘Yol açılışı’ etkinliğini düzenlemişti. Ekinci ailesi ve yakınları konuklarla yakından ilgilendi.

O etkinliğe katılanların tümünü saymak mümkün değil tabi ki…

Ziyaretlere gelemeyenlerin kalbi Şeyh Evinda ziyaretinin açılışındaydı.

Belki de yıllar sonra ilk kez Ezidi topluluğu ziyarette bir araya geldi. Buradaki yakın dostlarıyla hasret giderdiler.

Masmavi akan Garzan çayı kıyısında dostluk ve hoşgörünün manzarası hakimdi.

Farklı kültürlerin bir arada buluşması gibiydi Şeyh Evinda ziyaretindeki manzara…

Definecilerin yıllar önce viraneye dönüştürdüğü ziyaret binasının restorasyonu şayet gerçekleşirse her yılın ilkbahar ve sonbaharı, Avrupa’dan göç eden sayısız konukları burada ağırlayacak.

Ziyaretten ayrılırken bizi yolcu eden Ezidi topluluğunun önde gelen simaları hatırlatıyordu; “Ne olursunuz ziyaretimizin yolunu açan Vali bey başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimizi yazmayı unutmayın…”

Kısacası; Ezidi topluluğunun sevincini gördük. Onların mutluluğunu sizlerle paylaşmayı da görev bildik.

Sağlıkla kalın.