Yıllar önce yazılarımda, son yıllarda ise sosyal medyada değişik vesilelerle Müslümanların nükleer, biyolojik ve kimyasal kitle imha silahlarını asla kullanamayacaklarını, kullanmalarının dini açıdan kesinlikle haram/yasak olduğunu ifade eden görüşlerimi dillendirmiştim.

Bu silahların üretilmesi ve elde edilmesi için trilyonluk harcamaların yapılmaması gerektiğini söylemeye gerek yoktur.

Neden mi?

İslam asla masumların toplu ölümlerine izin vermez.

Hangi ülke, devlet veya yapı, nükleer, kimyasal ve biyolojik kitle imha silahlarıyla katliamlar gerçekleştirse gerçekleştirsin, Müslümanlar buna misilleme olarak o silahlara başvuramazlar…

Buna başvurdukları an İslam dairesinden çıkarlar…

Çok açık ve net bir gerçeklik var; bir Müslüman toplu katliamlarla binlerce masum çocuğu öldüremez…

**

**

Bu konuyu niçin dillendiriyorum?

Ne yazık ki halkı Müslüman kimi ülkeler kitle imha silahlarının üretmeye çalışıyorlar…

Halkı Müslüman olmayan Amerika, Rusya, Çin vs gibi emperyalist devletleri bir yana bırakın, İran, Pakistan, Irak, Suriye gibi halkı Müslüman devletler de kitle imha silahlarını üretiyorlar.

Saddam gibi zalim bir devlet başkanı, bilindiği gibi kendi maiyetindeki Müslüman Kürdlere karşı bile kimyasal silah kullandı.

Hatırlayalım; 5 binden fazla masum insan, milyarlarca hayvan topluca katledildi…

‘Kimyasal silahlar fakir ülkelerin atom bombasıdır’ diyenler oluyor. Bu ifade Müslümanlar için mazeret ve gerekçe olamaz…

Bu konuda Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Birilerinin elinde nükleer başlıklı füze var ama benim elimde nükleer başlıklı füze olmasın. Ben bunu kabul etmiyorum. Yanı başımızda İsrail var mı? Var. Bütün her şeyiyle onunla korkutuyor” demişti. Birilerinin elinde nükleer başlıklı füze var. Ama benim elimde nükleer başlıklı füze olmasın! Ben bunu kabul etmiyorum” çıkışı var…

Gerekçesi caydırıcılık olarak ifade edilmişti.

Diyelim ki Amerika bir kentimize karşı nükleer silaha başvurdu, örneğin bir atom bombası attı. Misilleme olarak biz bir Amerika şehrini nükleer veya atom bombasıyla vurabilir miyiz?

İnsan hakları savunuculuğu dışında bir Müslüman olarak asla bunu kabul edemem ve ‘Vurabiliriz’ diyenlerin safında olmaktan da Allah’a sığınırım…

176 YOLCU ÖLDÜRDÜK, PARDON!..

Esas meseleye geleyim; İran, Ukranya’ya ait bir yolcu uçağını düşürdü, 176 kişiyi katletti. Uçağın füze ile vurulduğu yolundaki iddiaları emperyalistlerin bir oyunu olarak duyurdu…

Sonra belgeler ortaya çıkınca itiraf etmek zorunda kaldılar.

“176 yolcu öldürdük, pardon” dediler. En yüksek yöneticileri üzüntülerini ifade etti. Sonradan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'i arayarak düşürülen uçak nedeniyle özür diledi.

Bu konuda Hürriyet gazetesinden Ahmet Hakan’ın eleştirileri vardı. Yıllar önce Hasankeyf’te, “Hasankeyf için fedainiz olurum’ diyen ama bir tek cümlelik yazıyı sonradan yazmayan Ahmet Hakan’ı hiç sevmem. Ancak değerlendirmesini bilginize sunmak istiyorum.

“Böyle bir İran’ın elinde nükleer güç olmamalı” başlıklı yazısına bakalım: “Bilmem kaç bin yıllık devlet geleneği var falan diye bazılarının yere göğe sığdıramadıkları İran’ın son marifetine bakar mısınız?

Düşman uçağı diye yolcu uçağını vurup 176 masumu katlettiler.

Yolcu uçağı ile savaş uçağını ayırt etmekten aciz...

Onlarca kişinin ezilerek ölmediği bir cenaze töreni düzenlemekten aciz...

Bir ülkenin elinde nükleer güç olmasının nasıl büyük bir tehlike oluşturduğunu hangimiz görmezden gelebiliriz?

Ne yani?

Ellerindeki nükleer bombayı kazara patlattıklarında da...

“Çok pardon, özür dileriz, bir yanlışlık oldu, uzatmayın, olur böyle şeyler” falan mı diyecekler?

Şu andan itibaren...

“İran ve nükleer” meselesi, tüm dünyanın en temel meselesi haline gelmeli, getirilmeli.

Tüm dünya ayağa kalkıp “yangın mangın çıkarır” endişesiyle çocukların elinden kibrit alır gibi İran’ın nükleer hevesine “hop” demeli.

Yoksa bir kazaen nükleere kurban gitmemiz işten bile değil.”

Yazı böyle. İran veya başka bir halkı Müslüman ülke kitle imha silahlarına dünyanın parasını harcama hakkı yoktur. Kitle imha silahları ile dünyayı tehdit eden bütün emperyalist devletlerine karşı çıktığımız gibi, halkı Müslüman ülkelere de bu konuda artık ‘dur’ denilmelidir. Dünyayı korkunç bir gelecek bekliyor. Nükleer kazalar, savaşlar, kitle imha silahları denemeleri insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu konuda toplumların bilinçlendirilmesi şarttır. Duyarlı insanlara selamlar