Dünden devam

İnsanlık ailesi çok zorlu bir süreçten geçiyor. Dünyada neredeyse hayat durdu…

On gün öncesinden şehirler arası seyahatlerin yasaklanması önerisinde bulunmuştum. İstanbul’dan ilçelerimiz kırsalına geri dönüşlerin tehlikeli olduğuna dair paylaşımlarım olmuştu.

Çok gecikmeli olsa bile o yasak getirildi.

Önceki gün ulusal basında çıkan bir haberde, bir kabine üyesi, virüsün ülkeye yayılma nedeninin İstanbul’dan illere yoğun gidişlerin olduğunu söyledi.

Evet, hepimizi sıkıntıya koyan tedbirlere kesinlikle uymamız gerekir. Ülkemizde ölümcül virüs salgınının önlenmesi için herkesin en güvenli ortam olarak evlerinde oturmaları istenirken, hiçbir yerden gelirleri olmayan yığınlar ile bir anda işlerini kaybedenlerin durumları gündem maddesi oldu…

Duyarlı insanlar harekete geçmeye başladı.

Vefa Destek Grupları alana indi.

**

**

En büyük görev sosyal devlete düşüyor…

“Ak akçe kara günler içindir” söyleminin pratik bulması gerekiyor.

İki milyon aileye biner TL’lik yardım paketi olumlu bir adım. Sanırım 1 Nisan’da tespitli yoksul ailelerin TC hesaplarına geçecek.

PTT üzerinden bu paraların çekilmesi riskli olduğundan, alternatif hangi tedbirlerin alındığını öğrenemedim.

Büyük şirketler için açılan destek paketleri oldu. Ancak esnaflar için de ivedilikle destek yardımları çıkarılmalıdır.

Cumhurbaşkanı 7 maaşını bağışlayarak bir kampanya başlattı. Bu kampanyaya büyük destek verileceği gerçeğine inanıyorum.

Özellikle varlıklı işadamlarının katkısını isteyen Cumhurbaşkanı’nın başlattığı kampanyayı, devletin atacağı adımların dışında Türkiye genelinde insani yardımlaşma ve dayanışma adına bir duyarlılığın oluşturulması açısından önemsiyorum.

Toplanacak paraların ivedilikle gıdaya çevrilerek yoksul kitlelere ulaştırılması gerektiğine inanıyorum.

**

**

GÜNLER ÖNCESİNDEN ÖNERİLERİM OLMUŞTU…

Duyarlı bir vatandaş olarak elimde kalem tutarken, günler öncesinden daha ufukta hiçbir kampanya ve yardım çalışmaları bulunmazken, sosyal medyada önerilerim olmuştu.

O önerilerimin pratik bulmasından mutluluk duyuyorum…

Bakınız, çok çok zor durumda olan insanları hiçbir alternatif üretmeden evlerine hapsetmenin öyle kolay olmayacağı gerçeğine günler öncesinden dikkat çekerken, önerilerimi de şöyle sıralamıştım:

‘Yoksulları gözetelim ki sokağa çıkmasınlar, üzerimize rahmet yağsın.

Bugün yardımlaşma ve dayanışma ile geçimlerini sağlayamayan aileleri gözetme günüdür. ‘Evde kalın’ dediklerimiz içinde gıdaya erişim sorunu olan yoksullarımızı topyekûn gözeterek görevimizi yapalım.

Ayrıca Devlet zaten sosyal yardımlaşma vakfında tespitli olan ailelere çok acilen en az en düşük emekli aylığı 1500 tl nakdi yardım versin, hesaplarına aktarsın.

Hiç olmazsa temel gıdaları olacak.

Bunun için bütçe sıkıntısı derse, zenginlere çağrıda bulunsun.

Herkesi infaka, hayra, yardımlaşma ve dayanışmaya çağırıyorum.

İnfak etmek kesinlikle mutluluk hormonları salgılar, bünyeye güç verir, hiçbir gıdanın sağlayamayacağı kadar bağışıklık sistemimizi güçlendirir...’

Önerim bin 500 Tl idi, 1000 TL kararı çıktı.

Herkesi yardıma davet etmiştim acilen, Cumhurbaşkanı kampanyayı yürütüyor…

Bütün kentlerde yoksullar için harekete geçilmiş. İstanbul Valiliği 6 hafta boyunca her hafta 300 bin aileye gıda paketleri ulaştırma kararı almış.

Bunlar sevindirici gelişmeler ama yetmeyecek. Çünkü yığınla işsizimiz olacak.

Gerçekten çok fazla yoksul ve yardıma muhtaç insanlarımız var. Gün yardımlaşma ve dayanışma günüdür. Elbette en başta sosyal devleti daha etkin olarak alanda olmaya çağırmamız gerekir. Ancak her şeyi hiçbir zaman devletten bekleyen biri değilim. Sosyal devlet görevini tam yapar mı, yapmaz mı meselesine takılmıyorum. Hayırsever ve iyiliksever insanlar olarak biz görevimizi yapalım. Zor duruma düşecekleri gözetmek farz-ul kifayedir. Dini değerleri savunmayanlar için yardımlaşma hümanistliğin gereğidir. Tüm insanlık ailesi için dualarımızı da yapalım.

İnfak etmek kesinlikle mutluluk hormonları salgılar, bünyeye güç verir, hiçbir gıdanın sağlayamayacağı kadar bağışıklık sistemimizi güçlendirir...

Allahım rahmetine sığınıyoruz…