ERÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD. Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Fatih Yetkin, Multipl Skleroz (MS) Hastalığı hakkında bilgilendirme yaparak, MS tedavisinde son yıllardaki hızlı gelişmeler yaşandığını, tedavilerin etkinliklerinin gün geçtikçe artığını söyledi.Doç. Dr. Mehmet Fatih Yetkin, “MS Hastalığı, beyin ve omurilik olarak tanımlanan merkezi sinir sistemini etkileyen kronik bir otoimmün hastalıktır. Otoimmünitenin hedefi esas olarak sinir hücrelerini koruyan miyelin adı verilen madde olmasına rağmen birçok merkezi sinir sistemi yapısı hastalıktan etkilenmektedir. Etkilenen merkezi sinir sistemi yapılarına göre; görme bozukluğu, duyu problemleri, kuvvet kayıpları ve denge sorunları gibi geniş semptomlar görülebilmektedir” diye konuştu.Doç. Dr. Yetkin, MS hastalığının seyrinde bireyler arasında farklılıkların görülebileceğini, birçok kişide alevlenme ve düzelme dönemleriyle seyreden ataklı MS görülürken daha az sıklıkta ataksız ilerleyici tipin de görüldüğünü dikkat çekti. Kadınlarda erkeklere kıyasla iki veya üç kat fazla görülmekte olduğunu, en çok 20 ve 40 yaş arasındaki bireyleri etkilediğini, Dünya genelinde MS’i olan 2.8 milyon insan bulunduğunu, yaklaşık her 5 dakikada bir kişiye MS tanısının konulduğunu söyledi.Doç. Dr. Mehmet Fatih Yetkin, hastalığının uluslararası tanı kriterlerine göre konduğunu, hastalık geçmişinin ve semptomlarının değerlendirilmesi, fizik muayene, manyetik rezonans görüntüleme (MRG), uyarılmış potansiyel testler ve sıklıkla lomber ponksiyon gibi testlerin kullanılmasıyla tanının belirlendiğini ve hastalık özelliklerine ve bireysel özelliklere göre kişiye özel tedavinin yapıldığını ifade etti.

Doç. Dr. Yetkin, “Tedavide esas hedef, atakların tedavisi, yeni atakların ve fonksiyon kayıplarının engellenmesi amacıyla immün sistemi düzenlenmesi ve semptomların yönetimidir. İmmünmodülatör tedaviler olarak adlandırılan tedaviler hastalığa sebep olan savunma sistemindeki işlev bozukluğunu düzeltmeyi hedeflemektedir. Uzun süreli uygulanan bu tedavilerin cilt altı veya kas içi enjeksiyon, oral yolla kapsül veya tablet ya da hastane şartlarında yapılan damar içi infüzyon gibi farklı uygulama yolları ve farklı etki mekanizmaları bulunmaktadır” dedi. (İHA)

Editör: Yunus Yasak