Patojen (hastalık yapıcı) mikroorganizmalar hemen her ortamda karşımıza çıkıp insan sağlığını tehdit edebiliyor. Fakat uzmanlar özellikle çocukluk çağında bazı mikroorganizmalarla ne kadar erken karşılaşılırsa ilerleyen yaşlarda bu bakterilerin kansere neden olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Altınbaş Üniversitesi’nden Mikrobiyolog Dr. Öğr. Üyesi İpek Ada, “Aslında kanserin altındaki en önemli etkenlerden biri de bu hastalık yapıcı mikroorganizmalar. Ve kansere neden olan mikroorganizmalar arasında ilk sırada yer alarak mide-bağırsak kanserlerine neden olan Helicobacterpylori bakterisidir. Ağızdan alınan kontamine yiyecek içeceklerin tüketilmesi ile mide ve bağırsak dokusuna yerleşerek peptik ülser, kronik gastrit, mide adenokarsinoması, mukozallenfoid doku karsinoması ve duodenal ülsere neden olabilmektedir. Bu bakterinin insan vücudu ile temasının ilk olarak 10 yaşın altında karşılaşıldığı bilinmektedir. Mide asidik içeriğine dayanıklı olan bu bakteri, bir kere vücuda alındığında tedavisi zordur. Bu nedenle bu etken bakteri ile ne kadar erken dönemde karşılaşılırsa hastalığın seyri ilerleyen yaşlarda daha kötü bir tablo çizecektir” diyerek çocukluk döneminde mide-bağırsak sistem enfeksiyonlarının öneminden bahsetti.

Antibiyotiklere direnç geliştirdiği için tedavide zorluklarla karşılaşılıyor

Bakterinin antibiyotiklere karşı direnç mekanizması geliştirdiğini ve tedavide zorluklarla karşılaşıldığını belirten Dr. Öğr. Üyesi ADA, “Fast-food tüketimi, genetik faktörler, stres, sigara ve alkol kullanımı ile yüksek asidik içeriği olan ürünlerin tüketimi, el hijyeni ile su ve gıda hijyeni eksikliği gibi nedenlerden dolayı Helicobacterpylori’nin toplumdaki dağılımı giderek artmaktadır. Diğer yandan bilinçsiz antibiyotik kullanımı, uygun tanı yöntemlerinin kullanılmaması, mikrobiyolojik kültür analizleri ya da antibiyogram yapılmadan direkt antibiyotik tedavisine başlanması ve bakterinin direnç mekanizmaları geliştirmesi nedeni ile antibiyotik tedavisi hastalığın seyrinde istenilen yanıtı verememekte bu nedenle de üçlü tedavi dediğimiz birden fazla antibiyotik kombinasyonu bir arada kullanılmaktadır. Son yıllarda antibiyotik direnci gelişiminden dolayı dörtlü tedavi kombinasyonu hayatımıza girse de ne yazık ki bakterinin tamamen ortamdan yok olmasını engelleyememektedir” dedi. (İHA)

Editör: Yunus Yasak