Meme kanseri için en önemli risk faktörünün kadın cinsiyeti olduğunu vurgulayan Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Özgür Aytaç, “1970’li yıllardan itibaren mamografi bir tarama yöntemi olarak kullanılmaya başlandı ve meme kanserinde erken tanıda artış oldu. Kadınların bu konudaki farkındalıklarını önemsiyoruz. 30’lu yaşlardan sonra, meme cerrahı, genel cerrah, onkolog veya kadın doğum doktorlarıyla birlikte takip edilmesini tavsiye ediyoruz. 40’lı yaşlardan sonra ise bu takibe mamografi taraması eklenmeli’’ dedi.
Meme kanserinin erken tanı ile tedavi edilebilecek kanserler arasında olduğunun altını çizen Prof. Dr. Aytaç, “Ülkemizde Sağlık Bakanlığı, KETEM ve Kanser Araştırma Daireleri ile tarama sıklığı iki yılda bir olarak yapılıyor. Türk Radyoloji Derneği bu taramaların her yıl yapılması gerektiğini belirtiyor çünkü ülkemizde meme kanserinin görülme yaşı dünya ortalamasından daha genç. Tüm gayretlere rağmen 40 yaş üzeri kadınların mamografi taramasındaki popülasyon oldukça az. Farkındalık çalışmalarının artırılmasına yönelik bilimsel toplantıların düzenlenmesi, alınan kararların uygulanması için tüm önerilerin dikkate alınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA