Bir kenti veya yerleşim yerini marka şehir yapmak hemen hemen her kent yöneticisinin hayalidir ancak bu hayali gerçekleştirmenin kolay olmadığını belirtmek gerekiyor.

İlimizin gelişimini sağlamak ve kafamızda tasarladığımız konumunu belirlemek için planlamalar yapmak bir zorunluluk arz ediyor. Bu nedenle kalkınma planları ve stratejik planlar hazırlanıyor. Bunları gerçekleştirmek ve gerçekleşmeleri takip etmek için de yıllık performans raporları hazırlayıp değerlendiriliyor. Her ne kadar belirlenen hedeflere adım adım yaklaşmak için sevindirici çalışmalar görüyorsak da bunun yetmediğini açık bir gerçektir.

Yıllardır havamania sorununu çözemeyen kentimizin marka şehir olması için daha çok çaba gösterilmesi gerekiyor. Bu çabanın büyüklüğünü görmek için de birkaç şehir gezmemiz bile yeterli olacaktır.

Elbette her kentin kendine has özellikleri ve yönleri bulunmaktadır. Elbette her kentin tarihsel gelişim evreleri vardır ve bir kenti kent yapan bu evrelerin bütünüdür ancak buna rağmen çalışma temel belirleyici unsurdur.

Batman - Konya benzerliğinden başlayabiliriz. Konya tarihsel gelişimi olan önemli kentlerden birisidir. Kenti Mevlana kenti olarak biliriz. Kentin imaj sembollerinden biri şüphesiz Mevlana'dır. Ana arterlerde yol kenarına dizilen tabelaların her bir tanesine Mevlananın sözleri yazılmış. Büyük bir tag’a ise Konyayı marka kent haline getirdik yazılıyor. Kentin göze çarpan özelliklerinden biri temizliği gerek Belediyenin her tarafa koymuş olduğu çöp kutularının varlığı gerekse yurttaşların duyarlılığı sayesinde temiz bir kent görmek mümkün. Tarihi ve turistik mekanlar ise korumaya alınmış ve değerlendiriliyor. En ufak bir taş yapı bile koruma altında ve değerlendirilmiş.

Bize göre asıl mesele ise ekonomik kalkınmada yatıyor. Kentte kaç tane sanayi sitesi olduğunu duyduğumuzda şaşırdık  sadece organize sanayi sayısının dokuz  olduğunu belirtirsek yeterli olur sanırız. Bu kentte en başta üretim var. İnsanlar üretim yapıyorlar. Dev tesisleri var ve bu olanakları değerlendiriyorlar. Yeni  imar alanlarında yapılan yapıların ve yolların durumu ise göz alıyor. Tek bir bulvar düzenlemesinin Batmanın bütün ana arterlerinin toplamından daha masraflı ve konforlu yapıldığını belirtmek gerekiyor. Kentin baştanbaşa geçerken kaç yer altı köprüsünden geçtiğinizi sayamazsınız. Hani kentimizin en işlek noktalarına Üç adet  köprü yapıldı diye sevinçten bayram ediyoruz ya işte onlardan bu kentimizde onlarcası var hem de tek bir ana arter  üzerinde.

Kentin hemen hemen bütün kavşaklarında sinyalizasyon sistemi var. Yol çizgilerinden ve diğer işaretlemelerden bahsetmeye bile gerek yok. Yani düzenlemeler konusunda masraftan kaçınılmadığı her halinden belli oluyor. Üretim ve çalışma kentin hızlı büyümesine gerekli katkıyı sağlamış görünüyor. Kent yaklaşık yüz elli bine yakın üniversite öğrencisi barındırıyor. Sosyal yaşam bu sayesinde büyük bir değişim evresi geçirmiş.

Marka kent olmak için hem çalışma yöntemi hem de algıda değişiklik yaratmanın temel belirleyici konular olduğunu görmek gerekiyor. Yoksa ne marka olunur ne de kent.