Kurban Bayramı İslam aleminin en büyük dini bayramıdır.

Ne yazık ki gönül rahatlığıyla bu bayramı idrak edemeyeceğiz.

Çünkü vahim bir tablo karşımızda duruyor…

Batman için rahatlıkla ‘yaslı kent’ diyebilirim.

Bildiğim kadarıyla gelmiş ve geçmiş tüm belediye yönetimleri kentte hayatını kaybedenlerin istatistiklerini tutuyor.

Dileyen gidip resmi kayıtlara bakabilir.

Hiçbir yıl Temmuz ayında Batman’da bu kadar ölüm yaşanmamıştır…

**

**

KADERE İNANIRIZ AMA TEDBİRLER DE KADERDİR…

Bu kadar çok sayıda insanımızın pandemi nedeniyle hayatlarını kaybetmeleri meselesi üzerinde de durulmalıdır.

Tedbirde ihmaller varsa, bu ölümlere hemen ‘kader’ demenin çok da doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum.

Biz inançlı insanlar için ölüm normal bir gerçekliktir.

Allah’ın emri olan ecel-ölüm geldiği zaman kimsenin bunu engellemesi mümkün değildir. Ancak ecelin ne zaman ve ne şekilde geleceğini de kimse bilemez.

Sebepler zinciri önemlidir.

Bir insan kendini ateşe atarsa yanacak, suya dalarsa boğulacaktır.

**

**

Dünyevi meselelerde kader ve cüz’i irade konusunda bilinçli Müslümanlar olmalıyız.

Kent içinde ölümlü trafik kazaları örneği ile ilgili çok yorumlarım vardır.

Beş yüz bin nüfuslu Batman’da son yıllara kadar hemen hemen her hafta sokaktaki bir çocuk trafik kazasına kurban giderdi.

Oysa Avrupa’da bir milyon nüfuslu kentlerin sokaklarında bir yılda ancak ölümlü bir trafik kazasının yaşandığından söz ediliyor.

Neden?

Çünkü sürücüler ve çocuklar, aileler eğitimlidir de ondan.

Bizde çocukların hayatlarını kaybetmelerinden sonra kurulan taziyelerde baş köşeye oturan bazı imamlarımız sebepler ve tedbirler zincirinden pek söz etmeyerek aileleri teselli etmek için ‘eceli gelmişti, kadere iman etmişiz. Allah sabır versin’ diye konuşurlardı.

Para ile alınan sürücü belgeleri, ehliyetleri, hız yaparak kural tanımayan sürücüler ve çocuklara verilmeyen trafik eğitimlerine dikkat çekerek bu ölümlerin kader olmadığını yazardım, şimdi de yazarım…

**

**

Kader mevzuuna çok derinlemesine girmeden diyorum ki bu pandemi için üzerimize farz olan tedbirlerimizi alacağız, almalıyız, ondan sonra takdir Allah’ındır.

Bilim insanlarının uyarıları ve acı gerçekler var. Bizler toplum olarak tedbirleri elden bırakırsak, bu pandemi can alacaktır…

Hiçbir tedbir almayarak hastalığın bulaşmasına neden olanlar vebal altındadırlar.

Sakın kimse bu ölümleri kader mevzusuna bağlamasın.

Önce deveni bağlayacak, sonra Allah’a tevekkül edeceksin…

Bu kadar yaslı, acılı aileler varken, bayramı neşe içerisinde nasıl kutlayabilirim ki? Batman halkının büyük acılar yaşadığı bir zaman diliminde ne yazık ki Kurban bayramını neşe ve sevinç içinde kutlamam mümkün değildir…

Halkımızın acısını acımız biliyor ve büyük bir sorumluluk bilinciyle hareket ederek bayram kutlaması yapmıyorum.

**

**

Çocukluğumuzda Ramazan Bayramı bizler için ‘şeker bayramı’ idi.

Kurban Bayramı için ise ‘İda Heciya’ (Hacıların Bayramı) deniliyordu. Bilindiği gibi umre ziyaretleri değil, normal hac ziyaretleri her yıl Kurban Bayramında gerçekleştiriliyor. O nedenle bu isimle biliniyor.

Ancak tüm dünyayı tehdit eden Koronavirüs pandemisi nedeniyle bu yıl Hac yapılamadı.

Hacı olmak isteyen on binlerce insanımızın biriktirdikleri para ellerinde kaldı.

İnşallah pandemi nedeniyle çok zor durumlara düşmüş yığınla yoksul insanlarımızı gözeterek üzerlerine düşeni yapmışlardır.

Sonuç olarak bir bayramın daha arifesine geldik. Lütfen bu bayramı evimizde geçirelim. Anne, baba, dost ve akraba hiç kimseyi ziyaret etmeyelim. Çünkü ciddi bir virüs salgını var ve halkımız çok ağır bedeller ödemektedir.

Başka acıların yaşanmaması ve halkımızın sağlığı için ev ziyaretleri şeklindeki bayramlaşmaya hayır diyorum. Bu bilinçle hareket edip, evime bayram şekeri almadım ve hiç kimseye ikramda bulunmayacağım. Çünkü ikram edeceğimin gözle görülemeyecek kadar küçük bir virüs taşımadığının garantisi yoktur. Riskleri azaltma adına ev ziyaretlerine hayır diyerek, kitle iletişim araçlarının tümüyle tüm İslam aleminin mübarek Kurban Bayramını kutluyorum. Sağlıklı başka bayramlar dileğimle, esen kalınız.