*Çayüstü (Beda) köyü, Dicle Nehri’ne komşu bir köy. ‘Mağara köy’ olarak bilinen bu yerleşim biriminin 400-500 yıllık geçmişi var. Sarp kayalıklar içindeki mağaralarda yıllarca yaşamlarını sürdüren köylüler, şu günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı 42 yeni evlere taşınıyor. Köyün ilginç hikayesi kadar, Dicle kenarındaki ziyaret sanılan yerin farklı bir öyküsü var…

*Dicle Nehri’ne sıfır olan ‘Ebuzeri Gaffari’nin mezarının olduğu alan, Ilısu Barajı’nın altında kalmasından kaynaklı Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü kazı çalışması başlattı. Mezarın su altında kalmaması için daha yüksek yere taşınmasından dolayı arkeolog ve Jandarma gözetiminde mezar denilen yerde kazı 2 gün sürmüş. Tüm aramalarına rağmen mezara dair ne bir kemik ne de mezar olduğuna dair bir işaret bulunamamış…

100 YILLIK ZİYARET GELENEĞİ
Batman merkeze bağlı Çayüstü (Beda) köyü, ‘mağara köyü’ olarak bilinir.

Köylüler, son 5 yıl öncesine kadar sarp kayalıkların olduğu bu köydeki mağaralarda yaşarlarmış.

Bir zamanlar 35 hanenin oturduğu, Dicle Nehri’ne sıfır köyün manzarası mükemmel.

‘Yarım ay’ şeklindeki köyün hemen karşısında berrak akan Dicle Nehri var. Nehrin suları yakında köyün seviyesine ulaşacak.

Büyük kısmı Ilısu Barajı altında kalacak olan bu tarihi köyde taşınma hazırlıkları tüm hızıyla sürüyor.

Mağara köyde sürüleri olan birkaç aile kalmış.

Köyün birkaç kilometre ötesinde yapılan modern konutlara taşınan Çayüstü’lerinin gözü hala mağaraların olduğu eski yerleşim biriminde. Dicle Nehri’ne sıfır olan yerde yıllardır (Ebuzeri Gaffari) türbesi olarak bilinen yerde her Mayıs’ın ilk haftasında anma etkinlikleri yapılırmış.

Daha çok Batman’ın köylüleri, yüz yılı aşkındır baharın başlangıcıyla birlikte bu ziyaretin etrafında etkinlikler düzenlermiş.

3 gün 3 gece süren anmada,  adak adama, billur ve def eşliğinde eğlenceler olurmuş. Ebuzeri Gaffari türbesinin olduğu yerdeki ağaçlara ise anmalarda zarar vermezlermiş. Hatta, türbe denilen yerin üst kısmında akan suya ‘zemzem suyu’ denirmiş…

KÖYLÜLER NE DİYOR
Çayüstü Köyünde yaşayan 80 yaşındaki Süleyman Ekinci’yi dinliyoruz:

“Yakında bu ziyaretin olduğu yer su altında kalacak diye Kültür ve Turizm Müdürü’ne başvuruldu. Geçen hafta 7 kişilik ekip 2 gün süreyle arkeolog ve jandarma gözetiminde çalıştı. Maalesef, iki gün süren kazılarda, türbe denilen alanda hiçbir şey bulunamadı; ne iskelet ne de mezar taşı. Biz de şaşkınlık içindeyiz. Büyüklerimiz buranın ziyaret olduğunu söylerlerdi. Dua ederdik, kurban keserdik. Ne diyeceğimizi bilemiyoruz.”

70 Yaşındaki Fahrettin Önlük’ü dinliyoruz:

“Valla yaşımın 60 yılı bu köyde geçti. İyi hatırlıyorum, çocukluğumuzda bahar mevsimi gelince, özellikle Batman’a yakın köylerden insanlar akın ederdi buraya. Binatlı’dan Aydınkonak’a, Erköklü’den Akça’ya Batman’ın çevresindeki yakın tüm köyler buradaki anmayı kaçırmazdı. Çocukken, şelaleden akan suya zemzem suyu denirdi. Hatta şifa gelir diye su altında yıkanırdık. Ziyaret diye kimse o çevredeki meyve ağaçlarına dokunmazdı. Ebuzeri Gaffari’nin mezarı su altında kalacak diye çok üzülmüştük. Şu günlerde Hasankeyf ve çevresindeki su altında kalacak köylerde mezarlıklar taşınıyor, köylülerimiz de başvurmuştu. 2 gün süren kazılarda mezarlık alanında hiçbir şey bulunmadı. Bu çok tuhafımıza gitti. Bizden önceki nesil burada ziyaret olduğunu söylerdi. Mezarın boş çıkması bizi çok şaşırttı. Olayın şokundayız.”

6 dönemdir Çayüstü köy muhtarlığı yapan Mesut Ekinci de mezarlık alanının boş çıkmasını şöyle yorumladı:
“100 yıl öncesinden buraya ziyaret alanı deniliyordu. Türbe bilinen alana Batman’ın hemen hemen tüm köylerinden baharın başlangıcıyla birlikte ziyaret için köylüler gelirdi; yüzlerce kurban keserlerdi. O şenlikler görülmeye değerdi. Köylüler, Dicle kıyısındaki bu ziyaretin etrafını kutsal görürlerdi. Herkes hoşgörü içerisinde ibadetini yapar ayrılırdı. Billur ve def eşliğinde şenlikler de olurdu anmalarda. Köylüler bir süre önce bana müracaat ettiler, ziyaret alanındaki mezarlığın daha yüksek yere çıkması için girişimlerde bulunduk. Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Jandarma gözetiminde 7 kişilik arkeologların da içinde bulunduğu bir ekip gönderdi. 2 gün süren kazılarda, mezarlık alanda hiçbir bulguya rastlanılmayınca biz de adeta donup kaldık. Köylüler bu duruma inanmak istemiyor. Mezarın yeri başka yerdedir diye neredeyse bu kazı çalışmalarını devam ettirmek isteyenler oldu.”

Dicle Nehri kıyısı müthiş bir doğaya sahip.

Kayalıklar içinde yer yer filizlenen çiçekler, besicilerin kıl çadırları ve Dicle kıyısında yabani ördekler coğrafyanın güzelliğini öne seriyor.

Yakında mağara köyde Hasankeyf gibi Ilısu’nun sularına gömülecek.

Ziyaret türbesi diye gittiğimiz yerde çektiğimiz kareler bizim için hatıra olarak kalacak ama köylülerin yıllarca anma etkinlikleri yaptıkları o alanda mezarın olmaması onlar için pek acı bir hikaye olarak kalacak...