Bahara eriştik.

Temiz bir hava,

taze bir nefes ihtiyacımız.

Kovidsiz bir hayat özlediğimiz.

Kovidli kış

tam bir kabustu.

Binlerce vaka,

ve her gün yüzlerce kayıp.

İkinci yılın sonu:

Tüm kısıtlamalar esnetildi.

Ne HES kodu,

ne de aşı belgesi.

Kovid sorumluluğu

toplumsallıktan bireyselliğe yüklendi.

Kovid manşetlerden düştü,

ancak yakamızdan düşmedi.

Herkes rahat davranıyor.

Kovi bitti algısı var.

Oysa koronavirüs halen tehdit.

Salt bu günü kurtarmak yetmez,

gelecek için de tedbir almalı.

Virüs boş durmaz,

yeni mutantlar ve

varyantları ile insanlığa tehdit.

KOVİD TUZAĞI

Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri:

Pandemin henüz “bitmekten uzak!”

olduğunu duyurdular.

Yakın çevremde iyimser bir hava ile

tedbirleri gevşetenler

ne yazık ki kovid tuzağına düştüler.

Şimdi hastalar.

Bu bir bahar nezlesi değil.

Bir koronavirüs dalgalanması.

Kovid sürüyor.

Gücü henüz azalmadı.

Virüs gücünü;

İnsanların zayıflayan bağışıklığından,

test politikalarındaki değişikliklerden,

tedbirlerin gevşetilmesinden,

toplumdaki davranış değişikliğinden,

yeni bir varyant veya

bunların herhangi bir

bileşeninden alabilir.

Kanaatımca virüse en çok güç veren:

Tedbirlerin gevşetilmesi.

İLK HEDEF: KOVİD ENDEMİSİ

Kovid vakalarının mevcut seviyeleri

iyi bir durum değil.

Yani Pandemi henüz

endemi’ye evrilmedi.

Endemiklik hali: Kabaca

enfeksiyon seviyesinin

sabit seyretmesi.

Sıtma endemiktir mesela.

Soğuk algınlığı da.

Çicek hastalığı 90’lı yıllarda

kökü kazınıncaya kadar endemikti.

Endemik hastalık hali

iyi huyluluk anlamına gelmez,

Her an alevlenebilir.

Toplumu ve insanları yakabilir.

Salgını hafifletmek için tedbirleri

tamamen gevşetmek,

hastalığın toplumda dolaşmasına

müsaade etmek anlamına gelir.

Kısacası Kovidi unutursan,

kendini hatırlatması an meselesi.