Sanırız her gün gelen yeni verilerden, Korona virüsü salgınında tüm bu olup biten hengameden sıkıldık biraz. TV kanallarındaki haberler, sosyal medyadan fışkıran veriler, hiç durmaksızın herkesin her şeye yorum yapabilmesi…

Hepimiz her şeye yorum yapabilecek kadar her şeye hakimiz.

Her şeyi biliyoruz ama her şeyi.

Hepsini geçelim.

Yarın ne olacağını, her şeyi bilenler harici, kimse bilmiyor.

Yeni bir hayat, yeni bir dünya düzeni diye söylemler geliştiriliyor ülkeler tarafından.

Dünyanın, ülkemizin ve şehrimizin geleceği noktayla ilgili bir öngörüde bulanabilmek, çok zor.

Her şeyden önce biz değişecek miyiz, sadece bunu sormak yeterli.

Onlarca küsür yıldır bu petrol şehrinin kıymeti şöyle bilinsin, böyle yapılsın, şunlar yanlış, bunlar doğru diye kendini yıpratan insanların hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğunu görebildik mi mesela?

Bilecek miyiz kıymetini örf adetlerimizin, değerlerimizin, altın toprağımızın, sayısız su kaynağımızın, yaylalarımızın, yer altı zenginliğimizin, petrol emekçisi ve üretken çiftçinin ve besicinin.

Yoksa hala denge gelmeyecek mi kültüre, sanata, sevgiye ve saygıya?

Yoksa yine esnaf kendini geliştirmeden öylece açıp kapatacak mı işyerini, eski düzene?

Alış veriş merkezlerine teslim mi olacak hem esnaf hem de bu şehrin insanları.

Yoksa yine kırsalda kalan tek-tük ormanların ağaçlarını kesecek, bir zamanlar berrak akan Batman çayına akan atıklarla balıklar zehirlenip ölecek kadar atıklar mı bırakacağız?

Yoksa geçmişin hatalarından hiç mi ders çıkarmayacağız?

Özetle gözümüze perde çektiğimiz renkli dünyalarımıza tekrar geri dönüp oyunumuza kaldığımız yerden devam edecek miyiz?

Kısacası; herkes kendi korona’sını önüne alıp düşünsün. Konora öncesindeki virüslerimizden nasıl arınacağımızı…

Bu zor günleri hep birlikte atlatacak daha güçlü bir şekilde yarınlarda buluşmak umuduyla kalın sağlıcakla…