Kış mevsimine geçiş ve havaların soğumasıyla birlikte hem çocuklar hem yetişkinlerde solunum yolu enfeksiyonlarını çok sık görmeye başladık. Aslında bu durum Covid-19 pandemisi yani 2020 öncesinde de benzer şekilde olmaktaydı. Ancak geride bıraktığımız 2 yılda pandemi önlemlerine uymak, kalabalık ortamlarda bulunmamak ve maske takmak bizi Covid 19 enfeksiyonundan korurken İnfluenza (GRİP ) ,RSV ( Respiratuar Sinsistyal Virüs ) , Rhino virüs , Adenovirüs gibi diğer Solunum yolu enfeksiyonu yapan virüslerden de korudu. Bu visüslerle karşılaşmanın azalması virüslere olan toplumsal bağışıklığın azalmasına ve duyarlılığın artmasına neden oldu . Bu sonbahar ve kış döneminde pandemi önlemlerinin kalkmasıyla beraber tüm bu virüslerin dolaşımı arttı. Havaların soğuması özellikle okullarda çocukların kapalı alanlarda daha çok kalması visüslerin yayılımını hızlandırmakta. Normalde virüs enfeksiyonlarının yapısı gereği, bir kişide birden fazla virüs enfeksiyonunun eş zamanlı olarak hastalık yaptığını görmeyiz. Çok nadir bir durum olarak 2-3 virüs bir kişide aynı anda enfeksiyon yapabilir. Bu üçlü virüs enfeksiyonuna da TRİDEMİ adı verilmektedir. Tridemiye neden olan virüsler ; COVİD 19, İNFLUENZA (grip) ve RSV ‘dir . Birden fazla virüsle aynı anda enfekte olan çocuklarda hastalık normalden daha uzun sürmekte ve daha ağır seyretmektedir. Bu üç virüs ayni kişide eş zamanlı hastalık oluşturmasa da, özellikle okul çağı çocuklarında aynı sınıftaki öğrencilerin bir kısmı influenza bir kısmı RSV ve bir kısmı da Covid -19 virüs enfeksiyonunu eş zamanlı olarak geçiriyor. Bu durum bir çocuğun tam iyileşti derken diğer virüsle yeniden hasta olmasını ve hastalık sürecinin aileler tarafından ‘sanki hiç iyileşmiyormuş ‘ gibi algılanmasına neden oluyor. Bu hastalıklar çocuğun yaşına , altta yatan hastalığı olup olmamasına , aşılama durumu ve bağışıklığına göre farklı klinik tablolar oluşturmaktadır. Normalde virüs enfeksiyonlarının İnfluenza virüsü dışında spesifik bir ilacı yoktur. Viral enfeksiyonların tedavisinde antibiyotik kullanımı gereksizdir. Gereksiz yere antibiyotik kullanımı ishal başta olmak üzere çok çeşitli yan etkilere sebep olabilir ve antibiyotik direncini arttırabilir. Bu nedenle gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmanız gerekir . Bol sıvı tüketilmesi ,
ateşin kontrol altına alınması için parasetamol ve ya ıbuprofen içeren ilaçların uygun dozda ve uygun aralıklarla kullanımı , yatak istirahati , mevsiminde olan , c vitamininden zengin taze sebze ve meyve tüketilmesi önerilmektedir. Bu hastalıkların klinikleri birbirine benzemekte olup ateş , öksürük , boğaz ağrısı , halsizlik, iştahsızlık , kas ağrısı bulgularını görmekteyiz. Özellikle altta yatan hastalığı olan çocuklarda , imkan varsa İnfluenza açısından küçük bir sürüntü örneği alarak PCR testi yapmak hızlıca tanıyı kesinleştirmemizi sağlar. Kalp hastalığı , Diyabet , Astım , tekrarlayan Bronşiolit gibi altta yatan kronik hastalığı olan hastalarda İnfluenza tanısı konulduğunda özellikle ilk 48 saatte antiviral tedaviye başlanması hastalığın daha kısa sürede ve daha rahat atlatılmasını sağlar.
Kalabalık ortamlara girmekten kaçınmak , kalabalık ortamda bulunmamız gerekliyse maske takmak ,mesafeye dikkat etmek ,özellikle okullarda sınıfların sık aralıklarla havalandırılması ve sık sık el yıkamak virüslerle temasımızı azaltır. İnfluenza ‘dan korunmak için her yıl sonbahar başında Ekim ayı itibariye uygulanan Grip aşısının yapılması influenza (Grip ) olsak bile daha hafif atlatmamızı sağlar. Henüz infuenza geçirmediyseniz Mart ayına kadar aşı yapılabilmektedir. Kendinizi ve çocuklarınızı aşılatarak bu hastalıktan koruyabilirsiniz.
Üç günü geçen ,dirençli seyreden ateş yüksekliği, balgamlı öksürük ve solunum sıkıntısı olması, çocuğun beslenmesinin bozulması durumunda mutlaka bir çocuk hekimine başvurmanızı öneririm .