Batman’ımız 16 Mayıs 1990 yılında il statüsüne kavuştu. Bu köşenin acizane yazarı ise 1990 yılının başında günlük köşe yazısı yazmaya başladı.

Henüz ilçe iken bu kentin sorunlarını yazmaya başladım ve o tarihten beri karşınızdayım. Allah’a hamd olsun ki geçen zaman sürecinde pek çok sorunun çözümü için vesile oldum.

Geçen zaman sürecinde sayılı günler hariç her gün aralıksız kaleme aldığım yazılarla karşınızdayım. Karınca kararınca sorunları gündeme taşıyor, çözümüne katkı sunmaya çalışıyorum.

Batman’ımızın pek çok çözüm bekleyen sorunu vardır. Bu sorunlar toplumumuzu olumsuz yönde etkiliyor.

Bu kentin daha güzel yarınlarını isteyen, daha yaşanabilir bir Batman olmasını yürekten talep edenlerin sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri gerektiğine inanıyorum. Sorunlara duyarlı olmalıyız.

Gazeteci kimliğimden bağımsız ‘bir dünyalı olarak’ bu kentte yaşayan ve havasını soluyan bir birey/vatandaş olarak sorumluluk bilinciyle görevimi yapmaya çalışıyorum. Var olan sorunlar için “Bana ne” diyenlerden olamıyorum…

Gördüğüm sorunlar için gözlerimi kapatamıyorum…

Elimdeki kalem sadece bir araçtır.

Beni harekete geçiren şey vicdanım, imanım ve gayretimdir…

**

**

GÖNÜLLÜK TEMELİNDE HİZMET YÜRÜTMEK…

1990’lı yıllardan beri ayrıca bir sivil aktivist olarak kentimin sorunlarının çözümü için gönüllülük temelinde çalışmalar yapıyorum. Toplum yararına faaliyet gösteren pek çok sivil toplum örgütünde kurucu üye, üye ve yönetici olarak görev aldım ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeye devam ediyorum.

Gönüllülük temelinde hizmet yürütmeyi bir ibadet gibi görüyorum. Geçen zaman sürecinde bu kentin tüm Milletvekilleri, Vali ve Belediye Başkanları ve yerel yöneticileri, ayrıca parti başkan ve yetkilileriyle tanıştım.

Yerel sorunlarımızın çözümüne katkı sunmak için tüm Vali, Belediye Başkanları ve Milletvekillerimiz lehine ve aleyhine yazılarım, eleştirilerim olmuştur. Hiçbir zaman yapıcı eleştirilerden çekinmedim.

Kaleme aldığım yazılarda ve sivil toplum örgütleri bünyesindeki çalışmalarımda amacım topluma karşı görevimi yapmak olmuştur. Hep adil durmaya çalıştım ve hiç kimseden de çekinmedim, korkmadım…

Bir vatandaş olarak inancımdan, dini ve insani değerlere bağlılığımdan gelen sorumlulukla dürüstçe hareket ettim. Hiçbir zaman kişisel çıkar ve menfaatlerim peşinde koşmadım. Onlarca yıldır bu toplumun karşısındayım. Başımı önüme eğecek hiçbir yanlışım olmadı iddiasındayım.

Eğer kişisel çıkar ve menfaatler peşinde koşsaydım, köşe yazarlığı, STK başkan ve yöneticilikleri etiketleriyle bugün iyi bir dünyalık/mal/mülk/arsa vs kazanmış olmam gerekirdi…

Allah’a hamd olsun dünyalık peşinde koşmadım. Her zaman toplumun çıkarlarını kişisel çıkarlarımın önüne koydum.

Her zaman ailemin, çocuklarımın kursağından ‘haram’ denilebilecek lokmaların geçmemesi için dikkatli oldum…

Allah korkusu/sevgisi, vicdan benim için yol gösterici etkenler oldu.

Beni yakından tanıyan gelmiş geçmiş dünyaya, siyasete bakış açıları çok farklı hiçbir Batman Milletvekili, hiçbir siyasi parti il başkan ve yöneticileri, hiçbir sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerinin yetkililerinin gıyabımda aleyhimde olumsuz konuşmalar yapabileceklerine kesinlikle inanmıyorum.

Batman yerel basını içerisinde bir tek meslektaşımın da gıyabımda aleyhimde konuşmalar yapacaklarına da inanmıyorum…

Hiç kimse şu satırların yazarı, sivil toplumların gönüllüsü için yağcı, yalaka gibi suçlamalarda da bulunamaz.

Değerli Okurlar, Rabbim şahit olsun ki kendimi övmek için bunları yazıyor değilim. Her zaman ifade ettiğim gerçeği inanıyorum; bütün övgüler mezar kapısına kadardır. Dünyevi rütbeler, makamlar, mevkiler, servetleri çok önemseyen biri değilim. Bunlar benim için ne övgü, ne de korku vesilesi olabilir.

Makam ve mevki sahipleri karşısında inandığım hak sözü söylemekten asla çekinmedim, zira makamlar dünyevi cihetle önemsiz ve değersizdirler. Hakkımdaki olumlu ifadeleri dile getirme nedenim kendimi övmek değil, yeni okurlarımın da beni tanımaları içindir.

ALLAH İÇİN ADİL ŞAHİTLİĞE DEVAM…

Yazdığım her satırın, yaptığım her yorumun arkasındayım. Yazdıklarımda bir suç varsa, yargı yolu açıktır. Başımı yastığıma koyduğumda her gece yazdıklarım kadar, duruşumun da muhasebesini bir Yüce Dergaha yapan sorumluluk sahibi biriyim. Dünyevi mahkemelerden yana hiçbir korkum yoktur…

Örgütlerden yana da korkum yoktur. İnsan hakları gözlemcisi, insan hakları savunucusu, çevre ve doğa aktivistliğine, yani Allah için adil şahitliğe inşallah devam edeceğim. Yerel sorunları ve çözümlerini tartıştığımız platformlarda kimsenin tarafı veya karşıtı değilim. İnsan haklarını savunan, çevre haklarını savunan, doğa için mücadele veren biri olarak toplumun karşısındayım. Yapıcı ve haklı eleştirilerden çekinmem. Çünkü insan haklarını, halk sağlığını savunurum.

İnsan hakları savunucusuyum. Yine toplum ve çevre sağlığını tehdit eden sorunlar için susamam. Doğru kimden gelirse gelsin yanındayım. Yanlışların ise kimden geldiğine bakmaksızın karşısındayım…

Benim için ilkeler önemlidir. İlkeli duruşumu inşallah her zaman korumaya devam edeceğim.

Zaman, süreç, ülkedeki ve bölgedeki gelişmeler, örgüt, kamu erki vs hiçbir şey beni halk yararına, toplum yararına faaliyetlerimden inşallah alıkoyamayacaktır…

Yazdığım her yazının, aktif olarak yürüttüğüm her faaliyetin arkasındayım. Allah’tan başka kimseden, hiçbir çevreden korkum yoktur. Çünkü Allah için adil şahitlik yapanlardan olmak içindir bütün çabam.

Hakkı savunmak erdemdir. Hayatın her alanında hep hakkı savunmaya çalıştım. Yüzlerce dosya ve etkinlikle tarihe Allah için adil şahitlik ederek tanıklık yaptığım için mutluyum. Sorunlara gözlerimi kapatamam…

“Ben dünyalıyım” diyerek herkese adalet penceresinden bakabilecek kadar meselelere yaklaşım gösteriyorsam, herkesin beni bu şekilde kabul etmesini beklerim. Allah doğrularla beraberdir. Rabbim beni doğrulardan eylesin