Değerli Okurlar, haftada üç gün yazı yazdığım için 25 Kasım’da bu köşede yazım çıkmayacak. Oysa 25 Kasım önemli bir gündür.

‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ olan 25 Kasım’da, gazetemizin internet sayfasını tıkladığınızda kadın hakları ile ilgili bir yazımın karşınıza çıkmasını istiyorum.

31 yıldır günlük, birkaç aydır ise haftada üç gün yazı yazan biri olarak yıllar önce kadına yönelik şiddet ve kadınlara uygulanan ayrımcılıkla ilgili yazılarımın güncelliğini koruduğunu gözlemliyorum.

Ne acıdır ki her gün kadınlara yönelik şiddet, vahşet ve barbarlık ile canice cinayetlere tanık oluyoruz.

Kadın hakları bütün dünyada yükselen bir değer olmasına karşın, ne yazık ki hayat arkadaşlarını canice katleden aciz mahluklar azalmıyor, artıyor…

Kadın haklarının salt cezai yaptırımlarla sağlanamayacağına, kadınlara yönelik şiddetin, vahşetin ve gaddarlığın son bulmayacağına inanan biriyim.

Din adına ahkam kesenler, yurtseverlikten dem vuranlar, ideolojik olarak sağ, sol veya herhangi bir akımı savunan nicelerinin de kadınlara zulmettikleri açık bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.

**

**

BATMAN ÜNİVERSİTESİ’NİN DÜZENLEDİĞİ KONFERANS…

Büyük bir değişim şarttır. Bu meseleyi sürekli gündemde tutarak, kadın hakları, kadınlara yönelik cinayetler için bir toplumsal duyarlılık oluşturmamız gerektiğine inanıyorum.

25 Kasım’a sayılı günler kalırken, Batman Üniversitesi’nin kadına yönelik şiddet konulu bir konferans düzenlediği haberini okudum ve doğrusu bir yandan sevindim, öte yandan ise üzüldüm.

Batman Petrol gazetesi konuyu haber yapmış ve kamuoyunun takdirine sunmuştu.

Sevinme nedenim, üniversitede kadın hakları ile ilgili duyarlılığın olmasıydı.

Batman Üniversitesi yöneticilerinin kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda duyarlı olup, bir konferans düzenlemeleri sevindirici bir gelişmeydi.

Üzüldüğüm şey ise, böyle bir konferans hakkında kamuoyunun bilgilendirilmemesiydi.

Hiçbir tanıtım yapılmaması, ilgili kesimlerin davet edilmemesine üzüldüm.

Kentimizde değişik bakış açısına, dünya görüşüne sahip pek çok sivil toplum ve demokratik kitle örgütünün bulunduğunu biliyorsunuz.

Hayata değişik pencerelerden bakan bütün STK’ların, eğitim sendikalarının kadın komisyonları bu konferansa davet edilmeliydi.

Haber metnine baktığımda burada isimlerini açmaya gerek görmediğim nice STK kadın temsilcilerinin olmadığını gözlemledim. İlgili haberin özetine bakalım:

**

**

“Batman Üniversitesi Batı Raman Yerleşkesi Rektörlük Konferans Salonunda Kadın ve Aile Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” kapsamında bir konferans düzenlendi. Konferansa Üniversite Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Rohat Cebe, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Filiz Akbaş, Kadın ve Aile Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mehtap Nasıroğlu Aydın, Batman Kent Konseyi Kadın Meclisi Üyesi Av. Neşe İskenderoğlu Erpolat, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezinde görevli Psikolog Deniz Esmer, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Konferansta bir konuşma yapan Üniversite Kadın ve Aile Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mehtap Nasıroğlu Aydın, merkez olarak tüm dünyada kabul görmüş uluslararası çapta anılan kadına şiddetle mücadele günü kapsamında farkındalık oluşturmayı amaçladıklarını ve kadın haklarını koruma anlamında toplumun tüm fertlerine büyük sorumluluklar düştüğünü söyledi. Merkez bünyesinde kadınlara yönelik çalışmaları tüm hızıyla devam ettirdiklerini ve bu çalışmalarda paydaşların desteklerini aldıklarını da ifade eden Aydın, kadınlara yönelik çalışmaların sadece yılın belli bir kısmında değil sürekli olarak devam ettirilmesi gerektiğini vurguladı.”

http://www.batmanpetrol.com/haber-kadina-yonelik-siddetle-mucadele-konferansi-duzenlendi-22100.html

**

**

Yine de üniversite yönetimini tebrik ediyorum. Kadınlarla ilgili bakış açımı özetleyen ifadelerimi bilirsiniz, bu vesile ile yeniden belirteyim:

Hayatın her alanında ezilen,

horlanan,

aşağılanan,

ağır işlerde çalıştırılan,

küçük yaşlarda zorla evlendirilen,

rızaları dışında kuma ve berdel yapılan,

bir ticaret metaı gibi başlık parasıyla satılan,

aileler arasında yakınlık sağlanacağı palavrasıyla berdel ve beşik kertmesiyle evlendirilen,

acılara gark edilen,

dövülen,

istismar edilen,

cinsel meta olarak görülen,

etleri pazarlanan,

kimi alçakların şehevi arzuları

için etlerinden vergi kazanılan,

reklam malzemesi yapılan,

her türlü vahşete maruz kalan,

katledilen kadınlar gerçeği karşımızda duruyor…

Bu listeyi daha da uzatabilirsiniz…

Daha onlarca maddeyi ilave ederek kadınlara

yönelik barbarlığı dile getirebilirsiniz.

Yazdıklarımda hilaf/yalan yoktur.

Bence önemli olan ‘Erdemli İnsan’ olmaktır. Erdemli insanlar/erkekler kadınlara şiddet uygulayamaz, zulmedemez, haklarını yok sayamazlar… Çok açıkça diyorum; kadınlara şiddet uygulayanlar, zulmedenler önce insanlıklarını yitiriyor, insani değerlerden uzaklaşıyorlar…

25 Kasım vesilesi ile eşlerine kötü muamelede bulunanları duyarlı olmaya, düşünmeye davet ediyorum. Ailesini terk edip hayat arkadaşınız olmuş birisine el kaldırmak, ahlaklı insanların yapacakları davranış olamaz. Kadınların haklarına duyarlı bir toplum olmamızı diliyorum.