Gün geçtikçe daha nefretle doluyor dünya. Her gün ölümler haber bültenlerinde. 3. sayfa yetmiyor artık, manşetler ölümden başkasını yazmıyor. Kefen her yaşa yakıştırılmış olacak ki çoluk çocuk ölüyor. Dünya kan kusuyor. Aciz kullar bile yaradanına ve son peygamberine haddi olmadan edepsizlik yapıyor, unutuyor ki ayağı kırık bir sinek bile Firavun'u öldürmeye yetmişti.

“Kim bir mü’mini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, ona lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” (4/Nisâ, 93) Âyet-i kerimede, haksız yere kasden bir müslümanı öldüren kimsenin, ebedî cehennemde kalacağı, Allah’ın ona lânet ettiği ve onun için büyük bir azap hazırladığı vurgulanmaktadır. Adam öldürmek, şirke yakın bir günah olduğu için Allah, bunu şirkle beraber saymış, hiçbir günah için böyle çok ağır dört ceza (sürekli cehennem, Allah’ın gazabı, lâneti ve acı azâp) belirtmemiştir.

İnsan nedir ki?

Grip- nezle gibi ufak bir soğuk algınlığında bile yataklara düşebiliyor, minnacık bir mikroba bile gücü yetmeyen insanoğlu; onu yaratana ve Allah'ın çok sevdiği son Peygamber'e nasıl dil uzatabilir ki...! Kimdir ki insan!

Gaflete düşmeye gerek yok, bu dünya herkese yeter, ama kalbinizde başkalarına sizden başka boş yer yoksa bile her yer dünya olsa boş...!

Peygamber Efendimiz diyebilirdi ki: “kimse kimseyi öldürmesin, kimse kimsenin namusuna dil uzatmasın” Peygamber sözü olarak bunu dinler, kulağımıza küpe yapardık. Ama “İslam böyle emrediyor” der kenara çekilirdik. Hâlbuki bu ifade tarzında Müslümana sadece “Müslüman’ın kanını akıtmak haramdır” demiyor Peygamber Efendimiz. “senin gözünde kurban bayramı ne ifade ediyorsa Müslüman’ın malı, canı ve onurunu o şekilde görmek zorundasın! Senin için Mekke, Kâbe ne demekse bir Müslümanın onurunu da bir Müslümanın iffet ve namusunu da bir Müslümanın can ve malını da Kâbe kadar, Mekke kadar değerli görmedikçe veda edip giden Resûlullah’ı tanımamış olursun. Bir Müslümanın öldürülmesiyle Kâbe’nin duvarının yıkılması arasında fark bile göremezsin! Neden? Çünkü “Müslüman öldürmeyin” deyip gitmedi Peygamberimiz. Bilakis ne buyurdu? “Kâbe gibi Mekke gibi bir kuran Allah’ın zimmetinde ve korumasında Müslüman’ın malından, canından ve onurundan söz etti. Bunun için alkol de haram Müslümanın onuruna dokunmak da haramdır. Bunun için Kâbe’ye de ayak uzatamazsın Müslümana yumruk da uzatamazsın.

Sadece Müslüman öldürmekten söz etmiyoruz. Müslümanın onurunu da Müslümanın canı kadar değerli tutuyor Allah, bunu konuşuyoruz. Bunun için Kur’an’ımız, insan öldürene ebedi cehennem tehdidi yaptığı gibi bir Müslümanı öldüren, kasten öldüren ebediyen cehennemde kalacak, Allah’ın lanetli kulu olarak, en ağır azaplara duçar olacak diyen Kur’an ayetinin ilerisine gittiğinizde hani Müslümanın kılıçla, kurşunla yere seren insana ebedi cehennem tehdidi yapan Allah, Hucûrat suresinde Müslümanın arkasından dedikodu yapanı onun etinden kebap yapan canavara benzetiyor.

İnsanla bir arada yaşamaya mahkûm olduğumuz için başka bir çaremiz bulunmadığı için en büyük imtihanımız da sabah namazına kalkmaktan önce insanla sorun yaşamadan Allah'a gidebilme imtihanıdır. Bu insan anne, baba bile olsa abla, kardeş, ağabey bile olsa eş, koca, hanım bile olsa sonuç değişmiyor.

Hiç şüphesiz, göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, diriltir de, öldürür de. Size O'ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı vardır. (TEVBE/116)