Dünden devam

Değerli Okurlar, Batman Jandarma Komutanlığının operasyonu sonucu iki minibüste 98 Afgan ve 23 Pakistanlı kaçak göçmen yakalanmıştı. Van’dan geldikleri tespit edilen 121 göçmen, Batman’a kadar hiçbir uygulama ve yol kontrolünde durdurulmayarak, insanlık onuruyla bağdaşmayacak şekilde balık gibi istiflenerek gelmişlerdi.

Dünkü yazımda Batman jandarmasının insan kaçakçılarıyla mücadelede üzerine düşeni yapmasını takdirle karşıladığımı belirtmiş, organizatörleri açığa çıkarmasına dikkat çekmiştim.

Bu önemli mesele ile ilgili söyleyecek çok sözümüz olmalı ve bu sorunu gündemden düşürmemeliyiz…

Sorunun üzerine gidilmezse insan tacirleri, sırf maddi çıkarları için dünyanın mazlum ve mahrumlarına işkence yaşatmaya devam edecekler…

Bu alçak ve aşağılık insan müsveddelerinin açığa çıkarılması sadece güvenlik görevlilerinin işi olmamalıdır.

Toplum olarak meseleye duyarlı olmalı, bu sektöre hizmet veren içimizdeki kötü insanları ihbar etmekten çekinmemeliyiz…

Bu coğrafyada son örnekte olduğu gibi 121 insan eğer araçlarla yüzlerce kilometre taşınıyorsa, bunun büyük bir sektör olduğunu, pek çok aşağılık insanın bu sektöre hizmet verdiğini de kabul etmek gerekir…

**

**

Geçen yıl ülkemizde tek bir Koronavirüs vakası görülmemişken, komşu İran pandemiden kırılıyordu.

İran’la olan sınır kapılarımızın acilen kapatılması gerektiğine ve kaçak göçmen geçişlerinin takip edilmesini öneren yazılarımı çok iyi hatırlıyorum.

Epey gecikme ile kapılardan geçişler yasaklanırken, kaçak göçmenlerin ülkemizde cirit atmaya devam edecekti…

Hatırlayacaksınız Van kırsalında karlı dağlarda soğuktan ölen göçmenlerin cenazeleri haber olmuştu.

Kaçak göçmenlerin ne büyük işkence ve sefaletler yaşadıkları gerçeğini bilmiyordum.

Birkaç yıl önce Van ve Tatvan’a gittiğimde göçmenlerin sefaletlerine tanık olmuş ve izlenimlerimi burada takdirlerinize sunmuştum, şu satırları hatırlayalım: ‘Tatvan’da vahim bir acı gerçeğe, insanlık dramına tanık oldum…

İlçenin merkezdeki küçük ve bakımsız terminalinde, koridorlarda, bahçede kadın, çocuk ve gençlerden müteşekkil sayısız mülteci/sığınmacı gerçeğini gözlemledim…

Afgan, Pakistan ve Suriyeli onlarca insan, terminali doldurmuştu. Üst başları oldukça bakımsız, her hallerinden uzun süredir banyo bile yapmadıkları belli olan insanlar…

O beton zeminde uyuyanlar, oturanların hali perişandı…

Çoğunluğu Afgan ve Pakistanlı göçmenlerin insani dramlarına tanık olunca yüreğim burkuldu…

Sınıra yakın kentlerde bu dramlar hep yaşanıyormuş. Van’dan İstanbul’a geçmek isteyen göçmenler, orada insan tacirlerinin eline düşüyormuş. Vanlı bir taksici, kimi vicdansız insan tacirlerinin Van’dan İstanbul’a kadar 600 TL ücret bile aldıklarını söyledi…

Bir güvenlik zafiyeti, denetimsizlik gerçeği beni kaygılandırdı. Tatvan Öğretmenevi bahçesinde dinlendiğim sırada karşılaştığım Batmanlı bazı eğitimci dostlarla sohbet ederken, tanık olduğum göçmenlerin dramlarından söz ettim. Eğitimci dostlarımız; ‘Bir iki günlüğüne buraya dinlenmeye gelmişsin. Buradaki dramı da kendine dert mi edineceksin? Kafanı dinlendir’ diye konuştular. Maalesef vicdanım, imanım ve gayretim nedeniyle her türlü olumsuzluklardan etkileniyorum. Birkaç gün sonra Batman’daki şehirlerarası garaja gelen göçmenlerin haberini okurken, Tatvan gerçeği gözlerimin önüne geldi. Bu tür insani dramların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin ilgili kurumlarca alınması bir zorunluluktur diye düşünüyorum.’

**

**

Tatvan’daki bu dramı niçin hatırlatıyorum? Madem Van ve Tatvan üzerinden bir insan sevkiyatı var, madem tacirler bu yolu kullanarak mahrumları, mazlumları sömürüyorlar, şu halde çok sıkı tedbirlerin alınması şarttır…

Eğer iki minibüse 121 can tıktırılıyor ve bu araçlar Van’dan Batman’a kadar rahat şekilde gelebiliyor, hiçbir yol kontrolünde tespit edilmiyorsa, bunun hesabının sorulması gerekir…

Batman Jandarması insan kaçakçılarını tespit edip, ele geçirdiyse taltif edilmeli/ödüllendirilmelidir.

Sayın Valimizin insan tacirlerini açığa çıkaran jandarma yetkililerini ödüllendirmesini ve caydırıcı etkisi olabilir diye bunu basın aracılığıyla kamuoyuna duyurmasını dilerim.

Öte yandan aradaki yol güvenliğinden sorumlu Bitlis ve Van güvenlik birim yetkilileri hakkında ise soruşturma açılarak, hesap sorulmalıdır…

121 insanın bulunduğu iki aracı görmüyorlarsa ya büyük bir ihmal ve sorumsuzluk, ya da göz yumma olayı vardır diye düşünüyorum…

Bir sektör varsa ki varlığı aşikardır, bundan nemalanacak kötü insanlar da çok olacaktır.

Bir Deccal Sofrası kurulmuş demektir…

Her gün ülkemize kaçak yollarla giriş yapan ve İstanbul’a kadar gidebilen, Akdeniz kıyılarına götürülüp boğdurulan göçmenler gerçeği gösteriyor ki büyük bir sektör oluşmuştur.

Her kim bu Deccal sofrasından nemalanıyorsa, bunlarla uğraşılmalı, açığa çıkarılmalıdır. Herkes güvenlik görevlilerine yardım etmelidir.

Ülkeyi idare edenlerin ise bu konuda güvenlik zafiyetine neden olanlar hakkında en sert cezai müeyyidelere başvurmalıdır.

Bana düşen görev kalemimle sorunun üzerine gitmekti. İnsanlık onuruna sahip çıkmak için hepimizin duyarlı olmasını dilerim.