Dünden devam

Değerli Okurlar, Batman yerel basınında bu köşe dışında bir konu hakkında iki üç günlük yazı yazan meslektaşlarımı bilmiyorum.

Herkesin farklı bir yazı yazma stili olduğundan, bunu doğal buluyorum.

Neden mi uzun yazılar yazıyorum?

İnsan hakları, doğa-çevre-ekoloji, sosyal yardımlaşma ve dayanışma gibi toplumsal sorunlarla bir sivil toplum aktivisti olarak ilgili olduğumdan, verdiğim mücadeleyi de yazılarıma yansıtıyorum.

Bir kent meselesi varsa, okurlarımın etraflıca bilgi sahibi olmalarını isterim. O nedenle meslektaşlarımdan farklı olarak iki üç günlük yazılar yazarım.

Ahmet Güneştekin konferans salonunda düzenlenen Batman Atık Su Arıtma Tesisi, Kanalizasyon ve Yağmur Suyu Sistemi’nin geliştirilmesi ve İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Yapımı Projesi için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) halkın katılımı toplantısı ile ilgili dünkü yazımda yaklaşık 700 Milyon TL’lik devasa bir hizmetten söz etmiştim.

Düşünceme göre Batman kamuoyu durumun farkında değil.

Yerel basınımızın davet edilmediği ÇED toplantısının küçük haberle geçiştirilmemesi ve elinde kalem bulunan tüm meslektaşlarımın konuyla ilgili yorumlar yapmaları gerektiğine inanıyorum.

**

**

Evet, henüz yolun başındayız. Söz konusu ÇED toplantısında söz alırken, ileri biyolojik arıtmanın kentimiz için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmiştim.

Yıllarca bu kentin eğitim yuvalarında öğrencilere gönüllü olarak görsel sunumlu konferanslar verirken, Batman’ın katı atıklarının(evsel atık çöplerinin) ve kanalizasyon lağım sularının(atık sularının)nasıl bertaraf edildiğine dair sorular sorarım.

Ne yazık ki lise son sınıf seviyesindeki öğrencilerin yüzde 95’i bile sorularımın doğru cevaplarını bilmez.

Katı atıkların, çöplerin cam, plastik, naylon, kağıt vs şeklinde ayrıştırılması ve geri dönüşümünün sağlanması için verdiğimiz mücadeleyi anlatırken, öğrencilere çevre bilincini kazandırmaya çalışmışımdır.

Raman Dağı’ndaki ayrıştırılmayan vahşi depolama çöplerinden kaynaklı yeraltı su kaynaklarımızın kirlenmesine dikkat çektiğim gibi, Batman’ın lağım sularının Batman Çayı üzerinden Dicle Nehrine akıtılmasına, önü kesilen devasa barajın fosseptik işlevi görmesine, bunun çevre için oluşturacağı tehlikeye de dikkat çekmişimdir.

**

**

YILLARCA İLERİ BİYOLOJİK ARITMAYI BOŞUNA SAVUNMADIM…

Şu ifadelerimi daha önce bu köşede okumuş olmalısınız:

“Eğer mevcut haliyle Dicle’nin önünü tıkar, su tutulursa, hemen yanı başımızda devasa bir foseptik çukur oluşacak demektir…

Yani, Ilısu Barajı Gölü, devasa bir foseptik çukur olacaktır…

Bunun aksini ileri süren herkesle (Bilim insanları, yazarlar, uzmanlar, akademisyenler, Proflar vs) bu konuyu tartışmaya ve tezimi savunmaya hazırım…

Beni yalanlasınlar, yazı yazmayı da bırakıp, kent merkezinde eşek gibi anıracağım…

Dediklerim doğruysa, o karşıma çıkacakları anırmaya davet edeceğim. Ancak anırmaları bana bir şey kazandırmaz…

Aslında bir tez değil savunduklarım, gerçeğin kendisidir…

**

**

Bakınız, bu köşede yıllardır uyarıyorum; Batman, Diyarbakır, Bismil, Silvan, Sason, Kozluk, İkiköprü ve Beşiri’nin atıksuları (Evsel lağım suları-çok affedersiniz bokları) olduğu gibi Dicle’ye boca ediliyor…

Yıllarca Atık arıtma tesislerini savundum. En son Diyarbakır ve Batman’ın Atıksu Arıtma Sistemleri kuruldu. Ancak bu iki kentin lağım suları, evsel atıkları sadece fiziksel arıtmadan geçiriliyor…

Yıllar önce başvurum üzerine Sağlık Müdürlüğü, Hasankeyf önündeki suda Coli Basili ölçümü yaptı. Değerler o kadar yüksekti ki ölçüm cihazları yetersiz kaldı…

İnsan dışkısından oluşan Coli Basili, insan sağlığı için büyük tehdittir. Bunu kamuoyuna açıkladım, dinleyen olmadı…

Yukarıda isimlerini verdiğim yerleşim yerlerinin tüm lağımları arıtmasız Dicle’ye bırakılmaya devam ediyor…

Dicle özgürce ülkemiz dışına akıp dururken bile arıtmayı savundum. Barajda su tutulursa, bütün atıklar o devasa gölde toplanacaktır…

Alın size devasa bir foseptik çukuru…”

**

**

Yukarıda tırnak içerisine aldığım eski yazımla bugün ne kadar haklı olduğum net ortaya çıkmıştır.

İleri Biyolojik Arıtma ÇED toplantısında konuşan Belediye Başkan Yardımcısı ve Çevre Şehircilik İl Müdürü Sayın Muzaffer Özkan, projenin ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmişti. Son olarak yarın ki yazımda da inşallah bu meseleyi işlemek istiyorum.

Devamı yarın