Dünden devam

Batman’ımızda, özellikle Ramazan aylarında bazı fırınların önünde bedava iki kuru ekmek almak için izdiham yaratan insanlarımız gerçeğine hiçbir zaman seyirci kalmadım.

Bu yıl yine utanç verici manzaralara tanık olunca, bir değerlendirme yapmak farz oldu…

Bildiğim kadarıyla Belediye bazı noktalarda ücretsiz ekmek dağıtıyor.

Bu noktaların nerede olduğunu, her vatandaşa veya aileye kaç adet ekmek verildiği hakkında bilgim yoktur.

Ücretsiz kuru ekmek almak için yaşanan izdihamlar haber olarak yerel basınımızda yer aldı.

Kamuoyunu bilgilendirmek için bu konuda bir açıklama yapılmasında fayda görüyorum.

Bu kahredici manzaraların yaşanmaması için mutlaka bazı çareler aranmalı, tedbirler alınmalıdır.

**

**

ÇARE ARAYANLAR HİÇ OLMADI…

Her Ramazan ayı sonrasında yaptığım yorumlarda, bir sonraki yıl aynı sefalet görüntülerinin yaşanmaması için dersler çıkarılması gerektiğine dikkat çekiyorum.

Ancak geçen zaman sürecinde (30 yıldır) gelmiş ve geçmiş hiçbir il yöneticisi bu konuyu masaya yatırıp, kentimizin varlıklı insanlarıyla, STK temsilcileriyle istişare toplantısı yapmamış, el birliği ve güç birliğiyle neler yapabiliriz diye bir arayışta olmamışlardır…

Bu konuda kapalı kapılar ardında bazı tedbirler alanlar olmuşsa, bunun haberi olacaktı.

Şahsen hiç duymadım, meslektaşlarım bu konuda bilgi sahibi iseler lütfen beni de bilgilendirsinler.

Ne zaman, hangi dönemde bu mesele için hangi adımlar atılmış, bilmek isterim.

Bence bu konuda çalıştaylar düzenlenmeli, çare üretmek için meseleye kafa yorulmalıdır.

Ki bu konuda eleştirilerden de kaçınmadım. Yıllar önce Batmanlı Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’e hitaben burada yaptığım eleştiriler arşivde duruyor. Şu satırları hatırlatmak istiyorum: ‘Özellikle Maliye Bakanımızın bu kahreden görüntüler üzerine değerlendirmesini almak isterdim. Neden bu durumdayız? İki dönemdir Milletvekili olan ve Türkiye’nin hazinesine hükmeden Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek, bir gün olsun kahredici fotoğrafları önüne koyup bir değerlendirme yaptılar mı? Bu durumu değiştirmek için projeleri var mı? Bunu kentimize yakıştırıyor mu? Bu kentte yoksulluk ve yoksunlukla mücadelede etkin çalışmaların yürütülmesi gerektiğini yüksek sesle dillendiriyorum.

Yoksullukla mücadele için pek çok hayırlı çalışmaya katılmanın mutluluğunu yaşadığımı belirteyim. Vicdanen rahatım ama bu kentin yoksullarının artmasından üzüntü duymaktayım.

Ne yazık ki bu kentte bir kuru ekmeğe muhtaç binlerce aile var. Alanda olan biri olarak bu gerçeği somut bilgi ve belgelerle ispatlayabilirim ve ispatlamışımdır...’

**

**

Hayırseverlerin dağıttığı bir iki adet ekmek için kuyruk oluşturan, izdiham yaratan ve birbirlerini adeta ezen vatandaşlarımız gerçeğinin ortaya koyduğu somut gerçeklik şudur; Demek ki Batman’da bir kuru ekmeğe muhtaç binlerce insanımız var…

Bu kentte yaşam sürenlerin yoksullukla boğuşmaları kader değildir…

Bu kadar muazzam su kaynaklarına, göz alabildiğince verimli topraklara, hazineler değerindeki dağlara, muhteşem yaylalara sahip bir coğrafyada insanlar bir kuru ekmeğe muhtaç hale geliyorlarsa, oturup düşünmek gerekir…**

Hayır, hayır bu bir kader değildir. Dünkü yoksulluk da kader değildi.

Yoksulluk, fakirlik bu halkın kaderi değildir. Öncelikle bu gerçeği bileceğiz…

Yöremiz, yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarıyla ‘Afrika’ değil, ‘Avrupa’ koşullarını yaşamalıdır…

Eğer bu koşulları yaşamıyor, Ramazan aylarında ücretsiz iki ekmek için kadınlarımız, kızlarımız izdiham yaratıyorsa, bunun nedenlerine kafa yormalıyız.

Her şeyi devletten, yöneticilerden, kamu kurum ve kuruluşlarından da beklememeliyiz. Batman’da, bazen 17 saat boyunca kendimizi aç ve susuz bırakmamızın hikmetini, amacını yeterince idrak etmediğimize inanıyorum. Eğer bilinçli bir toplum olsaydık, dinimizin oruç hikmetini kavrayacak, sorumlu davranacaktık. O zaman bu tablolar yaşanmayacaktı.

Cenabı Allah bu mübarek ayda sırf bedenimize eziyet çektirmek için saatlerce aç ve susuz kalmamızı istemiş değildir. Peygamberimiz, “Öyle oruç tutanlar vardır ki neticede ellerine geçen, sadece açlık ve susuzluklarıdır” diye buyurmuşlardır.

Demek ki bütün vücudumuzun uzuvlarına oruç tutturmamız gerekiyor. Demek ki Ramazan orucu, nefsi terbiye etme dışında özellikle toplumsal ve sosyal açıdan çok önemli dersler içeriyor. Düşünceme göre Ramazan orucu, İslam’ın toplumsal ve sosyal boyutu olan en önemli ibadetlerinden biridir.

Daha önce dillendirdiğim önerimi arz ediyorum: ‘Kuru ekmeğe muhtaç insanlarımız gerçeğine hepimiz kafa yormalıyız. İşsizlikte, istihdamda ciddi sıkıntılarımız var. Yeni yatırımlar için girişimcilerimizin duyarlı olmaları gerektiğine inanıyorum. Yoksullukla mücadelede yeni fabrikalara, iş istihdam alanlarına ihtiyacımız var. Yoksulluk ve yoksunlukla mücadele için Valilik koordinesinde önemli bir Çalıştay düzenlenmesini öneriyorum. Tüm sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerinin, varlıklı insanlarımızın, iş adamlarımızın davet edileceği Çalıştay'da önemli çözüm önerileri çıkabilir. Kentimizi bu ayıptan kurtarmanın yollarını bulmamız dileğimle.’

Dileğim ve temennim yoksul insanlarımız için hayırlı bir kapı açılmasıdır. Bu konuda bir hayırlı gelişmeye vesile olursam, dünyalar benim olacak…