Değerli Okurlar, iki yıldır dünyayı tehdit eden, tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde ve kentimizde de toplumu vahim şekilde etkileyen korona pandemisi gerçeğini bilirsiniz.

İki yıldır geleceğe umutla ve güvenle bakabilen insanlarımızın sayısı hızla azaldı.

Vakaların seyrine, artışına göre alınan sokağa çıkma yasağı ve kısıtlama kararları nedeniyle işyerleri kapatıldı.

Nice esnaflar zarar ederken, niceleri de iflas etti…

Ailelerinin geçimlerini sağlamak isteyen nice insanlarımız, yeni işyerleri açma cesaretini kendilerinde bulamadılar.

O nedenle müteşebbisler, girişimciler çaresizce pandemi sürecini izlemekle yetindiler.

Hayatın normale dönmesini bekleyen girişimciler, 1 Temmuz 2021’i iple çektiler…

Artış kaydeden aşı çalışmaları nedeniyle korona vakalarının yeniden pik yapması endişesini taşıyanlar olsa bile, yeni normalleşmeye umutla bakmaktadırlar.

HER TARAFTA KONUT İNŞAATLARI…

**

**

Evet, yukarıda özetlediğim pandemi gerçeğine rağmen, geçen zaman sürecinde sevindirici gelişme olarak değerlendirmekte tereddüt etsem de, kentimizde konut inşaatları son sürat devam etti, ediyor…

Batman’ın her tarafında yükselen binalar, inşaatlar, yapılar dikkat çekiyor…

Sadece kent merkezinde konut inşaatları yükselmiyor.

Kentin doğusu, batısı, kuzeyi ve güneyi ile kent dışında hızlı bir yapılaşma gerçeğini gözlemliyorum, sizler de gözlemliyorsunuzdur.

Birinci sınıf tarım arazilerinin sulanması için yapılan Sol Sahil Sulama Kanalının kapsama alanındaki tarlalarda binalar kat yükseltiyor…

Batı Raman Dağı boyunca her tarafta olduğu gibi, Emekli TOKİ konutlarının bulunduğu Kuyubaşı arazilerinde ve geniş çevresinde, her taraf konut inşaatlarından geçilmiyor…

İnanılmaz bir inşaat hamlesi dikkat çekiyor…

**

**

Ayrıca kent merkezinde yeşil dokularıyla bildiğimiz kooperatif evlerin bulunduğu semtlerde çok yüksek katlı binalar gerçeğini bilirsiniz.

Hiçbir zaman tasvip etmediğim, deprem riski açısından vahim tedbirsizlik olarak da değerlendirdiğim bu çok katlı yapılaşmaya da devam ediliyor…

Fatih,

Bahçelievler,

Kültür,

Belde gibi semtlerde,

kentsel dönüşüm adına,

aslında ise kentsel yıkım diye nitelendirdiğim çok katlı yapıları ibretle izliyorum…

**

**

Köyden kentlere yoğun göçün başladığı 90’lı yıllarda, kentimizin bazı semtlerinde kooperatif evler inşa edilmişti.

Daha önce Bahçelievlerde bulunan tek katlı, bahçeli, yeşil dokunun hakim olduğu kooperatif evlerinin benzeri bu kez dubleks evler olarak Kültür’de, Belde’de ve Fatih Beyazevler ve Yeşilevler örneğinde olduğu gibi konutlar yapılmıştı.

Dubleks evlerin, her çeşit meyveli ağaçların bulunduğu bahçeleri kentimize güzel bir görünüm ve oksijen sağlıyordu.

Ne yazık ki başlayan konut furyasında, o güzelim bahçeli evler, ağaçları ve yeşil dokularıyla elimizden gidiyor…

Daha fazla kar hırsıyla, daha fazla para kazanma arzusuyla, kahrolası kapitalist sistemin çarklarının işlemesi adına o güzelim evler satılıp, yerlerine çok katlı binalar yapılıyor…

Geçtiğimiz günlerde x mahalleden birisinden beni telefonla arayan bir anne ile konuşurken, son derece üzülmüştüm.

Komşularıyla birlikte bahçeli, çok sayıda meyveli ağaçlarının olduğu evlerini kat karşılığı olarak müteahhitlere verdiklerini belirten anne, “Dubleks evimizin bahçesinde her türlü sebze ekiyor, ayağımız toprağa basıyordu. Onlarca yıldır gözümüz gibi baktığımız Nar, elma, armut, erik, şeftali vs her türlü meyveli ağaçlarımız var. Kepçelerle komşularımızın bizim gibi olan bahçeleri dümdüz edildi. Senin çevre mücadeleni izliyor ve biliyorum, bu ağaçları taşıma imkanımız var mı? Günlerdir o ağaçlar için ağlıyorum” diyordu.

Yaz ortasında taşınacak meyveli vs ağaçların genel olarak tutmayacağını, kamuya değil, özele ait ağaçları koruma yetkimizin olmadığını üzülerek kendisine ifade etmiştim.

Hızlı yapılaşma gerçeğini gözlemlerken bu düşüncelere yoğruluyorum.

Belki bazılarımız iyi kazanıyor ama emin olunuz gerçekte kaybediyoruz.

Daha fazla kar, daha fazla para kazanma hırsı ile kapitalist sistemin çarklarının dişlileri arasında ezilip gittiğimizi görmemiz gerekir diyorum