Dünyada ve Türkiye’de, başta araçlar ve sanayiler olmak üzere çıkan zararlı gazlar hava kalitesine doğrudan etki edip, havanın kalitesini düşürüyor. İşin uzmanları, yaptıkları çalışmalarla bu tespitleri yaparken, çözüm için ise bir yandan yeşil alanları genişletmek ve taşıt kullanımında başta elektrikli araçlara yönelme de başladı. Prof. Dr. Ahmet Kılıç, Türkiye’nin yoğun nüfuslu şehirlerden biri olan Diyarbakır’da ise sanayi olmamasına rağmen sadece taşıtların fazlalığı ve yeşil alanın azlığından dolayı hava kirliliğinin DSÖ ve Avrupa normlarının üstünde olduğunu söyleyerek, çözüm önerisinde bulundu.
Diyarbakır'ın, yoğun nüfuslu büyükşehirlerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Kılıç, şehir içi nüfusun 1 milyonun üzerinde ve yoğun bir yerleşim olduğunu söyledi. Diyarbakır’da yeşil alanın çok az olduğuna dikkat çeken Prof. Kılıç, “Bereket, çevrede Hevsel Bahçeleri var ve üniversite kampüsü ağaçlandırma iyi durumda. Fakat bunlar şehrin 1 milyonun üzerindeki nüfusa ait kirliliği düzeltebilecek bir potansiyele sahip değil. Bununla ilgili olarak şunu söylemek mümkün. Bu kirlilikte özelikle başlıca unsur taşıt sayısıdır. Diyarbakır’da maalesef sanayi tesisleri fazla değil. Bu yüzden kirliliğin temel nedenini biz, araçlar olarak düşünüyoruz” dedi.
“Yerel yönetimlere ve tüm vatandaşlarımıza görev düşüyor”
Bu kirliliği azaltmanın yolları olduğuna değinen Prof. Kılıç, “Özelikle yeşil alanları artıracak olursak bitkilerin özelliğidir. Karbondioksit bünyelerine alırlar ve bunu organik maddeye dönüştürürler. Bizde yeterince ağaçlandırma olmadığı için Diyarbakır’da biz temmuz ayında bile bu kirliliği yaşıyoruz. Özelikle kışın eğer kaliteli kömür kullanılmıyorsa hava kirliliği daha da artmaktadır. Bu yüzden özelikle yerel yönetimlere ve tüm vatandaşlarımıza şu görev düşüyor. Bizim ağaçlandırmayı artırmamız lazım. Bu şekilde hava kalitesini düzeltecek olursak özelikle hava kirliliğine bağlı sağlık problemlerinin de önüne geçmiş oluruz” diye konuştu.
Bu adımın koruyucu hekimliğe girdiğini kaydeden Prof. Dr. Kılıç, “İnsanlar daha az hasta olur ve daha az sağlık harcamaları gerçekleşir. Çimen, çiçek yerine özelikle ağaç formunda ağaçları tercih edecek olursak hava kalitesini düzeltme şansımız var. Diyarbakır’da özelikle karbondioksit, azot oksit türevleri, karbonmonoksit miktarında ciddi artmalar var. Büyük bir şehir, yoğun bir nüfus var. Bunun da yolu ağaçlandırmadan geçiyor. İnsanlarımız özelikle akciğer kanseri gibi vakalara daha az yakalanmış olacaktır” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ahmet Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bazı değerler Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ya da Avrupa normlarının üzerindedir. Bu seviyelere geri dönmemiz lazım. Onun için de ciddi yatırım, ciddi bilgilendirme yapmamız lazım.” (İHA)