Geçen gün toplantı çıkışı yorgun vaziyette eve döndüğümde eşim Nursal elime bir kargo tutuşturdu, baktım epey ağır, deyim yerindeyse kallavi bir paket. Açmadan önce gönderen kısmına bakınca yüzümde bir aydınlanma peydah oldu; Batman Üniversitesi Rektörü İdris Demir hocamdan gelen kitabın kapağına bakınca isminin de pek havalı olduğunu gördüm: Nymphaeus’tan Batman’a isimli bilimsel bir yayın. Tuğla gibi... gurur verici, umut verici ve hayatın içinde “biz de varız” resti için gayet güzel bir şaheser.
Kitabı incelerken aklıma geçmişte yaşadığım bir olay geldi. 80’li yılların sonları.. Batman henüz vilayet olmamış, son Kaymakam merhum Ali Ülger Beyefendinin makamında sohbet ederken uzun süredir üzerinde çalıştığım ve her yönüyle Batman’ı anlatan kitabın basımıyla ilgili kritikler yaptık. Kaymakam Ali Ülger, çok emek vererek bitirdiğim kitabın basımı için finans desteği sağlayacağını ifade edince, Ankara’ya döner dönmez basımevlerinin kapısını aralamaya başladım. Kitabı inceleyenler ücreti mukabilinde basabileceklerini ifade ettiler. Rakam o günün koşullarında hayli yüksekti. Kaymakam Beyi telefonla arayıp basım bedelini ilettiğimde rakamın yüksek olması hasebiyle bu işi bir süreliğine rafa kaldırmamı önerdi.
Çok emek vererek basıma hazır hale getirdiğim kitap taslağım elimde kaldı. Kaymakam Bey Bursa’ya tayin oldu, ben Mülkiye’yi bitirdim, meslek sınavlarına hazırlanma vs derken Batman’ın vilayet olmasıyla birlikte kitabım da güncelliğini yitirdi. Yeni bir çalışmaya da ne zamanım ne de hevesim elverdi. Bu iş artık bizden sonra gelecek kardeşlerimize havale edilecek, diye düşünerek bu defteri kapattım.
Elime alıp incelediğim bu kitap üstelik ilk de değildi. Daha önce Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’in öncülüğünde Batman’a dair çok güzel bir kitap raflardaki yerini almıştı. Ama şimdiki kitabın hem üniversite yayını olması hem de bilimsel boyutunun bulunması olaya çok farklı bir değer katıyordu.
Kitaptan bir ara kafamı kaldırdığımda ekranda İmralı’dan dönen heyetin basın toplantısı yapmak üzere yerini almaya başladığını gördüm.. Asıl işte o zaman daldım gittim. Daha örgütün hiç olmadığı yılları, 70’li yılların, 80’li yılların Batman’ını düşünmeye başladım. Herkes kendi halinde sakin, sessiz, mesut-bahtiyar bir hayat yaşıyorken birden ortalık savaş yerine dönüyordu. Silahlar patlarken, bombalar ortalığı cehennem yerine çeviriyordu.
Babamız o akşam da yemekte bizimle sofraya oturmuşsa derin bir oh çekiyorduk. Hiç kimsenin can güvenliği yoktu, gün o kadar çok şeye gebeydi ki tahmin etmek imkansızdı. Meslekte bölgemizin muhtelif yerlerine teftiş görevime giderken tedbiri elden bırakmamaya özen gösteriyor sürekli teyakkuz halinde olası bir olaya karşı dikkatli olmaya çalışıyordum. 12 Eylül sabahına kadar hemen hemen her gün dilimize veciz bir söz dolanıyordu: Dünya dönüyor, işte ispatı; babamız her gece eve dönüyor!..
40 Yılı aşkın bu amansız, bu tahripkar, bu zalim filmin nihayet sonuna geliyorduk. Örgütün silah bırakması gerektiği vurgulanırken ekonomik ömrünü de tamamladığı ifade ediliyordu. Herkesin içinde umutlar yeşermesi için yeterli bir gerekçeydi, önemliydi, ciddiydi, büyük bir olaydı, yaşayanlar için, mağdur olanlar için, dağılan aileler için, sevdiklerini kaybedenler için çok önemli bir gelişmeydi. Nihayet örgüt de olumlu karşılık verince rahat bir nefes aldık. Batman’da uzun zamandır devam eden sükunet ve huzur ortamı bu gelişmeyle taçlanmış oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bu sürece destek veren ve bu şekilde sonuçlanmasına katkı sunan herkese teşekkür ederiz. Terörsüz bir Türkiye’de yaşamak çok keyifli, huzurlu bir Batman’da yaşamak çok daha fiyakalı olacak.
“Kardeşim hele şimdi git gör, nasıl modern bir şehir, lüks binalar, geniş caddeler, yemyeşil bulvarlar, hele o Diyarbakır Caddesi nasıl olmuş öyle, Ankara’da da yok böylesi İzmir’de de” gibi lafları çok duymaya başladık son zamanlarda. Batman kabuğunu öyle kırıp öyle gelişti ki bir gören bir daha görmek için can atmaya başlar; hele bir de Çömçe’de yemeğin tadına bakmışsa.. İnsanı mutlu eden bir tablo..
Yıllar geçtikçe sevdiklerimizi yitirmek ise işin en acı tarafı. Bir Batman aşığı, bir Batman sevdalısı, 35 yılı aşkın SSK Hastanesi’nde eczane sorumlusu olarak çalışan ve emekli olduktan sonra da tüm enerjisini Batman’a ve hemşerilerine hasreden babamın en küçük kardeşi Nuri Aydın amcamın darı bekaya irtihali, Batman hikayemizde ulu bir çınarın devrilmesi ile eşdeğer oldu. Batman’ı Batman yapmanın en kadim ve hiç bir zaman unutulmayacak mimarı büyük insan Ataullah Hamidi aramızdan ayrıldı. Batman İmam Hatip Lisesi’nin efsane Müdürü Salih Günaydın artık yok. Salih Hoca’nın bir okula ismi verildi, buna çok sevindim. Elimde imkan olsa onun filmini yapmak, kitabını yazmak isterdim. O gerçekten müstesna bir şahsiyetti, Batman hikayesinin kahramanlarından biriydi, gönüllerimizde taht kuran ve hiç bir zaman unutulmayacak hocamızdı.
Batman’da görev yapan efsane valilerimizi de unutmayalım. Eski valilerimizden sn Hulusi Şahin ismini altın harflerle yazmayı başardı şehir tarihimize. Güzel hizmetleri oldu, Ankara’da dostlar arasında onu sürekli hayırla ve güzellikle yad eder arada telefonla arayıp hal hatır sorarız.
Mevcut valimiz Sn. Ekrem Canalp Beyefendinin Gerede’li olduğunu söyleyenlere inanmayın o artık öz be öz Batman’lı.
Geçen hafta Vali Beye Batman’la ilgili görsel gönderdim. O esnada da toplantıda idim. Sayın Valim güzel bir jest yaparak bana şöyle bir mesaj yolladı: “Mehmet Bey Batman’ı sürekli hatırlatacak şeyleri size göndermemiz lazım, memleket hasreti böyle bir şey. Bir de memleket sevdalısı olunca böyle oluyor..” Mesaja verecek en güzel yanıt güzel bir gül emojisiydi. Vali Beyin iznini almadan yolladığı mesajı yazmış bulundum umarım beni bağışlar. Gerçi böyle güzel ifadelerin telefon ekranına mahkum kalmasına da gönlüm razı olmazdı. Sayın Valimize, sayın Vekil Ferhat Nasıroğlu ile birlikte daha nice güzel eserlere imza atmaları dileğiyle sağlık ve huzur dolu nice yıllar diliyorum.
Yaklaşık 2.5 ay önce babam Babinirli Mele Abdullah’ta bir rahatsızlık peydah oldu, Kardeşim Dr Hamid Aydın konuyla yakinen ilgilendi. Tedavi süreci ve özellikle ameliyat söz konusu olunca Diyarbakır İl Sağlık Müdürümüz Dr. Hakan Pamukçu hocamla müteaddit defalar temas kurduk. Ameliyatın kaçınılmaz olduğu anlaşılınca Hakan Hocama dedim ki “Hocam şükür ki imkanımız var, babamı hemen Ankara’ya alalım, burada operasyonu yapacak çok değerli hocalarımız var. Eğer Ankara’ya gerek yok, derseniz o zaman Diyarbakır’a sevk ettirelim orada ameliyatı yaptıralım.”
Hakan Hocamın bana verdiği yanıt hem manidar hem de Batman adına gurur vericiydi: “Başkanım, ne Ankara ne Diyarbakır, babanızı Batman’a ameliyat ettireceğiz, bana güvenin, sonuçtan da çok memnun kalacaksınız”
Hakan Hocamızın önerdiği Dr’a Batman’da ameliyatı yaptırdık, her şey tereyağından kıl çeker gibi oldu. Aslında kritik ve zor bir operasyondu ama hem hastane donanımı hem hijyen ortamı hem de hocamızın mahareti ve deneyimli kişiliği sayesinde başarılı oldu, babam sağlığına kavuştu, hepimiz mutlu olduk.
Ezcümle, konu konuyu açtı; daldan dala atladım, bazı hikayeler anlattım, anekdotlara vurgu yaptım belki de konuyu dağıttım diye düşünenler olabilir. Ne de olsa Batman Çağdaş’ın 42. Yılını Kutluyoruz, bu anlatılanlar da neyin nesi demeyin. Çünkü görüşüme göre, Batman’ın son 40 yılının tüm hikayelerini, olaylarını, acı ve tatlı hatıralarını okumanın, öğrenmenin en iyi yolu, en iyi kaynağı Batman Çağdaş... Benim de uzun bir süre köşe yazarlığı yapmaktan onur duyduğum, başta sn Arif Arslan olmak üzere geçmişte emeği geçen ve halen yazmaya devam eden tüm ekibe hem teşekkür ediyorum hem de kendilerini tebrik ediyorum.
Her türlü yeniliğe ayak uydurmak, sürekli büyümek, gelişmek ve teknolojik manada en iyi şekilde donanmak kolay değil. Batman Çağdaş Gazetesi bunu hakkıyla ve layıkıyla başardı. 42 yıl öncesini, çalışılan mekanı, gazete çıkarırken ilkel yöntemlerle çekilen zorlukları en iyi bilenlerden biriyim. Yılmadan, yorulmadan ve yarışta sürekli ön sıralarda bugünlere kadar gelebilmek kolay değil.. Daha nice başarılı yıllara.. Yolunuz ve bahtınız açık olsun…