**Batman’ın tarihi ilçesi Hasankeyf’in ilk lokantacısı 65 yaşındaki Mehmet Tarhan, çocukluğunun geçtiği Hasankeyf kalesinde geçen günleri arıyor. Tarhan; “Hasankeyf kalesi şendi. Kale’de bayram günleri bir başka olurdu” diyor.

**Mağarada doğduğunu belirten Tarhan; “Mağaradan indiğimizde 1967 yılıydı. O gün-bugün orta şehir olarak bilinen yerde yaşıyoruz. Şimdi de Raman dağı eteğindeki yeni yerleşim birimine gireceğiz. Oraya nasıl uyum sağlarız bilemiyorum” dedi.

*Arif Arslan

“KALE GÜNLERİNİ ARIYORUM”
Doğma, büyüme Hasankeyfli olan 65 yaşındaki Mehmet Tarhan, tarihi ilçenin ilk lokantacılarından. 8 Çocuk babası Tarhan, doğduğu mağaranın numarasını bile unutmadığını söylüyor. Kaledeki mağarada yaşayan eski Hasankeyflileri, dün gibi hatırladığını ifade eden Tarhan; “Çocukluğumuz ve gençliğimizde Hasankeyf nahiye’ydi. Nahiye Müdürlüğü de kale başındaydı. O dönemlerde kalede okul yoktu. Cumhurbaşkanı merhum Cevdet Sunay döneminde aşağı mahallede yapılan okula gelip giderdi, arkadaşlarım. Okumadım ama hayat Üniversitesinden mezun oldum. Kalede günlerimiz bir başka güzel geçerdi. Herkes bir aile gibiydi. Yabancılar, kalede oturmazdı. Herkes birbirini tanırdı” diye konuştu.

“67’DEN KALEDEN İNDİK”
1967 Yılına kadar kaledeki mağarada oturduklarını anlatan lokantacı Tarhan, şöyle devam etti; “Hasankeyf kalesinde yaşamın olduğu dönemde zevk-sefa vardı. İnsanlık vardı. Herkes bir ekmeği paylaşırdı. Yokluk ama mutlulukta vardı. Gelenek ve görenekler güzeldi. Ne televizyon ne de böyle teknoloji vardı. Kalede oturanlar, yaşamlarından mutluydu. 1967’de kaleden indiğimizde daha nüfusa kaydım bile yapılmamıştı. Gercüş’te nüfus cüzdanımı çıkardığımı dün gibi hatırlıyorum. 1963-64 yılları arasında eski çarşıda kahve açıldığında yaşımız küçük diye bizi içeriye almıyorlardı. Sonradan kaleden indiğimizde Abdullah Tarhan ve merhum Belediye Başkanı Edip Zemin, PTT Şubesi olarak kullanılan binada ilk lokantayı açtıklarında ben de bulaşıkçı olarak işe başladım.”



“LOKANTACILIĞI SEVİYORUM”
Yaklaşık 50 yıldır lokantacılık mesleğini sürdürdüğü Hasankeyf’te eski Kaymakamlık binasının zemin katında hala Hasankeyf’e özgü haşlama ve güveç yapan Mehmet Tarhan, mesleğini hiçbir şeye değişmediğini belirtiyor; “Ailece lokantacıyız. Yıllar önce Hasankeyf’te ilk lokanta açıldığında bu meslekle buluştum. O gün bugündür, bu mesleği terk etmedim. İki yıl süreyle Libya’ya giderken lokantacılık yaptım. Döndüm, yine de işimin başına geçtim. Yaşım ilerledi ama Hasankeyf’e özgü güveç ve haşlamayı da konuklara ikram etmeyi seviyorum. Yeni Hasankeyf yerleşim birimine gidersem, bu işi sürdürüp-sürdüremeyeceğime sonradan karar vereceğim.”



“3 ŞEHRİ GÖRDÜM”
Hasankeyf kalesi, orta şehir ve şimdi de Raman dağı eteğinde yeni yapılan Hasankeyf yerleşim birimine gitmeye hazırlanan lokantacı Tarhan; “Hasankeyflileri yeni bir yerleşim birimi bekliyor. Bana sorarsanız; eski şehirde kalmayı tercih ederim. Hala doğduğum mağara gözümde tütüyor. Hasankeyf kalesinde geçen günler bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor. Kaleden, orta şehre indik. Şimdi de yeni bir kent bizi bekliyor. 20 Yılda bir yer değiştirmek tuhaf bir duygu. Hep tarihle iç içe yaşadık. Tarihin gölgesinde büyüdük. Yeni yerde nasıl bir yaşam bizi bekler, bilmiyorum ama tarihi dokuya baktığımda hep hüzünleniyorum, gözyaşlarımı siliyorum. Umarım, çocuklarımız yeni yerleşim biriminde yaşamdan mutlu olur.”

 

Editör: TE Bilişim