Koskoca bir yıl geçti çoktan.

Aralık sonu ikinci yıl virüs ile karşılaşma.

Virüs son sürat sınır tanımaksızın yayılmakta,

Kıtadan kıtaya,

Bölgeden bölgeye,

Ülkeden ülkeye.

Koronavirüs hakkında çok şey öğrendik.

Henüz etkili bir ilacı yok.

Ancak önlenebilir hastalık şimdi.

Tabii ki aşı silahı ile.

Aşı kişisel korunma önlemi, aynı zamanda toplumsal bağışıklığın halkası.

Toplumsal bağışıklığa giden yolun taşları top yekün aşılanma ile mümkün.

OLURSA MAVİ OLSUN!

Sağlık Bakanlığı yetkilileri renkli Türkiye haritalarını başından beri kullanıyor.

Geçmiş aylarda hastalığın yaygın olduğu alanlar için kırmızı, turuncu,

Hastalıktan ari iller için mavi renk kodunu kullandı.

Aynı renk kodlaması bu kez aşılama oranları için söz konusu.

Nüfusun % 75 aşılanmış iller mavi ile gösteriliyor.

Ne yazık ki illerin çoğu kırmızı, turuncu ve sarı listede.

Bir ülkenin toplumsal bağışıklık hedefine ulaşması iyi,

Ancak yeterli değil.

Amerika, Avrupa Ülkeleri aşılamada hedefi tuttursalar da

Dünyanın geri kalanı henüz aşıya ulaşamamış olması

Yeni bir virüs mutantının habercisi.

Aşılamada küresel uygulama şart.

PANDEMİ MÜCADELESİNDE EFSANELEŞMEK

En gelişmiş ülkeler yeni virüs salgınları ile başa çıkamazken,

Bazı ülkeler virüs ile savaşta efsaneleşti;

Japonya, Tayvan, Çin, Hong Kong, Singapur,

Güney Kore, Yeni Zelanda, Avustralya, Tayland veya Vietnam

Akılcı yöntemlerle salgını kontrol ettiler.

Evet bazı ülkeleri anti-demokratik kabul edilebilir.

Ancak toplum sağlığını korumak için sıkı önlemler almak

Her zaman zorunluluktur.

Türkiye olarak günlerce “evde kal” uygulaması yapmadık mı?

VİRÜSE DUVAR OL!

Türkiye Transit bir ülke.

Hem göçler yönünden,

hem de turizm ve ulaşım açısından.

Önlemler özellikle yurtdışı turist ve göçler için önemli.

Koronavirüsü topluluklardan uzak tutmak için dört savunma katmanı uygulandı hep.

1.Mümkün olduğunca enfeksiyonun girmesini engellemek.

2.Virüs taşıyıcısı olarak içeri girenler ile, buluştukları/karşılaştıkları insanları en aza indirmek.

3.İnsanlarla karşılaştıklarında başka birine bulaştırma olasılığını en aza indirmek.

4.Başka birine bulaştırdıklarında, bu enfeksiyonu çabucak tanımlayıp ve kontrol altına alıp etkisiz hale getirmek.

Elbette bu stratejileri mükemmel uygulamak her zaman kolay değil.

Ancak hedef bulaşma hızını (Yani R katsayısı ölçeği) 1’in altında tutmak.

Stratejileri baktığımızda;

SINIRLARI KAPAT, HAREKETLİLİĞİ AZALT

Salgının başlarında sınırlar kapatıldı.

 enfeksiyonların Türkiye’ye yayılmasını engellemeye çalışıldı.

Hatta şehirlerarası seyahatler de engellendi bir dönem.

Sınır geçişlerin engellenmesi dışardan gelen bazılarının virüsü getireceği

ve yeni salgınlara neden olacağı anlayışı ile yapıldı.

Koronavirüs ile mücadelede başarılı ülkeler ilk strateji olarak bunu uyguladı.

DANS MÜZİĞİNE PAYDOS!

Yeniden yaşamak istemediğimiz stratejiler aşağıda:

Virüsü sınırda durdurmak için alınan önlemler:

Sınırların kapatılması: Enfekte bölgelerden gelen yolcuların girişini yasaklamak.

Karantinalar: İnsanların içeri girmesine izin verin, ancak onları 4 ila 14 gün izole etmek.

Kontrol Noktaları: Sınırda insanları test uygulamak.

Bu üç önlemden her biri enfeksiyon olasılığına karşı uygulanabilir.

Risk ne kadar yüksekse önlem o kadar güçlü olarak uygulanması esastır.

Sınırların kapatılması zor bir karardır, çok gerekli ise uygulanabilir.

Kontrol noktalarında test uygulaması oldukça ucuz, ancak tüm vakaları yakalamaz.

Karantinalar muhtemelen en uygulanabilir stratejidir.

Sadece bir test, yolcunun nerede olacağını söyleyen doldurulmuş bir form,

karantinaya uyulduğundan emin olmak için yaptırım ve uymayanlar için büyük bir para cezası.

Varış gününde ve dört günlük karantinadan sonra yapılan hızlı testler ile

enfeksiyonların yayılımını büyük olasılıkla durdurmak olası.

SOSYAL MESAFEYİ KORU!

İkinci temel strateji ise: Sosyal Mesafe: Başkalarıyla Buluşmaktan/ karşılaşmaktan uzak durma hali.

Enfekte olmuş bazı insanlar virüsü topluluğunuza bulaştıracaktır.

Kaçınmak mümkün değil.

Engellemek mümkün mü?

Ne kadar çok insan kendi sosyal alanlarında kalırsa,

enfeksiyon bulaş zincirinin halkasının kırılması kolaylaşır ve

yayılması engellenir.

Sosyal mesafeyi teşvik eden önlemlere gelince;

Kalabalığın büyüklüğüne sınırlamalar gibi en az can sıkıcı olanlardan,

tamamen sokağa çıkma yasağına kadar uzanır.

En sıkıntılı durum “tam kapanma”dır.

Dolayısı ile ekonominin kapanması anlamına gelen uygulamadır.

Diğer önlemler arasında sokağa çıkma yasakları,

işletmelerin aynı anda izin verdiği kişi sayısı sınırlamaları, kademeli çalışma saatleri,

belirli türdeki toplantıların yasaklanması, iş yerlerinin kapatılması gibi önlemler hep uygulandı.

Tam kapanmalar hem insanlar hem de ekonomiyi dolayı ile ülke için yıkıcıdır.

Bu uygulama; salgının gerçek boyutunun, yeterince test yapmadığımız için bildiğimizden çok daha yüksek olduğu, sağlık sistemlerimizin çöktüğü, virüsle nasıl mücadele edeceğimiz konusunda yeterince fikrimizin olmadığı, geçmiş günlerde anlamlıydı.

Alınan sıkı önlemler salgının büyümesini durduracak ve salgın yöneticilerine zaman kazandıracaktı.

Nitekim öyle de oldu.

Bugün durum değişti.

Neden bu salgının sürüp gittiğini herkes hem kendine hem de yetkililere soruyor.

TECRİTLİK HALİ

Üçüncü önlem Tecrit Hali: İnsanlarla karşılaştıklarında virüsü başka birine bulaştırma olasılığını en aza indirmek.

Tecritler, yeni bir dalga için, yeni stratejiler geliştirmek için haklı bulunabilir.

Tecritten mümkün olduğunca kaçınmak gerek.

Salgın ne kadar hızlı azalırsa karantina da o kadar kısa ve daha zararsız olur.

SIKINTILI ZAMANLARIMIZ

Neyse ki, kaçınılması gereken sosyal toplantı türlerini ve uygun olanları bilecek kadar deneyim kazandık sayılır.

Biz zamanlar taziyeler, nişanlar, düğünler, partiler kontrol altına alındı.

Sayısal bir kısıtlamaya gidildi.

Hatta mezarlığa bile gidilemedi defin için.

PANDEMİDEN ÖĞRENDİKLERİMİZ

Maske ile alışveriş,

sosyal mesafe ve

hijyenin çoğunlukla güvenli olduğunu öğrendik.

Yeterli mi?

Hayır.

Yükselen yeni dalga durumundayız.

TEDBİR, TEDBİR, TEDBİR

Sağlık yetkilileri, yeni kurallar koyma konusunda ipuçları veriyor demeçlerinde.

Muhtemelen;

1.Belirli bir sayının üzerindeki toplantılar sınırlanacak yeniden.

Aktif koronavirüs vakalarının sayısı ne kadar az olursa, kalabalığın o kadar büyük olmasına izin verilebilecek gibi.

2.Hapishaneler, yaşlı bakım evleri, rehabilitasyon merkezleri, üniversiteler gibi

süperyayıcı salgınlara neden olması muhtemel yerler gözaltında tutulacak.

Çok daha sıkı kural ve önlemlerle salgının kontrolü hedeflenecek.

3. Virüs yaygınlığı çok yükseldiğinde bar, kafe ve restoranların ve

hatta özel partilerin kapatılması arzu etmediğimiz bir uygulama.

4. Eve kapanmalar olmasın!

İşyerlerini kapatmak zorunda kalınsa bile, okullar,

özellikle çocuk bakım alanları kapatılacak son yerler olmalıdır.

Sosyal hareketliliği kısıtlamak en pahalı uygulamadır ekonomik açıdan!

Savunma stratejilerini güçlü kıl!

KAPALI, KALABALIK VE YAKIN

 İnsanlarla buluştuğunuzda bulaşıcılığı azaltmak elimizde.

Virüs çok özel koşullarda yayılır:

Birçok insan konuşurken, şarkı söylerken ve

hatta nefes alırken uzun süre kapalı bir odada/alanda toplandığında.

Kısaca;

Kalabalık,

Kapalı alan,

Yakınlık virüse davetiye çıkaracağını öğrendik.

Yüksek sesle iletişimden kaçınmak kısmen virüse dur dedirtir.

VİRÜSE DÜŞMAN ORTAM

Genellikle kişiden kişiye bulaşma hali;

enfekte bir kişinin öksürmesi, konuşması ve

hatta içinde virüsle havada asılı kalan bir bulut oluşturan parçacıkların soluması iledir.

Havalandırmanın iyi olmadığı zaman ve uygun koşullar altında virüs,

diğer insanlara bu parçacıklar ile gözlerinden, burnundan veya

ağzından girene kadar havada asılı kalır.

Kısaca virüsü durdurmak için:

1.Başka bir sosyal kapalı alanda insanların yanındayken konuşmaktan kaçının.

Kesinlikle şarkı söylemekten veya bağırmaktan kaçının.

2.Başka bir sosyal alanda insanlarla mümkün olduğunca kısa zaman geçirin.

3.Virüsün ağız ve burundan yayılmasını maske ile önleyin.

4.Varsa, parçacıkların diğer insanlarca solunmasını önlemek için havalandırma iyi olmalıdır.

5.Virüse düşmanca bir ortam yaratın,

böylece havada asılı kalsa bile belirli bir süre sonra etkisini kaybeder

AŞI OL, KORONAVİRÜSÜ ENGELLE!

Her gün yüzlerce ölüm sayıları açıklanırken kimin canı yanmaz.

Evet ateş düştüğü yeri yakar doğrudur.

Kaybettiğimiz her can bizim canımızdır.

Değerimizdir.

Üstelik önlenebilir bir hastalıktan kaybetmek sevdiklerimizi.

Aşı ol!

Virüse düşman ol!

Editör: TE Bilişim