**Batman Bölge Devlet Hastanesi’nde görev yapan Nefroloji Uzmanı Dr. Zeki Kemeç, Covid-19’a yakalanıp bu süreci ağır yaşayanlardan biriydi. Koronayı yenen sevilen doktor Kemeç: “Bu virüsü hafife almak çok büyük yanılgı olur” dedi.

**Eşi ve çocuklarının da koronaya yakalandığını belirten Kemeç: “Aynı evde 6 kişi birden hastalanmış ve her birimiz farklı semptomlarla geçiriyorduk. Ne aileme ne kendime çare olabiliyordum. Evin içinde iki adım attığım da dahi nefesim daralıyordu” diye konuştu.

KORONA SÜRECİNİ ANLATTI
Batman Bölge Devlet Hastanesi doktorlarından Nefroloji Uzmanı Dr. Zeki Kemeç, koronayla savaşı kazanarak, yaşadıklarını anlattı. Ağır semptomlarla koronayı yaşadığını anlatan Kemeç: “Temmuz ayının başında korona virüse yakalandım. Virüs akciğerime nüfuz etmişti. İlk başta tatsızlık, iştahsızlık, halsizlik, terleme, bel ve sırt ağrısı yakınmalarım oldu. Daha sonra sırtımın ağrısından yatarken sağa sola dönemez olmuştum. Eğilmekte zorluk çekiyordum. Sırt üstü yattığımda ise sanki milyonlarca dikenlerin üzerinde yatıyormuşum gibi canım acıyordu” dedi.

“AYNI EVDE 6 KİŞİ CORONA
VİRÜS İLE SAVAŞTIK”
Aile fertlerinin tümünün koronaya yakalandığını da belirten doktor Kemeç, şöyle devam etti: “Eşim ve dört çocuğuma da hastalanmışlardı. Anlayacağınız canımın acısı ikiye katlanmıştı, çünkü benden bulaşmıştı. Hastalığın verdiği sıkıntılara ailemin yaşadığı ağrılar da eklenince belim bükülmüştü. Ben bir doktordum fakat nasıl seyrettiği belli olmayan bir hastalıkla cebelleşiyordum. Aynı evde 6 kişi birden hastalanmış ve her birimiz farklı semptomlarla geçiriyorduk. Bu virüsün en büyük felaketi ise akciğer tutulumudur. Çok yayılım durumunda ise oksijen ve yoğun bakım desteği gerektirir. Soluk almakta sıkıntım vardı ve uyuyamıyordum. Ne aileme ne kendime çare olabiliyordum. Evin içinde iki adım attığım da dahi nefesim daralıyordu. Akciğerimdeki lezyonlar ilerledi mi diye çok korkuyor, endişeleniyordum. Bütün vücudum lime lime ediliyor gibiydi.”

“HASTALARIMIN BANA İHTİYACI VARDI”
Sevilen doktor Kemeç, şöyle devam etti: “İlk 10 günden sonra kendimi daha iyi hissettim. Kalp dolaşımın sağlanması ve akciğerlerimin oksijenlenmesi için zor da olsa evin içinde ara ara ufak yürüyüş ve egzersizler yapıyordum. Tatsızlık nedeniyle su ve çay içemiyordum. Bu durum 20 gün kadar sürdü. Etli gıdalara karşı ise tiksinti duyuyordum, fakat sarımsaklı-sumaklı kelle-paça çorba bana iyi gelmişti. Yine bir gün ağrılarım varken aklımdan hastalarım geçmişti. Diyalize bağlı yaşamak zorunda olan bu hastaların virüse yakalanabilme ihtimali dahi çok feciydi. Hastalarımın bana ihtiyacı vardı. Ailem ve hastalarım için kolay pes etmemeliydim. Test sonuçlarım negatif çıkınca hiç beklemeden işe başladım. Bana ihtiyacı olan hastalarıma koştum. Hemodiyaliz, periton diyalizi, nakil hastaları, acil ve yoğun bakım hasta konsültasyonları tüm bu işler beni bekliyordu. Coviti atlatmış olmama rağmen hala nefes alırken sıkıntı yaşadığım anlar oluyor. Lütfen herkes çok dikkat etsin. Bana bulaşmaz demeyelim. Maske, sosyal mesafe ve el hijyenini sağlıklı yapalım, sağlığımızdan olmayalım.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilişim