İlk müteahhit Ömer Elçi, Batman’da taş ve kerpiç evlerden, çok katlı apartmanlara geçişi anlattı

“ESKİ KONAKLARA MALA
MEZİN (BÜYÜK EV) DENİLİYORDU”

*86 Yaşındaki Ömer Elçi, petrol şehrinin dününe tanıklık yapan ilk müteahhitlerden. 1955 Yılında TPAO-Site semtinin kurulmasıyla Batman’da kerpiç ve taş evlerden çok katlı apartmanlara geçiş sürecini anlatan ilk müteahhitlerden Elçi: “O dönemler evler genellikle tek katlıydı ve hemen hemen her evin avlusu vardı, briketle çevrili havlular bitişik nizamda sokak ve cadde boyunca uzanıyordu” diyor…

*Ömer Elçi, Batman’ın çekirdeği olan İluh (Sere Gir) Mahallesi’nin evlerinin sırt sırta ve bitişik olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Eskiden komşular bir birlerine gitmek için dam yolunu kullanırlardı. Esi konaklara da ‘Mala Mezin’ (Büyük Ev) deniliyordu.”

NEREDEN NEREYE…
Batman’ın ‘Site’ dedikleri TPAO’nun ilk yerleşkesiyle ilgili çok şey duymuştu, orayı çok merak ediyordu. 1954 Yılının baharında temeli atılan Site’nin konutlarını görmeye gittiğinde arkadaşlarına “Batman, artık taş ile kerpiç evlere veda edecek” diyen Tilmerç köyünden Ömer Elçi, 1950’lı yılların başında temeli atılan Batman Hava limanındaki çalışma tecrübesiyle ‘TPAO atık su kanalizasyon şebeke işi’ ile ‘Batman Hava Meydan lokali binası ve lojmanları’nın yapımını üstlenecekti.

‘Kara altın’ın bulunduğu halde yer yer asfaltın olmadığı Batman’ın sokaklarında asfalt ya da sert döşeme yoktu. O yüzden kış aylarında ve yağmurlu günlerde yerler hep çamurluydu. Yaz ayları çok sıcaktı. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında güneş ışınları yeryüzüne kızgın oklar gibi inip, serinliği, suları ve hatta çatlamış toprakların içindeki nemi bile alıp götürüyor, ardında sadece ateş sıcaklığı kalıyordu her yerde.

BATMAN’IN ÇEKİRDEĞİ
‘Sere Gir’ (Tepe başı) İluh Mahallesi bir zamanlar gizemli bir yerdi. Kılcal damarlar gibi dallara ayrılmış sokakların labirentleri şimdilerde sessizlik içinde. Batman ovasındaki Rafineri’nin, atık sularının taşındığı kanalizasyon şebekesinin yapımını üstenen ilk müteahhit 86 yaşındaki Ömer Elçi anlatıyor: “Rafineri kurulduğunda TPAO’ya bağlıydı. Batman Rafinerisinin yönetim kadrosu için yapılan konutlar ile ünitelerin atık sularının aktığı şebekeyi, İluh Deresi bitişiğindeki Sakatatçılar Çarşısı’na kadar götürdük. İluh Tepesi’nde evlerin tamamı ya taştandı ya da kerpiçti. Betonarme bir tek ev yoktu. TPAO ile Rafinerinin bulunduğu Site’de 3 katlı apartmanlar yükselince petrol kentindeki o eski yapılar da kayboldu.”

Ömer Elçi, Batman’ın Tilmerç köyünde doğmuş. Batman Rafinerisi’nden 10 kilometre uzak olan doğduğu köyü de artık şehrin modern bir mahallesi ve çok katlı yapıların adresi olmuş.

Ömer Elçi, “Batman Hava limanının temeli 1950’li yılların başında atılmıştı. ABD ve Kanadalılar, hava limanının yapımını üstlenmişti. Firma yöneticileri, ‘Limanın inşaatında çalışmak ister misiniz’ dediklerinde ‘İnşaat işlerinde az çok tecrübeliyim. Tuğla imalat fabrikam var’ dedim. Beni hemen işe aldılar. 2 Yıl süreyle çalıştığım yabancılardan çok şey öğrendim. Yabancı firmaların beton makineleri ile araç-gereçlerini yakından gördüm. Limandaki çalışma ortamı, beni inşaat sektörüne daha da motive etti” diyor.

Batman Hava Liman’ından edindiği tecrübeyle Ömer Elçi, Pınarbaşı Mahallesi’ndeki Hava lokali ile lojmanlarını yapan ilk müteahhit. Elçi, 60’lı yılları şöyle özetliyor: “Batman’da yapılaşmanın ilk yıllarıydı. TPAO Sitesi’nin tamamlanmasıyla kent de artık gelişme kendisini gösteriyordu. İnşaatta iyi kazanıyorduk. Bir şehrin temelleri yeni atılıyordu. Üstü toprak kerpiç ve taş evler, yerini tek katlı ya da iki katlı beton evlere bırakıyordu. Köydeki konaklara ise ‘Büyük Ev’ anlamına gelen ‘Mala Mezin’ deniliyordu. Köylerde zamanla o konaklar da kaybolmaya yüz tuttu.”

DAM YOLU KULLANILIRDI
1950’li Yılların ortalarında kurulan Batman TPAO Site’sinin örnek yapı ve sosyal donatısıyla muhteşem bir semt olduğunu dile getiren Elçi; “Düşünün petrol şehrinin çekirdeği olan İluh Mahallesi’nde evler sırt sırta ve damları bitişikti. O zaman semt sakinleri bir birlerine gidip gelirken, dam yolunu kullanırlardı. Fakat birkaç kilometre ötedeki yeni yapılaşma alanı ise ayrı bir dünyaydı” diyor.

Batman’ın çevresindeki Raman ve Batı Raman dağlarından rafineriye petrol pompalayan petrol kuyularındaki ‘At Başı’nı izlediğinde bir çekiç gibi hiç yorulmadan yeryüzünü dövdüğü gibi gördüğünü anlatan Elçi, şunları ekliyor: “Bizler çocukluğumuz ile gençliğimizde solduğumuz atık gazın kokusunu hep hissettik. Eskiden köy olan Tilmerç Mahallesi’nden Rafineriden çıkan duman ve gazı teneffüs ettik. Zararlı da olsa kötü de koksa, her Batman’lının damarındaki kan gibi özümsediğimiz bir kokuydu. Bu kokuda onları çevreleyen dostluk vardı, iyilik vardı ve mutluca yaşayan bir petrol kasabası vardı, Batman vardı…”

Ömer Elçi, şehrin dününü anlatınca eski günlere daldı.

Batman’ın taş ve kerpiç yapıları canlandı gözünde.

Doğup büyüdüğü çocukluk ile gençlik yıllarının geçtiği Tilmerç Mahallesi’nin ‘köy’ halini hatırladı. Hüzünlendi.

Cebindeki eski fotoğraf karelerine göz atıp, Batman’dan DDY’nin raylarını takip ede ede gittiği Tilmerç köy yolunun güzergahlarını anlattı. O adım attığı uçsuz bucaksız ovanın tümünün çok katlı apartmanlara dönüştüğü ve petrol şehrinin birer yeni mahallesi olacağına hiç ama hiç ihtimal vermiyordu…

ESKİ KONAKLARA ‘MALA MEZİN’ DENİLİYORDU
Eskiden iki katlı kerpiç-taşlardan yapılı konaklara ‘Kasır’ bir diğer adıyla ‘Mala Mezin’ yani ‘Büyük Ev’ deniliyordu. O devasa yapıda odalar iç içeydi.

Yemekler pişirildiğinde konağın dört bir yanını sarardı.

Eski yerleşim birimlerinin ileri gelenleri, hatırı sayılır büyüklükte ve güzellikte ‘Konak’lar yapardı.

O büyük evlerde kanaat önderleri ve aileler bir araya gelirdi.

Tıpkı şimdilerde Veysel Eroğlu-Ilısu Baraj Gölü altında kalan Raman Aşiretinin ileri gelenlerinden Abdullah Ramanlı’nın 1800’lü yılların başında yaptığı 3 katlı konak gibi… Osmanlı dönemine ait 3 katlı tarihi konağın altında su sarnıçları, buğday ve tahıl gibi ürünlerinin muhafaza edildiği kuyular da bulunuyordu.

Günümüzde artık o eski büyüleyici konaklar da ‘tarih’ oldu…