Televizyon başında zaman geçirme rekoru biliyorsunuz 330 dakika ile ülkemizin elinde bulunmakta.

Allah var, kimse bu konuda elimize su dökemez.

Her bir gencimiz veya aile bireyi günde 5.5 saat televizyon izliyor.

Ama ne izliyoruz;
Devlet otoritesinin ve Adalet anlayışının ortadan kaldırıldığının anlatıldığı suçun normalmiş gibi hayatımızın içine sokulduğu, silahın oyuncak gibi basit bulunan bir nesne olduğu, insanların sinek gibi öldürülmesinin gösterildiği Mafya dizileri,

Ülke ahlakının bozulmasına fakirliğin bir suçmuş gibi algılanması ve kadercilik gibi ahlaki değerlerin yok olmasına neden olan zenginlerin hayatlarını anlatan ve özendiren Magazin ile Yarışma programları,

Annesinin ayağının dibinden ayrılmamış masaya bir ekmek getirmekten aciz bol makyajlı bayanların yarıştığı bir makarnayı bile pişiremeyecek kadar beceriksiz saçma sapan yemek programları,

Aile çatısının altına dinamit koyarak patlatan ve yeni bir ahlaksızlık trendi oluşturan gelin kaynana kavgaları programları, Evlilik programları vb. izliyoruz.

Toplum olarak yozlaşan kültürümüzü kurtarmak için elimizi taşın altına koyma zamanı çoktan geçti.

Atı alan, Üsküdar’ı geçip gitti beyler…

Bakın Batman’a…

En basit trafikte yol verme, klakson çalma, hatalı solama, minibüslerin durak harici yolcu indirmeleri, Gençlerin yan bakma, Kaldırımda birbirlerinin omuzlarına sürtüp kavga etmeleri, okulda sen bunu dedin ben bunu dedim kavgaları, Müteahhitlerin ihale kavgaları, gibi listeyi uzatıp gidebiliriz.

KAVGA, ÖLÜM, MEZARLIK=CEZAEVİ  denklem aynı.

5.5 saat televizyonda günün geçiren ve 3 saat MAFYA dizisi izleyen bir gencin dışarıya BARUT fıçısı olarak çıkmayacağını ve en basit bir yol verme kavgasında birini öldürmeyeceğini kim garanti edebilir?

Keza 3 saat boyunca ahlaksızlığın diz boyu olduğu her türlü fantezinin normalmiş gibi aile hayatının içine sokulduğu diziyi izleyen bir gencin SAPIKLIK yapmayacağını kim garanti edebilir?

Bu tür dizileri izleyen gençler kendilerini ÇAKIR, POLAT, MEMATİ,  ABDULHEY, MURO, YAMAÇ, VARTOLU, İDRİS BABA, CUMALİ, ÇETO, MAHSUN, PAŞA, EMMİ, METİN, KEMAL, MEDET, CELASUN, EZEL, MARAZ ALİ, KASAP DRAGAN, ÇOLAK, DERMAN, SALDIRAY ABİ, FERİŞTAH YENGE, BİHTER, BEHLÜL, HALLEDERİZ KADİR gibi karakterleri rol-model olarak almakta ve konuşmaktan, yürümeye, giyim tarzlarına kadar taklit etmektedirler.

İşte bu nokta da çözüm bulucu rolü AİLE üstlenmelidir. İlk eğitimin verildiği anne ve babalar konunun üzerinde durmalıdırlar.

Aile çocuklarının günlük programlarını yaparak TV izleme saatlerini belirleme noktasında baskın bir politika izlerse mutlaka çocuklarımız uyacaktır.

İkinci önemli bir husus ise öğrencilerin 12 yıllık eğitim hayatlarında REHBERLİK ve PSİKOLOJİK desteklerin verilmesi bu tür dersler ile TV izlemenin zararlarının anlatılması sağlanmalıdır.

Her vatandaşın yapacağı başka bir davranış ise toplum ahlakını ve düzenini bozan bu tür dizi ve programları RTÜK’e şikayet etmektir.

En radikal çözüm ise Toplumun kurtulması için Kim Jong-Un ve katı kurallarıdır. Tabii ki şaka ediyorum.

Yukarda söylendiği gibi gençlerin hayalleri var.

Bunlar;

ÇUKUR ve

MEZARLIK arasında gidip geliyor.

Siz olsanız hangisini tercih edersiniz?

Editör: TE Bilişim