** 'Türkiye’deki Irak ve Suriye Krizinden Etkilenen Sığınmacılar için Geliştirilmiş Destek' projesi kapsamında gerçekleştirilen 'Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları' toplantılarının ikincisi Ankara'da gerçekleştirildi. Gazetemiz yöneticisi Barış Arslan'ın da katıldığı toplantıda mültecilerin sorunları masaya yatırıldı.

**Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca: "4 Milyon yakın kişiye ev sahipliği yapıyoruz ve onları misafirlerimiz olarak nitelendiriyoruz. Biz dünyaya insan sevgisinin ne olduğunu anlattık" dedi.

GENİŞ KATILIMLI TOPLANTILAR

Ankara'da Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca’nın konuk olduğu, Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) ve Mülteci Destek Derneği (MUDEM) tarafından organize edilen toplantıya, Türkiye genelinden 90 yerel medya temsilcisinin yanı sıra Suriyeli gazeteciler de katıldı. Aralık ayına kadar devam edecek ve 600’den fazla gazetecinin katılımının hedeflendiği basın buluşmalarının açılışı SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak’ın konuşmasıyla başladı. İbrahim Vurgun Kavlak, dernek ve çalışmaları hakkında sunum yaptı. Gazetemiz yöneticisi Barış Arslan ve bölgeden bazı gazetecilerin de davet edildiği toplantıda mülteciler sorunu tüm yönleriyle masaya yatırıldı.

"GÖÇ, İNSANLIK TARİHİ KADAR ESKİ"

Daha sonra söz alan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, etkinlikte yer almaktan büyük keyif aldığını dile getirdi. Toplantının hayati konulara değindiği için büyük önem taşıdığını ifade eden Berger: “Basın mensupları, tüm dünyada olan bitenlerle alakalı haber yapıyor. Bu sebeple, bu toplantının gazetecilerle yapılması çok önemli. Sizler mesajları verenlersiniz. İnsanlara neler olup bittiğiyle alakalı haber yapıyorsunuz. Ben öncelikle Akarca’ya teşekkür etmek istiyorum. Geçmişte çok güzel işlerimiz oldu. Kavlak’a da bu etkinliği gerçekleştirdiği için ayrıca teşekkür etmek istiyorum” dedi. İnsanların göç etmesi konusunun insanlık tarihi kadar eski bir konu olduğuna değinen Berger, şöyle devam etti: “Özellikle göç hakkında yaptığınız haberler, televizyon haberleri ve yazılanlar çok önemli. Burada bahsettiğimiz rakamlara indirgenenler insanlar. Onlar aslında ülkelerine dönmek istiyorlar. Onların hikayelerini anlatmak, nasıl acılar çekiyorlar, neler yaşıyorlar bunları aktarmak da sizin sorumluluğunuzda. Sizler haberlerinizle dayanışma sağlıyorsunuz ve ihtiyacı olan insanlara destek olunması konusunu vurguluyorsunuz. Bu çok önemli. Bu nedenle sizin üzerinizde de büyük bir sorumluluk var. Doğru bilgiye ulaşmalısınız ki doğru bilgiyi iletebilin."

AKARCA: "4 MİLYON KİŞİYE EV SAHİPLİĞİ YAPIYORUZ"

Medya buluşmalarının önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca ise: "Göç, sığınmacı ve mülteci meselesi dünyanın bugün karşı karşıya olduğu ciddi bir dalga hareket. Bundan sonraki yıllarda da artarak devam edecek. Türkiye’de 4 milyona yakın sığınmacı var. Dünyanın bu konunun farkına varması, Türkiye ve Ürdün’e bu konuda ciddi bütçeler gerektiğinin anlatılması konusunda fikir birliğine vardık. Davulun sesi uzaktan hoş gelir sanıyorum. Türkiye’nin ve Ürdün’ün ve bizim gibi ülkelerin karşılaştığı bu durumlar karşısında başka ülkeler ‘Ha öyle mi?’ deyip geçiliyor. Berger’in dediği gibi bu bir insanlık dramı. Dünyanın bunu fark etmesi lazım. Sınırlarımızı nasıl olur da açmayız? Bakın İtalya bunu yapmaya çalıştı sonra sınırlarını kapattı. Biz 4 milyon yakın kişiye ev sahipliği yapıyoruz ve onları misafirlerimiz olarak nitelendiriyoruz. Bu bilincin yaygınlaştırılması gerekiyor. Belki de biz, çok büyük bir övgüyü hak ediyoruz. Biz dünyaya insan sevgisinin ne olduğunu anlattık arkadaşlar” diye konuştu.

"KULLANDIĞIMIZ DİLE DİKKAT EDELİM"

Toplantıların ikinci gününde Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya ve ulusal medyadaki gazeteciler, değerlendirmelerde bulundu. Son dönemde, Suriyeliler üzerinde sansasyonel haberciliğin daha da arttığını dile getiren Sarıkaya: “Suriyelilerle ilgili en büyük bu etik sorun toplumun bir kısmının belki de umurunda bile değil. Etik yok olduğunda çatışma çıkıyor ve bu da tam anlamıyla ahlaki çöküşe yol açıyor. Peki biz, bu dili nasıl düzeltiriz? Biz medya olarak nasıl bir davranış, tutum sergileyeceğimizi kendimizin tayin etmesi gerekiyor. Burada en önemli unsur da kültür ve dilde ortaya çıkıyor. Gelin hep beraber kullandığımız dile dikkat edelim ve onlara hitap ederken kullandığımız kafa karıştıran söylemlerden vazgeçelim” şeklinde konuştu. (Barış Arslan)

Editör: TE Bilişim