** Çözüm sürecinden ‘çatışmalı’ sürece geçilmesi, tüm bölgede olduğu gibi Batmanlıları da tedirgin ediyor. Akan kanın durması için çözüm masasına yeniden dönülmesi gerektiğini belirten yurttaşlar: “Çözüm süreci masası tekrardan kurulmalı, iki parti arasında imzalanan Dolmabahçe mutabakatı zaman kaybedilmeden devreye sokulmalıdır” diyor...

 

İŞTE YURTTAŞLARIN GÖRÜŞÜ


Hacı Ali Sungur (61): “Barış tek bir kişinin istemesiyle olmaz. Toplum olarak hepimiz barış istersek olur. Akan kan dursun, ülkede barış ve huzur yer bulsun. Barış için önce Allah’tan daha sonra Cumhurbaşkanı, Başbakan, muhalefet liderlerinden medet umalım. Çözüm sürecindeki huzur ve barış ortamına tekrar dönelim. Kanı kanla temizleyemeyiz. Kanı su ile temizleyelim. İçimize kor gibi düşen bu ateşe bir su dökelim. Bu süreçte HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ön plana çıkmalı, elini taşın altına diğerlerinden daha fazla koymalıdır. 1 Kasım’da yapılacak olan erken seçimde sandıktan birlik, beraberlik ve kardeşlik çıkacaktır inşallah. Barış ve huzur içinde bir bayram olması dileğiyle tüm İslam âleminin mübarek kurban bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.

 

Fahrettin Özlük (50): “Barış tek taraflı olmaz. Barış süreci için Türk-Kürt halklarına büyük görevler düşmektedir. Bizler Türk kardeşlerimizi gördüğümüzde bağrımıza basıyoruz. Onlar ise Kürt olduğumuz için bizlere saldırıyorlar. Amaç iki halkı bir birine çatıştırarak içi savaş çıkarmaktır. Bu oyunlara gelmeyelim. Barış, kardeşlik, huzur istiyoruz. Bayrakla hiçbir sorunumuz yok, bizim sorunumuz biz Kürtleri dışlayan sistemledir.

 

Şahin Deveci (64): “Ben inançlı bir insanım. Allah hepimizi yaratmış. Yaratırken en önemli organ olan beyni vermiş. İnsanoğlu aklını kullanmazsa yok olmaya mahkum olur. 2, iyi anlaşan tüccar var, bir adam giriyor aralarına birine başka diğerine başka konuşuyor. Araya nifak sokuyor. İki tüccarı birbirine katıp kendine yeni bir dükkan açıyor. İşte ülkemizin bütün olayı bu. Bu kadar ölümlerin yaşanması bu yüzden. Bizi birbirimize düşürüyorlar. Milletimiz sağduyulu olmalı. Akıllarını başlarına almalılar. Biz artık tv açamıyoruz, haber izlemiyoruz. Benden geçti artık ama gençlere sesleniyorum; Nasıl istiyorsanız, ne istiyorsanız öyle yönetilirsiniz. Halkın sözünü geçirmesi lazım. Ama silahla, kavgayla olmaz. Hepimizin bilinçlenmesi lazım. Oyuna gelmemeliyiz. Bu topraklar hepimize yeter. Hepimiz kardeşiz.”

 

Uğur Eroğlu (30): “Uzun yıllardır Antalya’da yaşıyorum. Son zamanlarda yaşadığım yerde sert ırkçı saldırılara maruz kaldım. Maruz kaldığım ırkçı saldırılardan dolayı memleketime döndüm. Tüm barış aktivistleri, entelektüeller, yazarlar, sanatçılar, insan hakları savunucuları hemen bir araya gelmeli ırkçı saldırılar ve çatışmalı sürecin durması için harekete geçmelidir. Kürt-Türk çatışmasına toplumca son vermek gerekir. Yıllarca ağır bedeller ödendi, nice ocaklar söndü, dağıldı, tarifi imkânsız acılar çekildi. Zaman kaybetmeden karşılıklı müzakerelerin oluşması ortamı hazırlanmalı. Verilen söz ve vaatler yerine getirilmelidir. Artık bu halk kandırılmaktan ve yanıltılmaktan usandı.

 

Seçkin Arslan (29): “Yıllarca bu ülkede kardeş kanı döküldü. Her insanın acısı var. Ben bu yaşadığımız sürecin Dünya siyasetiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Keşke bu acılar, dram hiç yaşanmamış olsaydı. Bütün sorun insanın kendini muhafaza edememesinden kaynaklanıyor. İnsanlar önce kendilerini muhafaza etmeyi bilmelidir. Mesele Kürt-Türk ya da Irkçılık-Milliyetçilik değil, mesele farklı nedenlerden kaynaklanıyor. İş ailede bitiyor. Hepimiz bir aileyiz, bu sebepten dolayı toplumun yapı taşı olan aileyi muhafaza etmemiz gerekli.

 

Ziver Aksan (28): “Hükümet çatışmazlık süreci için açıklama yapan; sanatçı, akademisyen, aydın, STK ve dernek temsilcilerine kulak vermelidir. Dolmabahçe mutabakatına bağlı kalınmalı, çözüm sürecine kalındığı yerden devam edilmeli. Önümüz bayram, bir buçuk ay sonrada seçim var. Bu süreçte ne bayramı ne de seçimi konuşabiliyoruz. Hâlbuki 1 Kasım’da yapılacak olan erken seçim 7 Haziran’da yapılmış olan seçimden daha çok önemlidir benim açımdan. Aynı zamanda 1 Kasım seçimi, referandum niteliği taşımaktadır. Çatışmalı sürecin uzun süre devam edeceğini sanmıyorum. Keza böyle devam ederse 1 Kasım’da yapılacak olan erken seçim bölgede zora girer.

 

Hüseyin Güneş (21): “Silahla çözümüz olmayacağını her iki tarafın anlamış olması gerekir. Çünkü geçmişte çok kötü tecrübeler var. Çözüm süreci masası tekrardan kurulmalı, iki parti arasında imzalanan Dolmabahçe mutabakatı zaman kaybedilmeden devreye sokulmalıdır. Her iki taraf samimi ve objektif olmalı. Siyasi çıkarlar değil, halkın çıkarları ön planda tutulmalıdır.

 

Orhan İşleyen (45): “Öncelik halkın istediği özgürlük içinde mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmek. Barış tek taraflı olmaz. Barış sürecinin işlemesi iki tarafın ateşkes ilan etmesi ile gerçekleşir. Çatışmalı süreç bu şekilde devam ederse ne bayram, bayram olur ne de 1 Kasım’da yapılacak olan erken seçim demokratik hukuk çerçevesinde olur. Halk tedirgin, esnaf iflas bayrağını çekmiş, kiralar ödenemiyor, inşaat sektörü tamamen durdu. Bir an önce ülkenin huzuru ve refahı için taraflar masaya oturmalı ve çatışmazlık süreci için çalışılmalıdır. Çatışmazlık süreci ülkemiz ve Ortadoğunun yararına olacaktır.

 

Mehmet Bal (38): “Yaşadıklarımızın hepsi güç savaşıdır. Ve bu savaşı bitirecek olan kişi de bellidir. Barış karşılıklı yapılır. Bu durumda her iki tarafa da görev düşmektedir. Kürt sorununun silahla çözülemeyeceğini herkes anlamalı artık. Bu kadar yol alınmışken barış boşa heba edilmemeli, bir kırk yıl daha bu savaş politikası sürdürülmemelidir. Çözüm masasına taraflar tekrar oturmalı, çözüm TBMM çatısı altında hukukun garantisi altına alınmalıdır.

 

Medeni Dilmaç (38) : “Barış, barış, barış tek isteğim bu. Yıllarca kan döküldü. Kan döküldü de peki ne çözüldü. Hiçbir şey başladığımız yere tekrar döndük. Umut ediyorum bu sıkıntılı dönemi çabuk atlatırız. Toplumun acilen huzura ihtiyacı var. Kardeşi kardeşe kırdırtmayalım milletçe barışa sahip çıkalım. Bayramın huzuru ve barışı getirmesi dileğiyle tüm İslam âleminin kurban bayramını en samimi duygularımla kutluyorum.

 

Ahmet Ertekin (45): “Akan kanın durması için toplumun her kesimi sorumluluk almalı. Çatışma süreci böyle devam ederse 90’lı dönemlerde karşılaştığımız sorunlardan daha kötüsü ile karşılaşırız. Ülkemiz Suriyeleşmemeli. Her ne kadar kabul inkâr etseler de Dolmabahçe mutabakatı devreye sokulmalı ve 7 Haziran seçimlerde devrilen çözüm süreci masası tekrar kurulmalı onca verilen emek boşa gitmemelidir.

 

Metin Pınar (37) : “Gün, birlik olma günüdür. Yeter artık, bu dökülen kan son bulsun. Asker de, polis de, gerilla da bizleriz. Hepimiz aynı anne ve aynı babadan geldik. Havva annemiz ve Âdem babamızdan. Çanakkale’de karşılaştığımız kardeş ruhunu görmek lazım. Tek umudum ve beklentim ölmeden barışı görmek. Bu kavga Kürt-Türk kavgası değil, iktidar kavgasıdır. Et ve tırnak gibiyiz, birbirimizden ayrılamayız. Tek yol barış, başka alternatif seçenek yok.

 

İlyas Ekinci (59): “Son zamanlarda ülkemizde gelişen olaylar çok korkunç. Sonuçları katliamlara varacak büyüklüktedir. Son 2 ayda yüzlerce; asker, polis, sivil, ve gerilla hayatını kaybetmiştir. Bu açıkça bir savaştır. Bu savaş ne Kürde ne de Türk’e bir yarar sağlamaz. Bu savaşın çıkma sebebi Türkiye’yi yönetenlerin kendi çıkarları uğruna olduğunu hepimiz biliyoruz. Yapılması gereken şeylerin başında karşılıklı silahların devreden çıkarılması. Türkiye artık demokratik, insan haklarına ve özgürlüklerine önem vererek herkesi kucaklamalı.”

 

Mehmet Özdemir (66): “Akan kanlar uzun zamandır bir süreliğine de olsa durmuştu. Şimdi ne değişti de yeniden başladı. Biz artık kan, kavga istemiyoruz. Barış istiyoruz. Devlet üstüne düşen görevleri yerine getirmeli. Devlet ve millet birlik olmalı. Bu kanı beraber durdurmalı. Huzur istiyoruz. Bunu kimsenin bozmasının hakkı yok. Analar ağlamasın, barış gelsin.”

 

 

Kutsi Çelebi (34): “Yaşanan olayların nedenini hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu bir iktidar savaşıdır. Başkanlık sistemi gelmediği için tüm bu savaş. Bunun uğruna nice gençler feda ediliyor. Ölenlerin hepsi fakir-fukara çocuklarıdır. Parası olana hiçbir şey olmuyor. Neden bir milletvekilinin oğlu şehit olmuyor? Bu akan kanın bir an önce durmasını istiyorum. Kimse yaşamının baharında ölmesin. Hepimiz kardeşiz. İçimiz yanıyor. Başımızdaki insanlar kendi çıkarları için halkın çocuklarını öldürmesin. Çözüm süreci yeniden başlamalı. Sadece Kürt halkı değil Türk halkının da gerçekleri görmeleri gerekiyor. Biz onları kardeş diye kabul ediyoruz. Onlar da böyle kabul etmeli. Oyunlara gelmeyelim.”

Editör: TE Bilişim