**Çağdaş WebTV’deki ‘Bir Zamanlar Batman’ programına katılan tarihi Erzen’in konumunu tespit ederek ilk çalışmaları yapan Prof. Dr. Adnan Çevik, önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Çevik; “Erzen, 12. Yüzyılda bölgenin en büyük başkentlerinden biriydi. Çok kıymetli bir alan. Erzen’de nitelikli bir ekiple kazılar yapılmalı” dedi.

**Batman yöresinin tarihteki önemine de dikkat çeken Prof. Dr. Çevik, şöyle devam etti; “Batman yöresi, Doğu ile Batı’nın, o kültürlerin kesişme noktası. Batman Çayı 4. Yüzyılda Doğu dünyasını temsil eden Sasaniler ile Batı dünyasını temsil eden Roman’nın sınırıydı.”

ERZEN’İN YERİNİ TESPİT EDEN İSİM
Çağdaş WebTV’deki ‘Bir Zamanlar Batman’ programı, Batman’ın tarihine ışık tutmaya devam ediyor. Gazeteci-yazar Arif Arslan ve Fotoğraf sanatçısı İrfan Tapan’ın sunduğu programın ikinci bölümünde 3 Bin yıllık geçmişine sahip Erzen kenti konuşuldu. Programa 2005’te Erzen’in yerini tespit eden ve ilk yüzey çalışmaları yapan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Adnan Çevik ve Dicle Üniversitesi Öğetim üyesi Dr. Enver Akın konuk olarak katıldı. Yaklaşık 28 bin kişinin izlediği yayında Erzen’e dair önemli tespitlerde bulunuldu.

“O DÖNEMİN ÖNEMLİ BİR BAŞKENTİ”
Erzen’in tarihteki yerine dikkat çeken Prof. Dr. Çevik; “Tabi ki Erzen, Hasankeyf’in yerini alamaz. Fakat Erzen 12. Yüzyılda bölgenin en büyük başkentlerinden biri. 13. Yüzyılda Erzen, bütün Diyarbek içerisinde en fazla vergi veren kent. 275 Bin dinar altın yıllık vergi ödüyor. Bu tarihte Diyarbakır 30 bin dinar, Siirt 70 bin dinar, Mardin ise 240 Bin dinar ödüyor. O dönem en büyük vergiyi ödeyen muazzam bir şehir. Çünkü Garzan vadisinin açtığı o bereketli topraklarda  pamuk ve ketenden üretilen ürünler dünyanın dört bir yanına gönderiliyor. Bu şehrin tarihindeki en görkemli dönemi Dilmaçoğulları beyliği döneminde olmuştur. Öyle ki bölgenin başkenti oluyor” dedi.

“ERZEN’İN YERİ BİLİNMİYORDU”
Erzen’in yerini keşfettikleri süreci Çağdaş’a anlatan Prof. Dr. Adnan Çevik; “O dönem Diyarbek bölgesinde 4 şehir vardı. Üçünün yerini biliyorduk. Diyarbakır, Farkin ve Hasankeyf biliniyordu. Peki Erzen neresiydi? Belli değildi. Metinler vardı elimizde. Batman bölgesinde bir yerde aramamız gerekiyordu. Garzan çayına yakın yerde aramamız gerekliydi. Türkiye’de bununla ilgili bir çalışma yoktu. Fakat Batılılar yapmışlardı. Bu çalışmalarda Erzen’i Kurtalan ilçesine bağlı Yunuslar köyüne lokalize ettiklerini gördüm. Ancak ben 1997’den beri bölgeye geldiğim için oraya ikna olmadım. Dokusu Ortaçağ şehri dokusu vermiyordu hem de kaynakların anlatılarına uymuyordu. Bir türlü de bulamıyorduk. 2005 Yılında Siirt’te konferansa davet edilmiştik Salim hocayla birlikte. Dönüşte Kurtalan’dan geçerken Kozluk-İkiköprü’ye doğru çıkalım dedik. Yolda köylülerle konuştuk. Burada bir balıklı göl var dediler. Elimizdeki kaynakların tarifine uyan bir yerdi. ‘Gole masiya’ dediler. Birlikte Kozluk ilçesinin Oyuktaş köyünün Yeşilyurt mezrasına götürdüler. Göl kalıntısını incelemeye başladık. Sınırları muntazam bir şekilde Ortaçağ’a ait, zeminde de muazzam bir tuğla işçiliği vardı. Bazı buluntuları inceledik. Daha sonra geniş bir çalışma yaptık ve bir yüzey araştırması olarak projelendirdik. Bakanlık’tan izin alarak 2007’de saha çalışmalarına başladık. Merhum Batman Valisi Recep Kızılcık’ın bu çalışmalarda büyük desteği oldu” dedi.

“10 BİN YILLIK HAVZANIN İÇİNDE”
Prof. Dr. Çevik, Batman coğrafyasının bulunduğu tarihin önemine de değinerek; “O dönem Ilısu barajı çerçevesinde çalışmalar bağlamında birçok ekip Batman’daydı. Bir arkeoloji açık hava müzesi gibiydi. Su altında kalacak bölgelerde ne varsa araştırmalar yapılıyordu. Batman merkez moderndir ama içinde bulunduğu bölge 10 Bin yıl geriye giden muazzam bir tarihi havasının içerisindedir.  Bugün Batman Müzesi varsa merhum Recep Kızılcık Valinin girişimleri sayesindedir. Hasankeyf baraj altında kalacaktı ama Batman sınırları içinde o kadar köklü ören yerleri var ki bunları belirlememiz gerekiyordu.”

“NİTELİKLİ EKİPLE KAZILAR YAPILMALI”
Erzen’de kazılar yapılarak bölgenin turizme kazandırılması gerektiğine de işaret eden Prof. Dr. Çevik; “Orada nitelikli bu işi bilen bir ekiple bir kazı yapılmalı. Biz bunu istiyorduk ama nasip olmadı. Kimin yaptığı fark etmez. Fakat yetkin ellerde profesyonel bir şekilde o iklimin gerektiği ölçülerde Erzen’de kazılar yapılmalıdır. Erzen’in tabi ki iki dönemi var. Bizim alanımız İslami dönemi. O dönemde kendimiz yüzeyde dolaşırken bile bulduğumuz buluntular o kadar nitelikliydi ki. Batman yöresi, Doğu ile Batının o kültürlerin kesişme noktası. Batman Çayı 4. Yüzyılda Doğu dünyasını temsil eden Sasaniler ile Batı dünyasını temsil eden Roman’nın sınırıydı. Bunun etrafındaki kültür havzaları mesela Hasankeyf, onun ürünüdür. Farkin (Silvan) onun ürünüdür. Hatta Diyarbakır surları da onun ürünüdür. Tarihi kimlik olarak. O kimlik 4. Yüzyıla aittir” diye konuştu.

“BÖLGE ÇOCUKLARINA BU MİRASI AKTARMALIYIZ”
Prof. Dr. Çevik, şöyle devam etti; “İnsan ile mekan arasında iki tür ilişki vardır. Ya mekanda yaşarsınız, ya da mekanı yaşarsınız. Aynı cümleler değil, arada uçurum var. Mekanda yaşamak her gün aynı yerden geçersiniz ne o size bir şey söyler ne de siz ona bir şey söylersiniz. Ama mekanı yaşarsınız o coğrafya ile bir ünsiyet, aidiyet ilişkisi bir kimlik ilişkisi kurarsınız. Bizim Batmanlı çocuklara, Diyarbakırlı çocuklara, Mardinli çocuklara, Siirtli çocuklara 10 Bin yıllık bir geçmişin içinden geldiklerini, o kültürün son mirasçıları olduklarını hissettirmek, hatırlatma görevimiz var. Bunun için bizler varız. Elbette bazı kırgınlıklar yaşadık, çok emeğimiz oldu ama küskünlük asla olmaz. Böyle ören yerlerinin sadece bir alanda değil, öğrendiğimiz kadarıyla sadece balıklı göl civarında bir çalışma yapılmış ama onun hemen karşısında bir kale var. Ortaçağ kalesi o. Aynı zamanda da bir hudut bölgesi. Koordineli çalışmalar yapılmalı.”

“BATMAN GÖLGEDE KALMAMALI”
Batman’ın turizmde en az Diyarbakır ve Mardin kadar önemli bir alanda olduğunu kaydeden Çevik, sözlerini şöyle tamamladı; “Güneydoğu şehirlerinin tümü kıymetlidir şüphemiz. Ancak Batman biraz gözden ırak kalıyor gibi. Mardin ve Diyarbakır’ın gölgesinde kalıyor ama halbuki Batman en az onlar kadar zengin bir tarihi dokuya sahip. Herkes Batman’ı merkezden ibaret sanıyor. Petrolle birlikte bugünkü merkezin 80 yıllık geçmişi var ama Beşiri’den Erzeni’ne, Hallençemi’ye 8-10 bin yılık bir geçmişi insanlığın yerleşik hayata geçtiği yerler burası. Bu izleri görünür kılarsak turizm destinasyonu için mükemmel bölgeler burası. Bu çalışmaların bir koordine içinde yapılması gerekiyor. Bir şeyler yapılıyor ama kimsenin haberi olmuyor. Bunlara üzülüyoruz. Ürettiğimiz bilgilinin insanlara dokunması gerekiyor. Bu bilgiler Batmanlı çocuklara dokunmalı. Bilim insanları olarak isteğimiz bu.” (Barış Arslan)

Editör: TE Bilişim