Anız yakma meselesi son birkaç yıldır ilimizin gündemini uğraştıran bir konudur. Daha evvel buğday tarlalarının daha rahat sürülmesi amacı ile gerçekleştirilen bu bilinçsiz yöntem daha sonra mısır ekiminin yaygınlaşması ve mısır köklerinin tarlada kalan bölümlerinin yakılması ile farklı bir boyuta taşınmış oldu.

İlimiz açısından ikili bir yapısı var anız yangınlarının. Birincisi ilimiz sınırları içerisinde gerçekleşen anız yangınları ikincisi ise Diyarbakır iline bağlı Bismil ve Silvan ilçe sınırları içerisinde gerçekleşen anız yangınları.

Anız yangınlarının ilimiz sınırları içerisinde kalan bölümünde gerek kamuoyu baskısı gerekse ilimiz yöneticilerinin duyarlılıkları sayesinde etkin bir mücadele söz konusu ancak Diyarbakır sınırları içerisinde kalan ve Bismil ile Silvan ilçelerinde çiftçilik yapan vatandaşların gerçekleştirdikleri anız yangınları ne yazık ki rahatsızlık yaratmaya devam ediyor. Bu ilimizde etkin bir mücadele sürdürülmediği için de Batmanlılar olarak rahatsız olmaktayız.

Geçen sene Eylül'de nefes alamaz duruma geldiğimiz için Anız yakmalar ile ilgili haberler yazmış, yetkili ve yetkisiz herkese insanca yaşama hakkı konusunda talepte bulunmuştuk. Çünkü bu kentte binlerce vatandaş astım ve benzeri hastalık sahibi ve nefes almada güçlük yaşıyor. Anız yangınları nedeniyle gece yarısı nefessizlikten kıvranan yüzlerce insan hastanelere akın etmeden önlem alınmasını talep ediyoruz.

Gelinen aşamada artık doğayı tahrip etmenin bir insanlık suçu kadar kötü olduğunu bilmeyen ve kabul etmeyen kalmadı. Buna rağmen sırf eski alışkanlıklarını sürdürme adına inatla yanlışta diretenlerle başımız belada.

Anız yakma işinin hem tarlaya hem de tarlada bulunan canlılara zarar verdiğini her fırsatta dile getiren yetkililerin bütün uyarılarına rağmen çiftçilerimiz tarlasındaki ürün artıklarını yakmaktan vazgeçmiyor.

Devletin valisi uyarıyor

Devletin yetkilisi uyarıyor

Sivil Toplum Örgütü temsilcileri uyarıyor

Çevreciler uyarıyor

İnsan Hakları Savunucuları uyarıyor

Ancak ne hikmetse anız yakma eylemeni gerçekleştirenler bir türlü bu alışkanlıklarından vazgeçmeye niyetli görünmüyorlar Anızı yakan vatandaş kendi tarlasını düşünürken ne tarlada yaşayan canlıları ne de şehirde yaşayan insanları düşünmüş bu hareketiyle yaşamımızı riske etmiş oluyor.

Buna hakkı var mı?

Elbette buna hakkı yok.

İnsanları bu duruma düşürmeye doğaya bu denli zarar vermeye elbette hakkı yok.

Ekin biçilirken yere düşen taneciklerden birçok evcil ve yabani hayvan beslenmektedir. Anız yakılırken bu tanecikler de yandıkları için, yaban hayatı bir besin kaynağını kaybetmiş ve belki de onu bekleyen kışı daha zor geçirmeye mahkum edilmiş olmaktadır.

Anız yakmanın başka tehlikeleri arasında ise telefon direklerini yanması ve daha da kötüsü, yoldan geçen arabaların görüş mesafesini azaltarak ölümcül kazalara sebep olmasıdır.

Anız yakanları şikayet edebileceğimiz ilgili kuruluşlar

  • Orman Bakanlığı Bölge Müdürlükleri
  • Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri
  • Valiliklere bağlı İl Çevre Kurulları
  • Köy Muhtarlıkları           
  • Jandarma

Yasal Dayanak

6831 Sayılı Orman Kanunu’na göre, ormana 4 km yakınlıkta ve ayrıca iskana açık yerlerde anız veya benzeri bitki örtüsü yakmak suçtur.

Selam ve Dua ile..