Değerli Okurlar, bu yılın en sıcak günlerini yaşıyoruz.

Yazılacak o kadar çok mesele/sorun var ki hangisine değineceğimi bilemiyorum.

Gündem çok yoğun…

Hangi meseleyi yazayım ki?..

Bayramdaki sayılı günlerde köşe yazısı yazmadığım için sorunlar birikti, gündeme önemli meseleler geldi.

Ilısu Barajı’nda su tutulmaya başlandı, Siirt’e bağlı bazı karayollarında araçlar mahsur kaldı.

Vali Hulusi Şahin’in Hasankeyf ve Ilısu ile ilgili açıklamaları oldu...

Ekim ayında Hasankeyf’in önüne gelecek sular ve gölden söz etti, iyi yönlerine dikkat çekti. Kentimize yakınlaşacak devasa foseptik çukur için de görüşlerini bilmek isterdim.

Beri tarafta ciğerlerimiz, yani ormanlarımız yanıyor, milletçe çaresizce seyrediyoruz…

Bir günde 29 orman yangını yaşandı.

Bir yandan orman yangınlarıyla mücadele ile lgili Bakanımız Bekir Pakdemirli’nin göğsümüzü kabartan açıklamalarını okurken, öte yandan günlerce devam eden alevleri adeta ağlayarak izledim.

**

**

AŞIRI SICAKLAR EN ÖNEMLİ GÜNDEMİMİZ…

Evet, sorunlar çok, gündem yoğun. Aşırı sıcaklarla boğuşuyoruz…

Gerçekten sıcaklar toplum hayatını olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor.

Güneş altında çalışan, alın teri döken emekçilerimizin ellerinden öpmek isterim. Rabbim kendilerine güç ve kuvvet versin.

Batman’da gölgede 49 dereceyi bulan aşırı sıcaklar nedeniyle bildiğiniz gibi Valilik meteorolojik uyarı yaptı.

Mevsim normallerinin 6 ila 10 derece üzerine çıkacak sıcaklara dikkat çeken valilik açıklamasını okuduğumda, gözlerim çalışanlar için tatil ifadelerini de aradı, yoktu.

Gölgede 49 dereceye rağmen emekçiler için tatil kararının verilmemesi doğrusu beni düşündürdü…

En azından süt emziren ve hamile olan emekçiler için bir kolaylık sağlanabilirdi.

Öte yandan emek örgütlerinin bu konuda sınıfta kaldıklarını gözlemledim…

Batman ve bölge illeri sıcaklardan kavruluyor. Şanlıurfa’da sıcaklar 56 dereceyi buldu.

Bölgedeki ve kentimizdeki bir tek emek örgütünün yöneticilerinden çalışanlar için tatil kararı ifadelerini duymadım…

Bu duyarlılık gösterilmeli, aşırı sıcaklarda emekçiler için tatil bir hak olarak istenmeli, talep dillendirilmeliydi…

**

**

HASANKEYF POTANSİYELLERİMİZİ DEĞERLENDİRMELİYİZ…

Saygıdeğer Okurlar, Vali Hulusi Şahin’in, Ilısu Barajı’nda su tutulmaya başlandığını ve bu yılın sonuna doğru suyun Hasankeyf’e kadar gelebileceğine dair açıklamaları basında yer aldı. O ifadelerini bilgilerinize sunayım:

“Ilısu Barajında çok kısa süre önce su tutulmasına rağmen su Hasankeyf’e bağlı Kelekçi köyüne gelmiş durumda. Hatta Kelekçi köyünün bazı evlerini su almış durumda. Su çok hızlı yükseliyor. Şu an göl baya oluşmuş vaziyette. Bu hızla giderse tahmin ediyorum ekim, kasım gibi su Hasankeyf’e gelir. Hasankeyf batmıyor, yıkılmıyor, yok olmuyor; bu algıyı mutlaka değiştirmemiz lazım. Hasankeyf biçim değiştiriyor. Hasankeyf’te artık büyük bir göl olacak. Bu gölün hem ekonomik hem de turizm açısından çok büyük bir değeri olacak. Bunu değerlendirmek istiyoruz. Bu konuda çok ciddi çalışma içerisindeyiz. Suyla yapacağımız şeyler var. Örneğin tekne gezileri; bununla ilgili çalışmalarımız var. Bir tekne siparişi verdik. İkiye ayrılmış tarih alanları da birbirine bağlayacak bir yapı da kurulmuş olacak. Kale duruyor, sular altında kalmadı. Turistleri oraya da taşıyacağız. Ayrıca göl içerisinde tekne turları planlıyoruz. Kantar Köprüsüne doğru, orada önemli kale, şehirden oluşan tarih kalıntılarının olduğu söyleniyor. Bunlarla ilgili planlar yapıyoruz. Oralarda çok güzel vadiler var. Bunun bir turistik değeri var."

https://ilkha.com/guncel/hasankeyfe-ekim-kasim-gibi-su-gelir-102216

Evet, bu açıklamaları önemsiyorum. Ilısu Barajı’nın kentimiz lehine olmadığına dair düşüncemi son ana kadar korudum. Ancak su tutulmaya başlandıktan sonra aynı bakış açısıyla meselelere bakmanın hiçbir gerçekçi yanı olamaz. O nedenle kentimizin dibine kadar gelecek sudan en iyi şekilde yararlanmanın yollarını elbette ki aramalıyız.

Şimdiden bunun için hazırlık yapılmasında ve turizm potansiyellerimizin farklı şekilde değerlendirilmesinde yarar vardır.

Daha önce göl gündem dışı iken kaleye teleferik önermiştim. Bu önerimi yine yöneticilerimize hatırlatmak istiyorum.

Evet, devasa bir gölümüz ve hızla artacak bir nem gerçekliğimiz olacak. Aşırı nem için bir tedbirimiz olmayacak. Ancak kentimizin dibine kadar gelecek devasa foseptik için bir tedbirimizin de olması gerekmez mi?

Batman, Diyarbakır, Bismil, Beşiri gibi il ve ilçelerimizin arıtılmayan evsel kanalizasyon atıkları için de acilen tedbir alınmalıdır. Bu konuda hiçbir meslektaşımdan tek bir yorumun olmamasına üzülüyorum. Sayın Valimiz, kentimizin atık sularının fiziksel, biyolojik ve kimyasal arıtmadan geçirilerek Dicle'ye salınması ile ilgili olarak bu köşe dışında bir yorum okumamıştır. Çevreci mesajımı dikkate almasını dilerim.

Evet, yazılacak çok mesele var. Her meseleye objektif bakılarak çözümler üretilmesini diliyorum. Duyarlılığım inşallah sürecektir.