Yıllar önce dünya malı ile ilgili olarak büyük bir imtihanla karşılaştım!..

Bu imtihanda yaşadığım sıkıntılara şükretmesini bildim.

O zamanlarda hayatım, ailem, çocuklarım için bazı maddi sınırlamalara mecburen gittim. Belki giyimimizden, kuşamımızdan, yediğimiz yemeklerden kısıp, namerde muhtaç olmamaya çalıştım. Ancak halime hep şükredenlerden oldum…

İmtihandan dolayı pişmanlık duymadım. Çünkü yanlış, kötü işler nedeniyle dünya malı ile imtihan olmadım…

Hayır amaçlı bir hamlem bana dünya malı imtihanı olarak geri döndü, şimdi de pişman değilim…

O zamanlarda ailem veyakın çevremin eleştirileri oldu. Hepsine tek cevabım oldu; her şeyde bir hayır vardır. Kötü amaçlar peşinde koşarken imtihanla karşılaşmadım…

Evet, dünya malı bir imtihan vesilesidir. Bunun bilincinde olduğum için halime şükredenlerden olmaya inşallah devam edeceğim…

NE KADAR ENDİŞELENSEK DE BOŞTUR…

Dünya malı ile imtihan elbette ki ağır oluyor. İmtihanla karşılaşmamın üzerinden neredeyse dört yıla yakın bir zaman geçiyor.

İlk zamanlarda imtihan çok ağır geliyordu.

Geleceğe umutla bakamıyordum…

Yarınlar için endişelerim vardı…

Üniversiteye gidecek çocuklarımı düşünüyordum…

Kimi geceler gözüme uyku girmiyordu…

Bazen ter içerisinde kalıyor, bazen kabus görerek uyanıyordum…

Ruh sağlığım için de endişelenmeye başlamıştım. Bütün bu endişelerin sebebi dünya malından başka bir şey değildi…

Derken bir gün kendimi sorgulamaya ve sorular sormaya başladım…

Ne oluyor sana, dünya malı için bu kadar endişeye kapılıyorsun?

Bütün dünya senin olsa, bir gömleği öteki aleme götürebilecek misin?

Hani inançlı biriydin?

İnancın, kanaatin bu kadar mı?

Bu soruları kendime sorup, cevabını bulmaya çalıştım…

Demek ki inancım zayıf diyerek her şeyi oluruna bıraktım…

**

**

Cenabı Allah gönlüme bir huzur, sabır ve kanaat verdi…

Artık rahatça yatmaya başlayacaktım…

Bütün korku ve endişelerim gidecek, gerçekten huzur bulacaktım…

Zor süreçten geçerken daha önce korku ve endişeye kapıldığım birçok konuda sıkıntıya düşmedim.

Çocuklarımın eğitimleri aksamadı…

Üniversiteye gidecek çocuklarım için duyduğum endişeleri hiç yaşamadım…

Zor günümde çocuklarımın elinden tutan hayırsever dostlarım karşıma çıktı…

Birkaç yıl öncesine kadar imkanlarım ölçüsünde sıkıntıda olan üniversite öğrencilerine burs imkanları için mücadele verenlerdendim. Bunun için yazılar yazıyordum.

Rabbim karşıma öyle duyarlı dostları çıkardı ki, halime hep şükredenlerden oldum…

Dünya malı ile imtihandan başarıyla geçmek için öncelikle sabır gerekiyor.

Zorluklara göğüs germek için en önemli unsur sabırdır.

Dünya hayatının ebedi olmadığını, topladığımız malların değerli olmadığını da bilmeliyiz.

Bir Vehbi Koç, bir Sakıp Sabancı merhumları hatırlayalım.

Öteki aleme ne götürebildiler?

Rabbim beni bir imtihandan geçirtirken, yaşayacağım sıkıntılardan kendime dersler çıkarmaya çalıştım, çalışıyorum…

Gerçekten de geleceğimiz için ne kadar endişelensek de, bir tel saçımızın beyazlamasının önüne geçemeyiz…

**

**

Çok uzun yıllar önce dinleri araştırıyordum.

İncillerde Hz. İsa’nın ‘Dağ Vaizini’ okumuştum.

Hz. İsa, şakirtlerine, “Ey az imanlılar niye geleceğiniz için endişeleniyorsunuz?” mealinde ifadeler kullanıyordu…

Şu ifadeler dağ vaazından: “Bu nedenle size şunu söylüyorum: 'Ne yiyip ne içeceğiz?' diye canınız için, ya da 'Ne giyeceğiz?' diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi? Gökte uçan kuşlara bakın! ne eker. ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Göksel Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz? Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir? Giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne bakın! ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Ama size şunu söyleyeyim, tüm görkemine rağmen Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi. Bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren Tanrı 'nın size de giydireceği çok daha kesin değil mi, ey imanı kıt olanlar?
'Öyleyse, 'Ne yiyeceğiz?', 'Ne içeceğiz?' ya da 'Ne giyeceğiz?' diyerek kaygılanmayın. Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler.”

Dağ vaazından örnek verdim. İnandığım İslam’ın bu konuda verdiği mesajlar var. Gelecek adına endişelenmek, yarınlar için karamsarlığa kapılıp, düşüncelerle kendimizi helak etmemiz yasaklanmış. İslam, infakı özellikle tavsiye etmiştir.

Gelecek adına çok endişelenmek insanın ruh sağlığını olumsuz yönde etkiler. Hayatımdan örnekler sunarak tekrar tekrar topluma bu mesajı vermek istiyorum. Bu gerçeği kesinlikle unutmayalım.