Küresel ölçekte artan çevresel tehditler, enerji krizleri, kaynak kıtlığı ve iklim değişikliği gibi kritik meseleler; günümüzde yalnızca ekolojik değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal riskleri de beraberinde getirmekte. İşletmeler, artan girdi maliyetleri, tedarik zinciri aksamaları ve finansmana erişimde yaşanan zorluklarla karşı karşıya kalırken; sürdürülebilirlik ilkelerini merkezine alan iş modelleri giderek daha fazla ön plana çıkmakta. Bu kapsamda çalışmalarını sürdüren EGİAD, sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda yeşil dönüşüm konusunda farkındalık oluşturmayı, iş dünyasında dönüşüme öncülük etmeyi ve genç girişimcileri bu alana yönlendirmeyi amaçlamakta.
Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, günümüzde çevresel, ekonomik ve sosyal risklerin derinleştiğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Ekonomik istikrarsızlık, çevresel yıkım, derinleşen sosyal eşitsizlikler ve etik yozlaşmalar zamanımızın belirleyici zorlukları haline geldi."
Sürdürülebilirliği merkeze almayan iş modellerinin artık rekabet şansı kalmadığını vurgulayan Özhelvacı, "Yeşil dönüşüm artık sadece çevresel değil, ekonomik gelişmenin de itici gücü" sözleriyle sürecin iş dünyası için önemli fırsatlar sunduğuna dikkat çekti. Bu dönüşümün yalnızca riskleri azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda yenilik ve rekabet avantajı sağlayan stratejik bir araç olduğunu ifade etti.

"Yeşil dönüşüm, yani çevresel etkileri en aza indirerek üretim ve tüketim modellerini yeniden kurgulamak, artık bir tercih değil, bir zorunluluktur" diyen EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, konuşmasında mevcut küresel tabloya ve liderlik eksikliklerine değinerek şöyle konuştu: "Ekonomik istikrarsızlık, çevresel yıkım, derinleşen sosyal eşitsizlikler ve yaygın etik yozlaşmalar, zamanımızın belirleyici zorlukları haline gelmiştir. Ancak bunların yalnızca tesadüflerin sonucu olduğunu söylemek mümkün değil. Bugün karşı karşıya olduğumuz bu tablo, iş dünyasının, siyasetin ve toplumun en üst düzeylerinde değerlere dayalı liderliğin yetersizliğinin doğrudan bir sonucudur. Biz genç iş insanlarına düşen görev, yalnızca bugünün değil, yarının da liderliğine hazırlanmak. Daha adil, daha çevreci ve daha dirençli bir ekonomiyi inşa etme sorumluluğu omuzlarımızda."

Kaynak: İHA