“RÊDÛR”
Batman Çağdaş Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Arif Arslan’ın iki dilde (Kürtçe ve Türkçe) yayınlanmış kitabı, Ortadoğu coğrafyasında dünya kurulalı beri meskun olan kadim Kürt halkının dramatik macerasıdır.
Bir insan için en zor şey, kendi mekânında, toprağında zulme uğramasıdır.
Halepçe celladı Saddam’ın attığı kimyasalla binlerce Kürt zehirlenip şehit olurken, binlercesi de yerinden yurdundan ayrılmak zorunda kaldı.
Toprağında bağımsız yaşamak hakkıyken perperişan, sersefil biçimde göçe zorlandı, dünya devletlerine sığındı.
Batmanlı gazeteci Arif, o ateş çemberi içine girerek hayatını hiçe sayıp ölümü göze aldı, Halkının dert ve ıstırabını yerinde tespit edip Irak’ta Kürt lider ve komutanlarla röportaj yaptı.
Daha bebek iken Irak Kürdistan’dan kaçıp Batman Hava Alanı’ndan Amerika’ya giden Rêdûr ve ailesi Hikmet Piromari’nin gurbetteki çileyle yoğrulmuş hayatından çıkan başarı destanı, maddi zenginliğe ulaşıp boğulmadan yerini yurdunu ve toprağını asla unutmadan ‘sıla’ hasretiyle kavrulmuş güçlü bir aile yapısını kayda geçirmiştir.
Rêdûr, daha küçükken, “Doktor olup memleketime döneceğim” idealini ete kemiğe büründürüyor. Yine aynı ideal peşinde olan karısı Elif’in hayat hikâyesi de takdire şayandır.
Ayrıca daha anne karnındayken kimyasal gazdan gözünü kaybedip dünyaya gelmiş bir eczacı babayla bir öğretmen annenin kızı Revi de, ama gözleriyle her okulda üstün başarı sağlıyor.
Hasılı Rêdûr romanı, kurtlar sofrasını andıran Ortadoğu coğrafyasından hiç bir zaman savaş eksilmemiş ve Avrupa’nın dessas devletleri, Allah’ın o bölge insanlarına bahşettiği petrole daima göz koymuşlar.
Bundan dolayıdır ki, o bölgede kan, gözyaşı, acı, ıstırap, keder hep görülmüştür.
Ve maalesef bu toprakların gerçek sahibi Kürtler, hep ezilmiştir.
Kökten dindar olan bir halk, İslam ümmetinin bir nevi yetimi olmuştur…
İşte Rêdûr romanıyla 1990 ve sonraki yıllarda Irak Kürdistan’ın da haksızlığa uğramış Kürt halkı, bütün bu nahoş sebeplere rağmen özünden, örfünden ve haysiyetinden taviz vermeden ayakta durma mücadelesini vermiştir.
Rêdûr romanı, geçtiği o vahşi yılları tekrar hafızamızda canlandırmış, Arif Arslan’a başarılar dilerim.
Kitapseverlerin mutlaka bu kitabı okumalarını tavsiye ederim…