Milletvekilimiz Ferhat Nasıroğlu’nun ev sahipliğinde Ankara’da nezih bir mekanda ‘Batmanlı Bürokratlar Buluşması’na Sayın Bakanımız Mehmet Şimşek’in katılımı hem heyecan hem de önemli değer kattı. Söz verilen bürokratlar ve eski vekillerimizden Ahmet İnal ve Afif Demirkıran güzel tespitler yaptılar, dokunaklı anekdotlar anlattılar.

Eski Vekilimiz Afif Demirkıran mühim bir tespit yaptı; birçok kadim şehrin ‘Öz’leri sahipleri var. Mesela Öz Diyarbakırlılar, Öz Siirtliler gibi. Ama dikkatinizi çekti mi; Batman için bu kural geçerli değil. Kendileri Öz diyebilen bir sınıf yok. Çünkü Batman çevreden gelenlerin oluşturduğu tarihi çok eskiye dayanmayan bir şehir. Herkes birbirini eşit görür, kimsenin kimseye üstünlük taslamak gibi bir imkan veya şansı yok.

Eski Vekilimiz Ahmet İnal, bir ara sözü aldığında “yeni nesil pek bilmez; Batman Havalimanının yapılış hikayesini anlatayım size. Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakan. Askeri alanda hıncahınç bir kalabalık kendisini karşılamak üzere giriş yapıyoruz. Gel gör ki başörtülü diye o zamanın kadın kolları başkanını askerî erkan içeriye almadı. Diretmemize ve rica etmemize rağmen bir sonuç alamadık. Başbakanımız uçaktan indi ve bindiği araçta şehir merkezine doğru giderken kendisine bu durumu aktardık ve bir çözüm üretilmesini talep ettik. Hemen oracıkta o zamanki Ulaştırma Bakanı Sn. Binali Yıldırım’ı aradı, havalimanına terminal yapılsın, sivil bir çıkış inşa edilsin, diye talimat verdi. Nitekim kısa zamanda da havalimanı açılışını gerçekleştirdik.”

Hikâyeyi dinleyince çok etkilendim. Ülke gündeminin bir zamanlar nelerle meşgul edildiğini hatırladım, üzüldüm ama nihai kertede de çözüm üretilmiş olmasına sevindim. Aslında geçmişte yapılan hizmetlerin yeni nesillere aktarılması önem arz ediyor; zira hafızayı beşer nisyanla maluldür. Bu vesileyle geçmişte Batman’ın günümüze kadar gelen serüveninde katkısı, faydası, desteği olmuş herkese teşekkürü borç biliriz.

Buluşmada Sayın Bakanımızın yaptığı enfes konuşmanın son cümlesi ise hala kulaklarımda yankılanır: “Sevgili Arkadaşlar, malumunuz benim ilgilendiğim alan ve yaptığım iş nedeniyle yoğunluğum fazla, ancak Bakan Yardımcım Zekeriya Kaya da burada, Abdullah Erdem Cantimur burada; yeter ki Batman’ımızla ilgili olsun, her konuda kendileri ve çalışanları emrinizdedir.”

Çarpıcı bir ifadeydi, bir Hazine ve Maliye Bakanı, bu şekilde ifadeler kullanıyordu, tarihte bir ilkti, gurur vericiydi; biz de hem mutlu olduk hem de onurlandık. Sayın Bakanımıza, yaklaşımındaki kadirşinaslıktan dolayı teşekkür ediyoruz.

Benzer buluşmalar bundan sonra daha sık tekrarlanacaktır. Her buluşma beraberinde yeni açılımlar ve yeni aydınlanmalar getirecek. Batman’ın sorunlarının çözümünde el ve gönül birliği böylece her geçen daha da perçinlenecek.

Bakan Yardımcımız Sn. Abdullah Erdem Cantimur da o akşam halis muhlis bir Batmanlı olarak yüreğimizdeki yerini aldı. Kendisi, bildim bileli bir Batman sevdalısıdır. Önceki dönemde Sayın Mehmet Şimşek’in tek Bakan Yardımcısı idi. Yeni de dönemde de Kütahya Simav’lı hemşerimiz olarak hizmet etmeye devam ediyor. Biz kendisinden hep memnunuz, dileriz bundan sonraki yaşantısı sağlık ve afiyetle devam eder.

Bürokratlar Buluşması’ndan kısa bir zaman sonra Batman’da yaşanacak play-off yarı final maçı için gün saymaya başladık. Altınordu rövanşı için Batman’a kalabalık bir heyet olarak sabah vakti indik. Maç saat 20.00’de başlayacaktı. O nedenle babam Babinirli Mele Abdullah’ı ziyaret ettik. Evde akşama kadar sohbetinden feyiz aldık. Ablalarım Sacide ve Makbule ve yeğenlerimle maçı izlemek için stada gitmek üzere evden çıkacağımız zaman babam “oğlum bu maç internette veya TV’de veriliyorsa ayarlayın, siz sahada iken ben de evde izleyeyim” deyiverdi.

İşte o zaman Petrolspor’un gönüllerde nasıl taht kurduğunu anladım. Ömrü boyunca böyle sportif bir faaliyetle bağlantısı hiç olmamış muhterem babamın o akşam maçı izlemek istemesi benim için büyük sürpriz olmuştu.

O akşam evden çıktığımızda Siirt yol ayrımından stada kadar iyice sıkışmış olan trafikte gıdım gıdım ilerleyerek sahaya vardık, protokolde yerlerimiz tahsis edilmişti ama kapıya varmak ne mümkün.. Adeta mahşer günüydü, iğne atılsa yere düşmeyecekti.

Bir şehir adeta tek yürek olmuş, hırsla, inançla, umutla, azimle ve heyecanla stada akın ediyordu. İnsanların yüzüne umudun aydınlığı yansıyordu. Telaşsız gibi görünen ama içinde fırtınalar kopan sessiz çoğunluk, gümbür gümbür bir hedefe kilitleniyordu. Terörsüz Türkiye’nin sonraki adımında oluşacak huzur ortamının müjdecisi bu coşku, bir asır boyunca kesintiye uğramadan yükselerek devam ediyordu. Etmeliydi ve edecekti..

Maçı şeref tribününde izlerken dikkatimi en çok iki olay çekti. Birincisi golü attığımızda Ferhat Beyin ve Vali Beyin ellerini gökyüzüne adeta asarak yaptıkları tezahürat. Tribünde kendinden geçmeyen yoktu, herkes coşku seline kapılmış gidiyordu.

İkincisi bir ara Batmane Batmane parçası çaldı; o ara baktım iki polis kolkola girmiş halay çekerek parçaya eşlik ediyordu. Muhtemelen anlamını bilmiyorlardı ama müziğin ritmi onları her türlü kaygıdan uzaklaştırarak halkla ve halkın değerleriyle bütünleştiriyordu. Bu manzarayı fotoğraflamak isterdim ama olmadı. O kadar çok hoşuma gitti ki.. Daha kaç yıl öncesinde yasak olan bir Kürtçe parça eşliğinde polisler kolkola girerek halay çekiyorlar.. Hem de Petrolspor maçında.. Bir yanlışlık mı var, hayır hayır aksine bir kırılma var, kayırma var, yakınlaşma ve buzları kırma var, dayanışma ve kardeşlik var, umut var, huzur var..

Çoğu Batmanlı “fark etmez ha Van ha Batman” dedi. Bu duygu finalde Kayseri’de sahaya da yansıdı. Dakika 65’e yaklaşınca Batman seyircisi komple cep telefonu fenerlerini açtı, o yana bu yana sallayarak tezahürat yaptı, kardeşlerine selam çaktı; 72’nci dakikada ise Vanspor taraftarları cep telefonlarının fenerleriyle mukabele ettiler. Taşkınlık olmadı, kavga olmadı, barış ve huzur mesajları ülkeye dalga dalga yayıldı.

Sonuçta Vanspor ipi göğüsledi, zaten bir takım üst lige çıkacaktı. İşte tam bu noktada dudaklarımdan o söz dökülüverdi “galiptir bu yolda mağlup”. Bir yıllık harika bir macera, arka arkaya başarılar, kahramanlık destanları. Takım son nefese kadar umudu kaybetmedi. Var gücüyle mücadele etti. Zaten o aşamaya kadar gelmiş olmak, başlı başına bir vakıadır. Alkışlanası bir başarı hikayesidir.

Kanımca kader şöyle dedi: bir yıl daha pişsinler ondan sonra murada ereceklerdir. Biz umudu kaybetmedik, bilvakıa bu şampiyonluğu yakalamamız üç vakte kadar mukadderdir. İnancımız tamdır. Umudumuz kemali zirvedir.

Bir bayrama daha yaklaşırken gündem sporla şekillendi. Sporun birleştirici gücü, Terörsüz Türkiye’nin en güzel yüzü olacak. Diliyorum bölgemizin gençliği bundan sonra hevesi dağda değil bilimde, teknolojide, sporda ve sanatta sergileyecek. Bu topraklar Nice Mehmet Şimşek’ler, Aziz Sancar’lar çıkarmaya gebe. Tohumlar yeşerdikçe göreceksiniz, bu gençlik yüzyılın ümidi olacak. Gayret gösterecek ve başaracak.

Bayramda kapıya elinde şeker torbalarıyla gelen çocukların kıymetini, tüm bayram boyunca kapısı hiç çalmayan insanlar çok daha yakinen bilir. Onun için kapıya gelenleri boş çevirmeyin, çocuklara şeker ve harçlık vermeyi ihmal etmeyin. Bayram harçlıkları, onların üreterek para kazanma ritüeline dönüşsün. Geleceğe istikrar ve güvenle bakabilen bir gençlik, istikbalimizin de yegâne ümidi olacaktır.

Nice bayramlara... Sağlık, huzur, başarı ve mutlulukla...

Muhabir: MÜZEYYEN ARSLAN