Saygıdeğer Okurlar, bugün yerel sorunları yazmayacağım. Sinir katsayılarıma tavan yaptıran bir gelişme yaşandı, lakayt kalamam...

Mısır'da halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı iken, tüm dünyanın gözleri önünde askeri darbe ile görevinden uzaklaştırılan ve 6 yıldır zindanda esaret altında tutulan Muhammed Mursi, önceki gün hayata veda etti...

Yine tüm dünyanın gözleri önünde, bir 'Kafes' içerisinde yargılanırken vefat etti...

Böylelikle Mısır'ın Çağdaş Firavun'u olarak değerlendirdiğim General Sisi'nin cunta rejiminin zindan esareti son buldu...

Sözde bir mahkeme salonunda, bir kafes içerisinde; "Siz beni yargılayamazsınız. Ben seçilmiş meşru Cumhurbaşkanıyım, siz darbecisiniz" şeklindeki ifadeleri son sözleri oldu...

Muhammed Mursi'nin özgürlüğünü zindanlarla, kafeslerle kısıtlayabileceğini sanan alçak Sisi, bu gelişmeyi hesaplayamamıştır...

Fiziki kelepçelemeler, kafeslerin ruhların özgürlüğünü kısıtlayamayacağını gösteren bir gelişme yaşandı. Rabbim Muhammed Mursi'ye rahmet etsin.

**

**

Evet, General Sisi çağın Firavunudur. Çünkü Mısır tarihinde halkına zulmetmiş yöneticiler hep Firavun olarak anılmışlardır...

Halkı tarafından Cumhurbaşkanı seçilmiş Muhammed Mursi'nin, 2013 yılından beri zindanda tutulması yetmezmiş gibi, bir kafes içerisinde yargılanması zaten cuntacı rejimin çağdaş Firavun olduğunun kanıtıdır...

Amerika, Rusya, AB ülkeleri bu gelişmeye hep seyirci kalmıştır.

Başta Müslüman ülkelerin yaklaşımı da dürüstçe değildir. 'Hakkın hatırı alidir, hiçbir hatıra feda edilemez' prensibi gereği bu gerçeği açıkça ifade etmek gerektiğine inanıyorum. Önemli olan vefat etmiş Mursi için bütün ülke genelindeki camilerde sela okutmak, gıyabı cenaze namazı kılmak değil, ilkeli durmaktır.

Yıllar önce darbeci general Sisi yemin ederek Cumhurbaşkanı olarak göreve başladığında, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kutlama mesajı göndermişti. O zamanda bu duruma tepki göstermiştim.

**

**

Bunu kabul edilemez bir gelişme olarak bulmuş ve 'ABD Başkanı ve Katar Emiri eğer Zalim Sisi’yi destekliyorsa, bizim dindar Cumhurbaşkanımız da destekleyecek ve biz de bunu hoş karşılayacağız öyle mi? Hayır…Zalimlere meyletmekten bile Allah’a sığınıyorum…'
Bugün de aynı yerdeyim ve duruşumda bir değişiklik yok. Sisi’ye tebrik mesajı atanları unutmuş değilim.

General Sisi, yıllar önce Ortadoğu’da tarihi açıdan en önemli ülkelerin başında Mısır gelmektedir. Mısır’ın tarihteki önemi hakkında hepinizin olduğu gibi benim de aklıma hemen Firavunlar gelmektedir.

Kendilerini Güneş Tanrısı’nın oğulları olarak gören ve maiyetlerindeki halka zulmetmekle tarihe geçen Firavunlar gerçeğine Kur’ani Kerim de dikkat çekiyor…

Bizim Kürtçe’de Firavun’un karşılığı olarak ‘Fir’avn’ kavramı kullanılmaktadır. Fazla kibirlenip böbürlenen ve başkalarını küçümseyenler için ‘Nefsa Fir’avn peraye’ (Kendisinde Firavun nefsi-böbürlenmesi var) denilmektedir…

Firavunlar kendilerini tanrı gibi görseler de ölümlü varlıklardı. Halka en fazla 92 yıl hükmeden Firavun gerçeğini de tarih kaydetmiştir. Tabi, Firavunların yaşadığı ülkeler ‘Musa’ları da doğurmaktadır…

Evrensel realite gereği zalimlerin karşısında hep mazlumlar mücadele vermiş, mutlaka her Firavunun karşısına bir Musa çıkmıştır…

Firavun’un karşısına Hz. Musa, Nemrut’un karşısına Hz. İbrahim çıktığı gibi, başka yer ve zamanlarda farklı kapışmalar hep devam etmiştir.

Tarih zulmeden zalim diktatörler ve onlara karşı direnen kahramanlarla doludur…

OYNANMAK İSTENEN OYUN...

Yıllar önce Mısır'da oynanmak istenen oyuna dikkat çekmiştim. Amaç; Mısır'da iç savaş çıkartmak. Bakış açımı yeniden ifade ediyorum: Amerika’nin Mısır’daki darbeye destek verdiğini gösteren sayısız belge var. Başka ülkelere sözde demokrasi öneren ama yeri geldiğinde kral, sultan ve zalim diktatörleri açıkça savunan Amerika gerçeğini hepimizin çok iyi görmesi gerekir.

Uyguladığı sinsi politikalarla her zaman büyük zalim yöneticiler üreten, onları maddi gücüyle destekleyen, silahlandıran ve semizleştiren Amerika gerçeği çok açık bir tarihi gerçekliktir.

Elbette tek sorumlu Amerika değildir. Söz konusu ülke vatandaşlarının basiretsizliği, onları yönetenlerin başka güçlerin oyuncağı olması da önemli bir etkendir. Ülkelerin iç sorunları olabilir. Eğer dış güçler o iç sorunları kaşımaya devam eder ve halk oynanmak istenen oyunların farkına varmazsa, toplumun huzur yüzü görmesi pek de mümkün olmayacaktır.

Mısır’da oynanmak istenen oyunda Müslüman Kardeşler Hareketi’ni yer altına çekmenin olduğuna inanıyorum. Çok güçlü olan hareketin silaha sarılması halinde Mısır’ın kısa vadede asla huzur yüzü bulamayacağı gerçeğini kabul etmeliyiz.

Evet, küresel güçler her yerde halkları birbirine boğazlatmanın hesaplarını yapıyorlar. Ortadoğu’da hiçbir devletin güçlenmesi işlerine gelmiyor. İç çelişkileri kullanarak gerilim ortamları yaratılıyor. Mısır’daki durum çok açıktır. İhvan’ül Müslimin hareketini orduyla çarpıştırmanın hesaplarını yapanlar var.

General Sisi ve ekibinin uluslararası ceza mahkemelerinde ve Lahey Adalet Divanı’nda yargılanmaları gerekiyor. Büyük oyuna gelinmemesi dileğimle.