*1970’li Yıllarda Gülistan caddesinde 6 metrekarelik o küçük matbaa-gazete bürosunda yerel bir gazeteyi yayın hayatına başlatan merhum Enver Arslan ile Yılmaz Yerli’yi, kağıt kesim makinesi önünde dondurduğum o karenin üzerinden neredeyse 45 yıl geçti. Çocukluğumuz ve gençliğimizin geçtiği Site Mahallesi ile TPAO’nun parlak döneminde her bir yöneticinin bir akademisyen gibi şehrin kuruluşuna renk kattığı o günler nerede? O yöneticilerin üçte biri ayrıldı aramızdan. 

*Ramazan Bayramı arifesini de bayramı da evde geçireceğiz. 27 Yıl önce sokağa çıkma yasağının uygulandığı Batman’da, bu kez korona virüs salgı nedeniyle sokağa kısıtlama getiriliyor. Arife ve bayram günleri uygulanacak 4 kısıtlı gün bakalım nasıl geçecek?

BAYRAMDA EVDEYİZ
Dört günlük kısıtlı dönem, Arife ve Bayram günleri uygulanacak.
Korona virüs salgını nedeniyle tüm Türkiye’de olduğu gibi Batman’da da bu bayramda kısıtlamalara gidiliyor. 23-26 Mayıs tarihleri arasında 81 İl’e sokağa kısıtlama getirildi.

Batı’daki bazı iller bu yasağa alışkın.

Fakat bize bu dört gün nedense ağır geliyor.

Arife öncesinde çarşı-pazarda gördüğüm o kalabalıktan biraz da ürktüm.

Aşırı kalabalığı görünce korkmaya başlıyorsunuz.

Haftalardır her akşam, her televizyon kanalında profesörler korona’dan korunmak için sosyal mesafe ve maske uyarısı yapıyor.

Geçen hafta Valilik, sokağa çıkarken maskeyi takmayı zorunlu kıldı ama yine de uyarılara aldırış etmeyen bir kesim var.

Cadde de, minibüste, markette herkes maske takıyor ama usulüne uygun takanı görmek çok zor.

Bazı marketler içinde bulunması gereken sayının çok üstünde müşteri alış-veriş yapıyor. Kasa önlerinde dip dibe sıra bekleyenler de cabası.

Günlerce, haftalarca kendini, ailesini, toplumu korona’dan korumak için evlerine kapananlar bu görüntülerden çok rahatsız.

Bu manzaradan korkmamak elde değil.

Bu korku sadece bizde değil, konuştuğumuz bazı uzman ve fedakar sağlıkçılarını da endişe ediyor.

Bu satırları, bayram alışverişi için sabırsızlananlar için yazıyoruz.

Bakın herkesin özgürce dolaşmak hakkı. Fakat günlerdir kendilerini korumak için çocuklar ve büyüklerimiz, kaç haftadır evlerinde hapis hayatı yaşıyor. Onların bu yasağı bitsin istiyorsanız, bayram alışverişinin son gününde kalabalık yerlerden uzaklaşın.

*****

O KÜÇÜK MATBAADA İLK GAZETE
Batman’ın yerel medyasının duayenlerinden Haluk Yargıcı, Nazım Sökmen, Hüsamettin Turan ve ağabeyimiz merhum Enver Arslan’ı bu bayram arifesinde saygı ve rahmetle anıyoruz. Onlar mesleğin çileli döneminde büyük fedakarlıklarla bu işi yapan güzel insanlardı.

Yukarıda isimlerini saydığım dört duayenimizi de yıllar öncesinde kaybettik.

45-50 Yıl öncesinde Batman Çağdaş’ın doğduğu ‘Eski Tekel Caddesi’ diye bilinen Gülistan Caddesi’nde, yerel medyanın bu günlere gelmesinde ışık tutan isim kuşkusuz merhum Enver Arslan’dı.

Gazeteler ilkel şartlarda hazırlanırdı... El dizgisi ve kollu pedal makinesiyle çıkarılan iki yapraklı gazete çıkarmak için harf kovaletlerinin başında bazen sabahlardık.

Batman Doğuş ve Yeni Zaman gazetelerinin de çıktığı o küçük matbaadan söz etmek istiyorum. Gazete basımının yapıldığı o küçücük mekanda el pedalı, elle kağıt kesme makinası, hurufat kovaletleri ve kağıt dışında doğru dürüst çalışma masası yoktu.

Renkli gazete ise hayaldi.

Batman Çağdaş, 1988 yılında ilk özel bayram sayısını okurlarıyla buluşturduğunda dönemin Kaymakamı merhum Aydın Arslan, ağabeyimiz Enver Arslan’ı kutlamıştı.

Adana’da basılan renkli gazeteyi merhum Aydın Arslan’a sunduğumuzda söylediği o sözler hala kulağımda; “Petrol kentimizin böyle renkli gazeteye ihtiyacı var. Çağdaş adına yaraşır özel bir sayıyı bizlerle buluşturdu.”

Çok seslilikten yana olan duayen gazeteci Enver Arslan, Yılmaz Yerli ile birlikte çıkardıkları Batman Doğuş’un ilk sayısında o anı ölümsüzleştiren hatıra fotoğrafını görünce bir anda o günlere daldım.

Yıl 1977… O zaman gazetede ‘Zenit makinası’ vardı. Batman Lisesi’nde eğitimimi sürdürüyordum. Okuldan kalan zamanım ise gazetede geçerdi. Batman Doğuş’un ilk sayısında kağıt kesme makinasında oturan Yılmaz Yerli ile ağabeyim Enver Arslan’ın fotoğraflarını dondurmuştum. Amatör bir kareydi ama şu ana dek çektiğim en değerli karelerden biri de bu siyah-beyaz fotoğraftır.

Merhum ağabeyimin kadim dostu Yılmaz Yerli, Mersin’de yaşamını sürdürüyor. Arslan ve Yerli arasında öyle bir samimi dostluk ve arkadaşlık vardı ki; sormayın gitsin. Büyük sıkıntılarla onlar temiz ve saf duygularla gazetecilik yaparlardı.

Batman’da yerel medyanın bugünlere gelmesinde katkısı inkar edilmeyen ağabeyimiz Enver Arslan’ı bir kez daha rahmetle anıyorum.

**********

BİR RÜYAYDI TPAO…
1990’lı Yıllara kadar TPAO Batman Bölge Müdürlüğü’nün efsane Müdürü Mehmet Yamaç, ayrıldığında petrol sektörünün lokomotifi de küçüldükçe küçüldü.

Sosyal medyaya da yansıyan YouTube’deki ‘Batman Batman Bölge Müdürlüğü’nün-1990 Site, İnsanlar ve Çevre’ konulu videosunu izleyince, daldım o günlere.

Bir rüya olan TPAO’nun Sitesi’nde çevre düzenlemesi, sosyal yaşam ve de o çalışkan ünite müdürlerinin dörtte üçünün aramızda olmadığını görüyoruz.

Mobilya atölyesinden Ağır Nakliyata, Makine İkmalden Alım-Satım Bölümüne, Spor Şefliğinden TED Kolejine, Beyaz Saray’dan 1 no’lu misafirhanesine, Ödüllü orkestrasından tecrübeli garsonlarına, İtfaiye’den güvenlik birimine, 40 Kişilikten tesisten Kristal Park’a, TPAO Dispanseri’nden Petrol ilkokuluna, Botanik bahçe’den sosyal tesislere dek ayrı bir dünya idi TPAO…

Videoda yer alan görüntülerde Bölge Müdürü Mehmet Yamaç, yardımcılarından Şeref Ekinci, Fikret Yöndem, Çetin Yıldırım, Halit Edip Özcan, Dr. Kadir Sungur, Cengizhan Özer, Selami Büyükyapıcı, Şahin Göndiken, Sadi Özbeden ve isimlerini hatırlayamadığım çok değerli bazı simalar da şimdilerde aramızda yok.

Yamaç, Batman’a veda ettiğinde TPAO’nun küçülme dönemi başlamıştı.

7000 İşçiden neredeyse binlere düştü TPAO.

Kısacası; biz Batman’ın lokomotifini geliştiremedik.

O güzel insanların bize bıraktıkları devasa kurumlar daha da geliştirilebilirdi.

Kim ne derse desin, 90’ların o muhteşem TPAO’su yok artık.

Batman Çağdaş okurlarının, Ramazan bayramını içtenlikle kutlarız…